kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
  » Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yılları bozuk para gibi harcadık...
Yılları bozuk para gibi harcadık...
Top 5 (HINCAL)
Top 5 (AYŞE)

Yılları bozuk para gibi harcadık...

Sizin her pazar okuduğunuz bu sohbeti, biz her pazartesi Ortaköy'de Ertekin'in Yeri'nde öğle yemeğinde yapıyoruz. Bu hafta her şey; Ertekin'e giderken yolda dinlediğimiz Seden Gürel ve Keremcem'in düet albümüyle başladı. Aaa!.. Seden Gürel ve Keremcem; meşhur Sezen AksuÖzdemir Erdoğan'ın 1987'de seslendirdiği 'Küçük Bir Aşk Masalı'nı yeniden yorumlamış. Yaşlı adam genç kadın aşkı, bu kez genç adam olgun kadın olarak tersine dönmüş. Ben de şarkı sözlerinde Hıncal'ın adını görünce; bu çok sevdiğim şarkının yazılış hikayesini merak ettim. Hıncalım da anlattı... Bir gün Sezen Aksu ve Ali Kocatepe, Hıncal Uluç'un evine gelmişler; "Şarkı yaptık sana dinletelim" demişler. Ali Kocatepe gitarla çalmış, Sezen Aksu söylemiş. Hıncal sözleri pek beğenmeyince Sezen Aksu "O zaman yaz bakalım bir şeyler" demiş. Ve hemen orada beş satırlık nakaratı yazmış "Ne olur bir an unutup kalsak /Ne olur biraz rüyaya dalsak/ Ne olur gerçek olsa masallar/ Ya da biz masal olsak..." Plak çıktığında Hıncal adını görememiş ve Ali Kocatepe'ye fırça atmış... "Mesele telif meselesi değil. Sezen Aksu'yu o kadar çok seviyorum ki, benim adımın bir şekilde Sezen'le yan yana gelmesini istiyorum" diyor. Bu konuşmaların üzerine biz tam yeni yıl muhabbeti yaparken, Sezen Aksu Ortaköy'e gelmez mi! Ertekin'in Yeri vitrin gibi; gelen geçen gözüküyor ya, biz de Sezen'i kumpircilerle konuşurken gördük. Ve bakın sohbet nerelere vardı...

*
2005 sizin için nasıldı? Valla çok hızlı geçti. Benim için hızlı geçmişse, iyi geçmiş demektir. Ben ve sevdiklerim genelde iyi ve sağlıklı bir yıl geçirdik. İş hayatım gayet iyiydi. Yalnız olduğum için huzurluydum...

* Yılların, zamanın geçmesi sizi nasıl etkiliyor? Gençken yılların geçmesi konusunda daha cömerttim. Hep beklentilerimiz vardı, yılları bozuk para gibi harcardık.

* Neydi beklentileriniz? İki sene geçsin askerlik bitsin, dört sene geçsin üniversite bitsin, şu kadar sene geçsin şu bitsin, bu bitsin. Ama asıl geçen şeyin gençliğimiz olduğunu fark edemedik.

* Hani tipik insanı sinir eden bir soru vardır; "Şu anki aklınızla gençliğinizde zamanı nasıl kullanırdınız"? Bilemiyorum. Onu şimdinin gençleri bilir.

'GÜNÜMÜ YAŞIYORUM'

*
Ne bileceğiz. Biz de sizin gençliğinizdeki gibiyiz... Zamanın farkında değiliz. Şimdi daha cimri olmaya çalışıyorum yıllarım konusunda. Geleceğe dönük beklentilerimi mümkün olduğu kadar azaltıp, günü yaşamaya çalışıyorum. (Garsonlar "Aaa Sezen Aksu" demezler mi! Tesadüfe bakar mısınız? Sezen Aksu Ortaköy'e geldi, tam karşımızda kumpircilerle konuşuyor.)

*
Bize 'günü yaşa' deyip duruyorlar. Bugünü yaşamak nedir? Yaşadığın günün, anın keyfini çıkarmak... Şu yemeğin keyfini çıkarıyorsun. Karşında güzel bir kız var sana aptalca sorular soruyor, sen de ona cevap veriyorsun. 'Şu yemek bitse de şu kızdan kurtulsam' demiyorsun (Gülüyor, ben gülmüyorum tabii!) Benim için artık değerli olan tek zaman; şimdi!

* Herkes 2006'dan beklentilerini listeleyip duruyor. Sizinki ne? Ben "yuvarlanıp gidelim işte" diyorum da! Yeni yıldan ne beklerim ki? Yeni yılın dünden bugüne farkı yok ki. Zıpçıktının biri çıkmış '1 Ocak yılbaşıdır' demiş. '1 Haziran yılbaşıdır' deseydi 1 Haziran'da bunu konuşacaktık. 2005'te bir beklentim olmadı ki, 2006'da bir beklentim olsun! (Hıncalım sinirlenince, ben gülmeye başlıyorum... Bu arada bize yerimiz dar geliyor, her hafta mutlaka bir konu elimizde kalıyor. Biriken konuları konuşmaya başlıyoruz. Ben 'o var, bu var' derken...) Hıncal: Tam biz bunları konuşurken Sezen Aksu'nun buradan geçmesi var....

'HİÇBİR ŞEY OLMADI

*
Çok merak ettim. Sezen Aksu önümüzden geçince sizin içinizden ne geçti? Hiçbir şey olmadı!

* Hadi canım. Hiç yoktan insan kızgınsa kızgınlığını, nefretse nefretini ya da ne bileyim özlediğini hisseder... Ben benim Sezenim'i seviyorum, bu Sezen'i sevmiyorum. Şuradan yürüyüp geçen herhangi biri beni ne kadar etkilerse o kadar etkiledi.

* Böyle hissedebileceğinize inanamıyorum. Nasıl olur? Olur! Bende olur.

* Siz bir kalemde silenlerden misiniz? Silinmesi gerekenleri silerim. Kendini sildirenleri! Hayatıma girenlerden çok azı silinmiştir.

'SEZEN VAZOYU KIRDI'

*
Silinenler karşınıza gelse, diyelim özür dilese... Sezen vazoyu kırdı. Hiç ondan beklemediğim garip şeyler yaptı.

* 'Zalim' meselesi mi yoksa bizim bilmediğimiz başka şeyler mi var? Her şey herkesin gözünün önünde cereyan etti. Mesele bir anlık değil. Bir anlık şeylerle karar veremezsin. Çünkü hepimizin hayatında çok zayıf ve çok farklı olduğumuz anlar vardır. İstemediğin bir şeyi ağzından kaçırırsın, büyük laflar edersin. Sezen'in tek tek yaptığı şeyi affedebilirim. Ama bunları zincirleme arka arkaya yaptığı zaman, o sana karşı bir tavır koyuyor demektir. Senin hiç hak etmediğin bir tavır...

* Peki bu tavrın nedeni nedir acaba? Bu benim kişisel yorumum. Çevresinde benden nefret edenlerin etkisinde kaldı. Onlar her gün yanındalar. Bütün bunlara rağmen Sezen'in 'hayır ben Hıncal'ı tanıyorum' demesi, oyuna gelmemesi lazımdı; geldi! Vazo şangur şungur kırıldı.

'BENİM SEZENİM VAR'

*
Affetmek yok mudur? Sevenler arasında af diye bir kelime yoktur. Ancak hâlâ ona sevgi ve saygı duymam, benim kendi kendime olan inancımı kaybetmeme neden olur. Ama bütün bunlar benim Sezenim'i ortadan kaldırmıyor.

* Hem onunla konuşmuyorsunuz hem de 'Benim Sezenim var' diyorsunuz. Bu biraz garip değil mi? Onların Sezen'i oldu diye benim Sezenim'i hayatımdan çıkartıp atamam ki. Sezen'i her şeyiyle çok seviyorum. Hayatımın yirmi senesine yayılmış Sezen güzellikleri var bende. Nasıl hayatımdan çıkarıp atayım. Ben hastanede yatarken kapımda bekleyişini nasıl unuturum? Buna imkan var mı? Bugün Sezen'le aram bozuldu diye o yılları hayatımın içinden çıkarmama imkan var mı? Geçen gece, gece kulübünde herkes şarkı söylüyor ben ise ağlıyordum... 'Gülümse' çalıyordu.

* Şarkıya mı ağlıyordunuz yoksa Sezen Aksu'yla bozulan dostluğunuza, bugünkü durumunuza mı? Şarkıya... Bilmiyorum öyle her hareketimin derinliğine inmek gibi bir adetim yok. O zaman saplanır kalırsın bataklığa. İçinden ağlamak geliyorsa ağlarsın.

AYŞE & HINCAL

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Kendimi M.Ali'ye ispatlamak istedim - Bence Özcan filme...
 Bana dinozor diyen benim için amiptir!
SEDA KAYA GÜLER
Olmadı Banu Alkan!
Afrodit'e hiç yakıştıramadım...
Eşi vajinismus ise erkek iktidarsız oluyor
Eşi vajinismus ise erkek iktidarsız oluyor
Vajinismus olan eşiyle cinsel ilişkiye girmeye hazırlanan erkek,...
Beyin piliyle hareket ediyorlar
Beyin piliyle hareket ediyorlar
Parkinson gibi hastalıkların neden olduğu hareket bozuklukları,...
Onlar önce kutladı!
Onlar önce kutladı!
İstanbul'un elitleri son 15 günü yeni yıl partilerinde geçirdi. Kapı...
Bu kez şaşırttı!
Bu kez şaşırttı!
Moda Polisi
İstanbul'da giyinme işini en iyi bilenlerden...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.