kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Yenilmekten daha kötü olan yenilince yıkılmaktır...
28 Şubat medyası ayıplıydı...

Yenilmekten daha kötü olan yenilince yıkılmaktır...

Yenilmiş olmak tabii ki kötü bir durum. Ama daha kötü olan, yenilince yıkılmak, yenilmeyi hazmedememek veya galip gelene çamur atmaktır.
Yaşam her alanda rekabetlerin dünyasıdır. Uygarlık, bu rekabetin taraflarının, yani kazanan ve yenilenin birlikte yaşayabilmeleri demektir. Bu şekilde kaybeden taraf yok olmaz. Çalışır, güçlenir ve rekabete devam eder. Bu yarıştan mükemmeliyet çıkar ve bundan tüm toplum yararlanır.
Somut örnek ortada. Lig şampiyonu bu yıl Galatasaray oldu diye, Fenerbahçe de yok mu olacak yani? Belli ki yeni bir teknik çalıştırıcı bulacaklar, yeni transferler yapacaklar ve gelecek yıla daha iyi hazırlanacaklar.
Bu açıdan Fenerli taraftarların ağlamaları, sızlanmaları ve hele şenlik yapan Galatasaray taraftarlarına saldırmaları, uygar akla sığmaz. Neticede geçen yıl da Fener şampiyon değil miydi? Bu durumda geçen yıl da bu yıl da şampiyon olamayan Beşiktaşlıların ne yapmaları gerekir yani?

FANATİKLER
FARKLIDIR
Yine de taraftarlığı fanatiklik haline dönüştüren futbol tutkunlarını anlamak kolay. Çünkü fanatiklikte akıl ve mantık yoktur. Davranışları sadece saplantılı duygular yönlendirir. Profesyonel futbolda çalıştırıcılar da, oyuncular da sürekli takım değiştirir, takımın yapısı da, oyun kurma tekniği de değişir... Sadece fanatik taraftarların tutumu değişmez.
Futbolu karşılaşan takımlardaki 22 oyuncu oynar. Taraftarların bu oyundaki katkısı sadece destektir. Taraftarlar golü ne atar ne de yer. "Biz iyi oynadık" diye maç ertesinde yapılan değerlendirmelerdeki "Biz", sadece duygusal bir söylemdir. Oyunculardan başka kimse oynamamıştır çünkü.
Bu şekilde 20'li yaşlardaki bir genç oyuncunun o andaki fizik kondisyonunu, ruhsal durumunu, yorgunluğunu ve belki bunalımını hiç bilmeyen bir taraftar, "Biz" diyerek kendisini onun yerine koyar. Daha da kötüsü varını, yoğunu ve itibarını o futbolcuya teslim etmiş kulüp yöneticisi, yenilgi sonunda fanatiklerin anasına babasına küfrettiğini görür.
Ama profesyonel futbol böyle bir şey işte. Daha ötesi var mı? Arjantin'de Boca Juniors taraftarları, takımlarının renklerine boyanmış tabutlarla gömülüyorlar şimdi. İngiltere'de Manchester United'ı Amerikalı (Glazer), Chelsea'yi Rus (Abramowitz) milyarderler satın aldı. Ama İngiliz fanatikler hâlâ takımları için kavga edip duruyor.

SİYASİ
FANATİKLER
Bu durumda toplum olarak kaçınmamız gereken durum, siyaseti de fanatiklerin davranışlarına ve kavgalarına konu etmememizdir. Siyaset akıl, mantık ve hesap gibi öğelerin egemen olması gereken bir alandır. Demokratik rekabet ve değişim, siyasetin ve dolayısıyla toplumun istikrarını, gelişmesini ve mutluluğunu sağlar. Seçimle iktidarın değişmesi, sadece bir partinin ya da doktriner bir ideolojinin fanatikleri tarafından "Ülke elden gidiyor" veya "Rejim tehlikede" gibi ağlamalar ve sızlanmalarla değerlendirilir.
Şunu da hiç unutmayalım. Demokrasilerde hiçbir partinin sürekli iktidarda kalması mümkün değildir. Bakın İngiltere'ye. Tony Blair liderliğindeki İşçi Partisi üç genel seçim kazandı. Ama geçen haftaki yerel seçimlerde anlaşıldı ki, Blair de "Eski başbakan" olmanın eşiğinde.
Bu durumda Blair intihar mı etsin yani? Belli ki yerine bir başkası (Mesela Brown) geçecek ve İşçi Partisi yeni yönetimle gelecek seçimlere hazırlanacak.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Nasıl bir cumhurbaşkanı isteniyor?   / 15-05-2006
 Sistemi yenilemek rejimi tehdit eder mi?   / 14-05-2006
 Neyin ne zaman olacağını bilebilmek mümkün...   / 13-05-2006
 İlke Anayasa'dan, kaynak ise Allah'tan mı gelir?   / 12-05-2006
 Ortadoğu'da siyaset için ustalık ve bilinç gerekir...   / 11-05-2006
 Özgür irade kaderin yönünü değiştirebilir mi?   / 10-05-2006
 Olaylara "Fransız takılmak" tehlikesi...   / 09-05-2006
 Günah mı çıkartalım yoksa özeleştiri mi yapalım?   / 08-05-2006
 Derdimi özel deftere döktüm, asumana inledim   / 07-05-2006
 Denize düşen neye sarılmalıdır?   / 06-05-2006
YILMAZ ÖZDİL
20:45
Adnan Polat'ın habire saatini göstererek sorduğu...
ERGUN BABAHAN
Erdoğan: Yedek milletvekilliği olmalı
Başbakan...
MEHMET BARLAS
Yenilmekten daha kötü olan yenilince...
UMUR TALU
Altı pasta verkaç
"Sarılan adam"ın kazanmasına...
FATİH ALTAYLI
Büyüdükçe gönlün alçalmazsa!
Böylesine bir lig...
ERDAL ŞAFAK
İyi bir gelişme
Avrupa'dan uzun süreden...
'Tehlike değiliz biz tehlikedeyiz'
Belçika'da yaşayan yabancılar, geçen hafta düzenlenen ırkçı saldırıyı...
Blair'in partisine Türk 'CEO'
İngiltere'de yerel yönetimdeki başarısıyla yıldızı parlayan Adanalı...
Ruhumuzla kazandık
Ruhumuzla kazandık
G.Saray'ın kaptanı Hakan Şükür, "Sezon boyunca çok iyi bir duruş...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu