|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Mini bir kriz söz konusu"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ekonomide yaşanan gelişmelerin bir dalgalanma niteliğinde olmadığının ortaya çıktığını savunarak, ''Türkiye'de bir mini kriz söz konusudur'' dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında konuşmasına başlarken, Ankara Büyükşehir Belediyesine Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi üzerinde tasarruf yetkisi verilmesini öngören yasa teklifine karşı harekete geçen bazı sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticilerinin de salonda bulunduklarını söyledi.
AOÇ arazisinin yıllardan beri fiili durum yaratılarak
amacı dışında kullanıma açıldığını ve talan edildiğini savunan Baykal, Ankara Büyükşehir Belediyesinin yasanın çıkması durumunda çiftlik arazisi üzerinde çok ciddi bir şekilde imar yetkisi kullanabileceğine dikkati çekti.
Belediyenin yasayla ilgili olarak öne sürdüğü gerekçelerin hiçbirisinin doğru olmadığını ifade eden Baykal, ''Bu araziyi bir rant, yapılanma alanı haline dönüştürmek isteyenler karşısında bütün yetkilerimizi kullanarak görevimizi yapacağız'' dedi.
Konuşmasında PMD eski başkanı gazeteci Kemal Saydamer'in vefatından duyduğu üzüntüyü de dile getiren Baykal, Saydamer'in ailesine ve gazeteci arkadaşlarına başsağlığı dileklerini iletti.
Dursunbey'de bir maden ocağında meydana gelen grizu patlamasından da söz eden Baykal, iş güvenliği konusundaki ilgisizlik ve gevşekliğin can ve maddi kayıplara yol açtığını söyledi. Baykal, konuyla ilgili olarak TBMM'de bir genel görüşme önergesi vereceklerini kaydetti.
''BİR UYARI OLARAK ANLAŞILMALI''
CHP lideri Baykal, ekonomide bir süreden beri yaşanan sıkıntının ''dalgalanma'' olarak değerlendirilerek yumuşatılmaya çalışıldığını söyledi. Yaşananların bir dalgalanmanın ötesinde olduğunun ortaya çıktığını öne süren Baykal, şunları kaydetti:
''Türkiye'de bir mini kriz söz konusudur. Tam bir kriz değil ama bir uyarı olarak anlaşılması gereken, gidişatın iyi olmadığını gösteren bir mini kriz tablosuyla karşı karşıyayız. Dolar ve Avro'da birden bire yüzde 20'nin üzerinde kur artışı ortaya çıkmıştır. Bunun ineceği beklentisi vardı ama öyle olmadı. Merkez Bankası, bir toplantıyla gerekli tedbir alınacağını açıkladığı halde kur inmedi.''
Uygulanan ekonomi politikasının enflasyon hedeflerine göre programlandığına dikkati çeken Baykal, 2006 yılı için enflasyonun yüzde 5 hedeflendiğini ancak Mayıs ayı itibariyle enflasyon oranının yüzde 9.86 olarak açıklandığını vurguladı.
''BUNLAR HAZIR YEDİLER''
Deniz Baykal, bu durumda yüzde 5 enflasyon hedefine göre yapılan programın uygulanabilir olmaktan çıktığını ileri sürerek, yeni bir program ortaya konulması gerektiğini kaydetti. Geride bırakılan dönemin Türkiye'yi kurda tekrar 2003 noktasına taşıdığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu hükümet işbaşına geldiği zaman kendinden önce çok ciddi, acı tedbirler alarak ekonomide toparlanmaya yönelmiş olan bir hükümetin mirasını devraldı. Bunların kendi kararlarıyla, cesaretle, bedelini ödeyerek ekonomik sorunları çözmek için attıkları önemli adımlar yok.
Bunlar hazır yediler. Geçmiş hükümetin yaptıklarını hazır yediler, dünya ekonomik konjonktürünün meyvalarını derdiler. Sonunda ne oldu? Baktığınız zaman 130 milyar dolar ek borç, rekor düzeyde işsizlik. Ama birileri meyvayı toplamıştır. Kimdir onlar?
Onlar, işsiz gençler, çiftçiler, köylüler, emekliler, esnaf, işçiler ve dürüst namuslu sanayiciler değildir. Türkiye'nin izlediği politikadan dolayı birileri çok kazanmıştır. Türkiye'ye borç para verenler çok kazanmıştır. 'Sıcak para' diye ekonomiye girip karşılığında muazzam kazançları yurt dışına kadar çıkaranlar çok kazanmışlardır.''
''GLOBALLEŞME DEĞİL TALAN''
CHP Genel Başkanı Baykal, hükümetin, ekonominin yanılıra siyasi bakımdan da Türkiye'ye bir risk getirdiği gerçeğinin artık herkes tarafından anlaşılmaya başlandığını savundu. Bundan sonra ekonominin istikrara kavuşmasının sadece alınacak bazı ekonomik tedbirlerle sağlanamayacağını ifade eden Baykal, şunları söyledi:
''Bu iktidarın Türkiye için bir siyasi gerilim noktası olmaktan bir an önce çıkması lazımdır. Bu hükümet bir siyasi gerilim noktası olmaktan çıkamazsa, alacağı ekonomik ve mali önlemlerle Türkiye ekonomisinin toparlanması maalesef mümkün olamaz.''
Geride bırakılan dönemde ''Bir talan ekonomisinin işlemekte olduğunu çok somut olarak ortaya koyan olaylar yaşandığını'' savunan Baykal, Tekel'in içki bölümünün satışını örnek gösterdi.
Baykal, 299 milyon dolara satılan Tekel'in içki bölümünün alan şirket tarafından geçtiğimiz günlerde 900 milyon dolara bir yabancı şirkete satıldığını anımsatarak, şöyle dedi:
''Özel sektör 900 milyon dolara bir yabancı şirkete devretti. Biz o zaman 'bunun değeri 700 milyon dolardan aşağı değildir' dedik, ama satışı yapıldı. Şimdi gerçek ortaya çıktı. Bunun hukuki bir sorumluluğu yok mu? Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir özelleştirme olur, hangi ülkesinde böyle bir globalleşme savunması olur. Bu globalleşme falan değil, açıkça talan. Buna karşı kimse sesini çıkarmıyor. Hafızası bu kadar zayıf mı bu toplumun? Özelleştirmeden kim sorumlu? Bunlar hiç ortada yok. Bunlar halının altına.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|