kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Rahsan Gulsan @ SABAH
 

Almanya'da nezarete düştüm!

Geçen salı, ballandıra ballandıra anlattığım İsveç seyahatim aslında hiç de güllük gülistanlık başlamadı. Seyahatin başında öyle bir korku fırtınası yaşadım ki, zavallı bünyemde artık bu yıl başka bir şeyden korkabilecek miktarda korku kalmadı. İsveç uçuşumuz Münih aktarmalı idi. Dolayısı ile (bilemiyorum arka sokaklarda neler oluyor- Bkz: Türk pop müziği şarkısı) Avrupa Birliği'ne giriş yapacağımız yani pasaport ve vize kontrolünden geçeceğimiz yer Münih Havaalanı idi. Dört kişilik bir gazeteci grubu idik ve bizi bu seyahate davet eden Volvo yetkilileri bizi Göteborg'da karşılayacaklardı.

PUFLAMAYA BAŞLADIM
Bizim grupta eski arkadaşım Tuba Noyan da vardı. Yani gazetemizin yelken üstadı Turgay Abi'nin kızı. Biz Tuba ile yolculuğun ilk bölümünü horlayarak tükettik. Münih'e indiğimizde suratımızda yeni uyanmış insanların şapşal ifadesi vardı. Tuba başka bir pasaport kuyruğuna girdi ve çabucak geçti. Sıra bana geldiğinde Alman pasaport görevlisi önce bir süre pasportlarımı karıştırdı. Bazı vizelerim önceki pasaportumda olduğu için eski pasaportum, yenisine iğneli duruyor. Ardından görevli bana sorular sormaya başladı. "Nereye gidiyorsunuz, işiniz nedir, orada masraflarınızı kim ödüyor?" gibi soruları ardı ardına sıralamaya başladı. İçimden "Abi, Allah'ın gavuru, Türküm diye başladı tacize" diyorum. Puflamaya başladım, başlayacağım. Ama adam bu soruları o kadar nazikçe soruyor ki çaresiz cevapları arkası arkasına sıralıyorum. Tabii böyle anlarda insanın hafiften çenesi düşüyor. Ben zaten hep düşük çeneli olduğumdan küçük çapta bir çene ishali hasıl oluyor.

ARKADAŞ MAĞDURUYUM
Ben artık tam "aaa yeter artık" diyecekken Alman pasaport görevlisi bombayı patlattı: "Ne yazık ki sizi Avrupa Birliği sınırları içine alamam!" Nasıl yani. Benim de mi Rumlara limanlarımı, hava limanlarımı açmam gerekiyor Avrupa Birliği'ne girebilmek için? "Nasıl olur kardeşim, ben dünyayı gezmiş, modern bir X-Large Türk seyyahıyım." Cevap kısa ve netti: "Hanımefendi vizeniz iki gün sonra başlıyor!" Amanın!!! O Münih Havaalanı birdenbire başımın etrafında dönmeye başladı. Adam susmuyor: "Sizi transit bölgeye de alamam. Ya ilk uçakla ülkenize döneceksiniz, ya da iki gün burada misafirimiz olacaksınız. Şimdi lütfen beni takip edin..." O an Tuba ile göz göze geldik. Yüzü sapsarı olmuştu. "Canım merak etme ben sana temiz iç çamaşırı, börek filan getiririm" der gibi bakıyordu. Ben de ona "Tubacım, hakkını helal et, otomobilimin taksitlerini babama, kedimi kardeşime bırakıyorum, kısmet buraya kadarmış" der gibi baktım. Ardından Alman pasaport görevlisinin ardında havalimanının karanlık alt katlarına doğru ilerlemeye başladık. Beni bir odaya kapattılar. Odada sadece duvardan çıkarak açılabilen iki sandalye vardı. Kapısı açıktı ama benim kapıdaki çizgiyi geçmem yasaktı. Her şeyi bırakıp böğüre böğüre ağlamama birkaç saniye kalmıştı. Görevli biri geldi. Bana olayı yeniden anlattırdı: "Bakın sayın amirim (amirim kelimesinin İngilizcesi neydi?) ben arkadaş mağduruyum. Valla vizeyi onlar yanlış şeettiler. Ben kendi halinde bir gazeteciyim. Öyle etliye sütlüye karışmam. Allahın emri peygamberin kavliyle bir acil durum vizesi şeetseniz!"

ALLAH DÜŞÜRMESİN...
Yaklaşık yarım saat süren ama vallahi birkaç yıl gibi gelen bekleyişin ardından görevli geldi ve "Bazı masrafları karşıladıktan sonra vizenizi değiştirebiliriz. Bu çok sık yaptığımız bir şey değil, valla başımızdan gidin de ne yaparsanız yapın!" tadında bir açıklama yaptı. Ben o an adama tüm krallığımı hatta 15 yılda büyük emeklerle topladığım çan koleksiyonumu bile verebilirdim... Uçağın kalkmasına 5 dakika kaldığında biniş yaptığımda Tuba'nın yüzünde bu kez "Hadi yaa! Yok artık" ifadesi vardı. İşte böyle sayın okur. Allah kimseyi öyle kara deliklere düşürmesin. Şu an hala elime pasaportumu aldığımda korkudan titriyorum... Sonra da nezaretteki sudan çıkmış fare halim aklıma geliyor ve saçma bir gülümseme kaplıyor yüzümü...
NOT: Yarın öğle saatlerinde Kanal 1'de Ece Erken'in programına konuk olacağım. Orada ilk elden 'duygularımı' dinleyebilirsiniz...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İsveççe'de tehlikeli kelime: Rabatt!   / 20-06-2006
 Nerden başlasam, nasıl anlatsam... London, London!   / 15-06-2006
 Ben de oradaydım!   / 13-06-2006
 Yatmadan önce 1000 fırça darbesi!   / 08-06-2006
 Erol Köse, kömür gibi yanıyorsa bize ne?   / 06-06-2006
 Çamaşırlarımız Ipod'da karışsın!   / 01-06-2006
 Hayata başlarken şartları sen koymadın...   / 30-05-2006
 Küçük mor sevgilim   / 25-05-2006
 Ve MTV, RTÜK'le tanışır   / 23-05-2006
 Size anne diyebilir miyim?   / 18-05-2006
RAHŞAN GÜLŞAN
Almanya'da nezarete düştüm!
Geçen salı, ballandıra...
HAKAN & UTKU
Hülya'ya levazım lazım
Gündemde en çok yüzölçümü...
AYŞE TÜTER
Çerkez tatlısı
Suya tozşekeri katın, hızlı ateşte...
Refah yükseldikçe abur cubur artıyor
Refah yükseldikçe abur cubur artıyor
Türkiye'de çocukların yüzde 30'unda rastlanan obezitenin en büyük...
2 kilo verince gözyaşına boğuldu
2 kilo verince gözyaşına boğuldu
Henüz 2 yaşındayken aşırı kortizon tedavisi yüzünden obeziteye...
Yeni bir aşk mı?
Yeni bir aşk mı?
Shery Shahnavaz'dan boşanarak 140 trilyonluk servetin sahibi...
Çabuk bitti!
Çabuk bitti!
Sosyetenin geçen yaz diline doladığı 'Suşi Skandalı'nın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.