kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Yaz Yağmuru...

Ne yazık ki; yaz yağmurlarının içimizde bıraktığı kısa süreli serinliklerin, duygularımızda yol açtığı geçici tesellilere dair bir yazı değil bu.
Yine de bu iki sözcüğü yan yana görünce, o eski şarkının sözlerini hatırlamadan edemiyor insan.
"Nisan yağmuru kadar, kısa süren hayatımız!"
Şarkı gerçi, nisanda serpiştiren yağmurlar için yazılmıştı. Ama, hayat denen şeyin aldatıcı, asırlar içindeki kısa, o çok kısa macerasına bakınca, yaz yağmurları için yazılsa yeriydi. Yaz yağmurları, nisan yağmurlarından çok daha kısa sürüyordu çünkü. Hayatın kendisi gibi...
1960'ların sonuydu bu şarkı dillere düştüğünde. Türkiye'nin hallerini söylemeye gerek yok.
Lakin, dünya halleri daha da karmaşık ve ümitsizdi.
İki kutuplu bir dünyada, nükleer dehşet dengesinin cehenneminde, kâbuslu bir gelecek; yeryüzünde soluk alıp veren herkesi tehdit ediyordu.
Öte yandan, Amerika gibi bir ülkede, siyahlar hâlâ ikinci sınıf vatandaştı. Siyah lider Martin Luther King'in öldürülmesinden sonra, Amerika'nın görkemli kentleri alevler içinde kalıyordu. İsyan eden siyahlar, önüne geleni yakıp yıkıyordu.
Bir yandan da Uzakdoğu'da savaş olanca hızıyla sürüyor; "napalmlerin" ateşinde Vietnamlı çocuklar kavruluyor, her hafta yüzlerce Amerikalı askerin cesedi de torbalarla uçaklara doldurulup alevler içindeki Mekong vadisinden evlerine gönderiliyordu.
Avrupa'ya ne demeli?
Berlin; o günlerde cehennemin ve korkunun öteki adıydı.
Kentin doğu ve batı yakalarını ayıran duvara çevrili namlular; özgürlüğe uçmak isteyen kuşları kanatlarından vuruyordu.
Şimdi, doğulu ve batılılar, hep birlikte, aynı bayrağın altında omuz omuza, şenlik görüntülerindeler futbol bayramında. Ne tuhaf! Bir yaz yağmuru kadar her şey sanki... Yağıp geçmiş işte... Esintisi bile kalmamış.
Ya bizim yanı başımız.. Yani kadersiz Ortadoğu.
İsrail işgali altında Filistin... Bitmeyen savaşlar... Ürdün iç savaşı... Bir savaşta Golan tepelerinin, berikinde Gazze'nin işgali... Moşe Dayan'lar, Cemal Abdülnasır'lar...
Amerikan yardımı uçaklardan, Sovyet yardımı tankların üzerine yağan bombalar. Çölde kokmaya terk edilen cesetlerin dehşetengiz görüntüsü.
Ve... Cehennembir toz bulutunun altında yok yere yitip giden, "heder" olan kuşaklar.
Hepsi yalnızca kırk yıl, otuz yıl önce alt tarafı... Yani asırlar, bin yıllar süren insanlık macerasında bir yaz yağmuru kadar bir süre...


Vietnam savaşı biteli çok oldu. Şimdi Hanoi'nin, Saygon'un sokaklarında, tarihin en büyük bozgunuyla Vietnam'ı terk eden Amerikalılar, elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor.
Siyahlar mı? Şimdi Beyaz Saray'ın koridorlarındaki en "acımasız" şahinin adı Condoleezza Rice . Rengi siyah...
Duvar çoktan çöktü Berlin'de. Sovyetler'in içinden doğan Rusya, ABD'nin en büyük rakibi, ama düşmanı değil asla...


Evet, her şey bir yaz yağmuru kadar hızla geçip gitti.
Cehennem bitti.
Bir yer hariç! Ajanslar önceki gün öğle saatlerinde bilgisayar ekranlarından, İsrail'in Gazze'yi yeniden işgal ettiğini duyurdu. Yeniden...
Değişen ne? Teleksler tıkırdamıyor artık haber merkezlerinde. Bilgisayarlar var yerinde...
Ama tank paletleri, tozu dumana katarak Filistin şehirlerine giriyor yeniden. Yeniden...
Bu soruyu neden sormuyor kimse kendine, neden?
Bir yaz yağmuru kadar kısa işte her şey. İnsan ömrü de öyle. Bir yaz yağmuru kadar... Bir esinti kadar ömrümüz. Yağmur geçişleri kadar kısa bir serüvenin esiriyiz. Değer mi? Değer mi?
Haa... Unuttuk söylemeyi, bu yazının başlığının gerekçesini...
Söyleyelim: İsrail'in, bu operasyonun adını "Yaz Yağmuru" koyduğunu söyleyelim.
Başka da bir şey demeyelim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Haziranca...   / 28-06-2006
 Adam!   / 26-06-2006
 Krizsizliğinizin çaresizliğinde misiniz ki?..   / 23-06-2006
 Finale doğru...   / 21-06-2006
 Pazartesi   / 19-06-2006
 Birkaç satırlık bir yazı...   / 14-06-2006
 Kupa bahane...   / 12-06-2006
 Ders!   / 09-06-2006
 Yalnızca gözlerin yaşadığı bir hayata dair...   / 07-06-2006
 Ormancı!   / 05-06-2006
ALİ KIRCA
Yaz Yağmuru...
Ne yazık ki; yaz yağmurlarının içimizde...
YILMAZ ÖZDİL
Burkina Faso fasa fiso...
"Bhutan" diye bir...
MEHMET BARLAS
Ölen ölür ama kalan sağlar da pek bizim...
BALÇİÇEK PAMİR
Türklerin seks hayatı berbat!
Bir araştırma yapılıyor.
UMUR TALU
Arıyoruz ama...
Arkadaşları gitar çalıp para toplayarak...
FATİH ALTAYLI
Başbakanın durum raporu
Başbakan Recep Tayyip...
ERDAL ŞAFAK
İste kurutulmuş ringa balığı
Fransa...
Askere karşı Filistinli bakanları tutuklattı
İsrail başbakanı, kaçırılan asker için Gazze operasyonu sürerken sert...
'İsrail'e kimyasal başlıklı füze attık'
Filistinli militanlar İsrail operasyonuna karşı harekete geçti. El...
Erken final
Erken final
İki kere final oynadılar... Birini Arjantin, ötekini Almanya kazandı.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu