|
|
Kemal Sunal'ı neden sevdik?
Hafta başında altıncı ölüm yıl dönümü nedeniyle Kemal Sunal'ı andık. Aslında andığımız Kemal Sunal değildi, hala aynı filmleri defalarca izlemeye devam ederek bunu zaten yapıyorduk. Kemal Sunal zihnimizde öylesine canlı ki, biz ölüm yıldönümünde öldüğünü hatırladık. Peki onu neden sevdik? Neden bazen diyalogları ondan önce söyleyecek kadar ezbere bildiğimiz filmleri defalarca izlemeye devam ediyoruz? Kemal Sunal, siyasette dönen dolapları, toplumdaki sömürü ilişkilerini, köylünün aldatılmışlığını, öğrencilikteki saflıkla cinlik arasındaki gidiş gelişleri, yöneticilerle halk arasındaki derin yaraları, kısaca en karmaşık konuları bize basitçe anlattı. " Ali okula gel" ya da " Oya topu tut " basitliğinde hem de. Anladık. Anlamakla kalmadık, güldük ağlanacak hallerimize.. Kemal Sunal'la, kara filmin karanlık koridorlarına sokulmadan, politik sinemanın çok katlı yapısında kaybolmadan derin konuları anladık. O (film ekibiyle) karmaşık olanı basitçe anlatmayı, iletişim yönetimindeki temel taktiklerden üçünü kullanarak yaptı; " mesajı ilkokul düzeyinin anlayacağı basitlikte anlat ", " söyleyeceklerini insanları sıkmadan söyle " ve " anlatırken, samimi ve zeki ol ." O bize anlatırken, bizden aşağıda, bizle aynı düzeyde gibi görünerek bizden yukarda durmayı da başardı. Biz de onu sevdik.
|