|
|
Public Diplomacy
Başbakan'ın gazetelerin genel yayın yönetmenlerine yaptığı açıklamalar arasında AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'nin iletişimiyle ilgili söyledikleri dikkat çekti. Başbakan siyasilerden çok, doğrudan Avrupa'daki halklara ulaşmanın, medyayla daha iyi ilişkiler kurmanın öneminden söz ediyor ve bunun için de bir çalışma başlatıldığını söylüyordu. Bu görüşün 20 Haziran'daki, TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı ve YİK Başkanı Mustafa Koç'un Başbakan'ı "AB iletişim stratejileri" konulu ziyaretlerinden sonra açıklanması tesadüf olmasa gerek. Bu açıklama kimilerince " halk diplomasisi " (public diplomacy) olarak yorumlanıp, " ülkelerin halkla ilişkileri " olarak da açıklandı. Public diplomacy'nin halkla ilişkilerden farkı temsilcilerinin doğrudan devlet görevlileri olmasıdır, diplomasi sözü oradan gelir. " Kamuya açık diplomasi " olarak tanımlanan "public diplomacy" uluslararası imajına önem veren ülkelerde kurumlaşmış olarak bulunuyor. ABD'nin Irak çıkmazının ardından imajının fazlaca zarar görmesi nedeniyle, Başkan Bush'un imaj danışmanı ve Kamu Diplomasisi Departmanı'nın da başında bulunan Karen Huges bölgeye gönderilmişti. Türkiye'nin uluslararası iletişimindeki başarısızlığının nedenleri doğru saptanmadıkça Başbakan'ın sözlerinin politika yapmak dışında bir anlamı olamaz. Türkiye'nin uluslararası imajını dönüp dolaşıp Midnight Express'e bağlama kolaycılığına da itirazım var . Türkiye ile ilgili olumsuz görüşe sahip olanlara soralım, çoğunun bu filmden haberi bile yok. Başarısızlığımıza bahaneler yaratmak siyasi bir hastalık olsa gerek . Bakış açısı değişmedikçe, bahaneler yaratıp bunlara inanmaya devam ettikçe, bu iş devlet düzeyinde kurumlaşmadıkça, Avrupa'daki Türkler'in konuya dahil edilmeleri ve uyumları sağlanmadıkça söylenenlerin politik demeçlerden öteye gitmesi zor.. Yaz aylarında Almanya, Danimarka, İsveç'e giden uçaklarda hiç bulundunuz mu? O ülkelerde yaşayan insanlarımıza ulaşmak için Diyanet'in şubeler açması ve milliyetçi derneklerin kendi dünya görüşlerini yaymaları dışında bir şey yapıldı mı? Din ve milliyetçilik duygusuyla oynamak en kolay ve çıkmaz yol. Danışmanları sayın Başbakan'a Türkiye'nin iletişimi yönetilecekse, binlerce rakım yüksekte, uçakta yapılan açıklamaların başarıyla hayata geçmesi için üç koşul gerektiğini hatırlatmalı: Örgütlülük, devamlılık ve tutarlılık.
|