kapat
   
08 Ağustos 2006 Salı
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Yurtta ve cihanda pişti olan olana...

Magazin haberlerini sayfalara yerleştirip başlık atan meslektaşlarımız, "Pişti olmak" kavramını mecazi anlamda kullanarak, dilimize zenginlik kattılar. Çevremdeki konuşmalara dikkat ediyorum. Günlük konuşmalara da yerleşti bu "Pişti olmak" söylemi.
Biliyorsunuzdur. Mesela iki ünlü hanım aynı terzide diktirdikleri, aynı renk ve modeldeki elbiselerle bir davette karşılaşınca pişti oluyorlar. Ya da iki eski sevgili, yeni sevgilileriyle gittikleri bir toplantıda karşılaşınca da pişti oluyorlar.
Madem bu kavram böylesine tuttu ve dilimize yerleşmeye başladı, bu durumda tarihe, ekonomiye ve siyasete de "Pişti olmak" açısından bakmayı neden denemeyelim?
Örneğin bizim iş hayatımızdaki girişimciler genellikle pişti olmazlar mı?
Eğer bir öncü girişimci bir alanda yatırım yapıp başarılı olduysa, bakarsınız hemen herkes, aynı alana hücum eder. Bir dönemde bir gazete, bir televizyon kanalı, bir de banka alıp pişti olanları hatırlamıyor musunuz? Bugünlerde de emlak ve inşaat işine girip pişti olanların sayısını kestirebilir misiniz?
Siyasette ise pişti olmamak istisnadır. Çünkü bizim siyasetçimiz kendi yapacağı icraatı ve vizyonunu anlatmak yerine, o anda kim iktidardaysa onun yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyerek, muhalefetteki diğer partilerle pişti olur.

TARİHİ
PİŞTİLER
İktidar partileri ise geçmişte iktidar olmuş diğer partilerle tarih boyutunda pişti olmayı seçerler. İktidar olmuş bir parti, muhalefette ne söylediyse onun tersini yaparak, kendine yönelik eleştirilere tahammülsüzlük göstererek, hatta iktidar politikalarını onaylamamanın vatana ihanetle eş anlam taşıdığını ileri sürerek, geçmişteki tüm iktidarlarla pişti olur.
Bu açıdan bakıldığında seçmen de, geçmiş seçimlerde oy kullanmış diğer seçmenlerle pişti halindedir. Bir keresinde bir tanıdığımın "Toplum olarak hepimiz çolak kalacağız" diye dertlendiğini duymuştum. "Neden" diye sorduğumda da şöyle izah etmişti:
- Her seçimden sonra oy verip iktidara getirdiğim parti öyle şeyler yapıyor ki, "Buna oy vereceğime kolum kırılsaydı" diye kendi kendime beddua ediyorum. Sanırım bütün seçmenler benimle aynı durumdadır. Beddualar tutarsa, topyekun bir çolaklıkla karşı karşıya kalabiliriz.
Bir de tarih boyutunda global pişti olmak durumları vardır.
Örneğin bütün imparatorluklar büyürken aynı davranışları sergilerler. Ve büyümenin zirvesine ulaştıklarında, kendilerini büyüten "Rekabet", "Dünyaya açıklık", "Yenilikçilik" benzeri nitelikleri unuturlar. İçe dönüp, birer "Ulusal güvenlik" öncelikli polis ve asker devleti olurlar. Ülkelerindeki ve dünyadaki her olguyu, kendi ulusal güvenliklerine bir tehdit biçiminde algılayıp, herkesi terörize ederler. Artık onların temel içgüdüleri sadece kendi varlıklarını ve sistemlerini korumaktır.
Bu açıdan baktığınızda Roma veya Britanya yahut Sovyet imparatorlukları, kaderleri açısında hep pişti olmamışlar mıdır?

SON
İMPARATORLUK
Bugüne baktığınızda da, Amerikan İmparatorluğu'nun geçmiş benzerleri ile pişti olmak üzere bulunduğunu hissetmiyor musunuz?
Sovyetler'in çöküşü üzerine itici güç olan "Rekabet" devre dışı kalmış, gelişmemiş dünyaya sunulan "Amerikan rüyası"nın yerini Amerikan bombaları ve ordusu almış, tüm dünyanın zinde beyinlerine açık olan Amerika, artık sınır kapıları kapatılmış bir imparatorluk konumunda değil mi?
Yani Amerikan İmparatorluğu da, geçmişte yükselen ve sonra inişe geçen tüm imparatorluklarla pişti olmayacak mı?
Açıkçası magazin haberlerine "Pişti oldular" diye başlık atan meslektaşlarımıza teşekkür etmeliyiz. Çünkü yurtta ve cihanda pişti olan olana.
Org. Büyükanıt Genelkurmay Başkanı olmasaydı, bugünün Türk medyası anında 28 Şubat medyası ile pişti olmayacak mıydı mesela?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Politikada yeniden doğuş sancıları...   / 07-08-2006
 Bilmek hatırlamaktan daha önemlidir   / 06-08-2006
 Lübnan ordusu neden hiç direnemiyor?   / 05-08-2006
 Terörle mücadelenin yolu demokrasi mi?   / 04-08-2006
 "Ben olsaydımcılar" da akıllanır mı?   / 03-08-2006
 İsrail kendisini ABD ile karıştırıyor...   / 02-08-2006
 Bu yüzyılın da problemlerle dolu olduğu kesin...   / 01-08-2006
 Mutluluk, tek yastıkta aynı rüyayı görebilmektir...   / 31-07-2006
 Zapsu'nun bacakları nasıl ayrılacak?   / 30-07-2006
 Hem Ortadoğulu, hem de Avrupalı olmak...   / 29-07-2006
YILMAZ ÖZDİL
Vay anasını...
21-22 yıl önce...
İzmir'de çömez...
ERGUN BABAHAN
Müslüman farkı!
Vakit gazetesinin dünkü manşeti...
MEHMET BARLAS
Yurtta ve cihanda pişti olan olana...
Magazin...
UMUR TALU
Yolda bir taş vardı ama çocuklar...
FATİH ALTAYLI
Plansız politika olur mu?
Sabah'ın "PKK'yı...
ERDAL ŞAFAK
İspanya'da şato
Maliye Bakanı Kemal...
İsrail'in saldırısında beş katlı bina yerle bir oldu
Beyrut'un kalabalık mahallelerinden Shiyyah dün gece İsrail...
Cenaze çadırına saldırı:15 ölü
Irak'ta intihar saldırıları daha da yoğunlaştı. Tıkrit...
Gol atıp geleceğiz
Gol atıp geleceğiz
Son üç resmi maçta rakip filelere tam 15 gol atan Fenerbahçeli...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu