kapat
   
02 Kasım 2006 Perşembe
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
SMS:
EB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Yargıcın taraf olması

Hrant Dink'in mahkumiyet kararının en çarpıcı yönü, muhalif üyeler Osman Şirin ve Muvaffak Tatar ile muhalefet şerhinde görüşlerine yer verdikleri Doç. Dr. Sami Selçuk' un da vurguladığı gibi, yerel mahkeme hakiminin davada taraf bir görüntü çizmesi aslında.
Muhalefet şerhinde açıkça belirtildiği gibi, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılması genelde milli, manevi, sosyal ve dini üst değerlere ilişkin görüş açıklamalarında ortaya çıkmakta.
Şirin ve Tatar'ın da belirttiği gibi, bu kapsamdaki suçlarla ilgili yargılamada yargıç tarafsızlığı yönünden bir sıkıntı ortaya çıkmakta.
Bu davalarda, bizim gibi ülkelerde oluşan manzara, yargıcın kendini aynı değerlerin sahibi ve koruyucusu görmesi ve bu duyguların etkisiyle tarafsızlığını yitirme riskiyle karşı karşıya kalması oluyor. Görülen o ki, Hrant Dink davasında yerel mahkeme bu yanlışa düşmüş.
Önce Şirin ve Tatar'ın bu konudaki görüşlerine yer verelim:
"Bu tür suçlarda; toplumsal tepkilerin etkisiyle yargıç kendi değerlerine de saldırıda bulunulduğu saklı düşüncesiyle taraf olabilmektedir.
Nitekim konu yargılamada yerel mahkeme, bu eğilimi sergileyen tavırlarla yargılama hataları yapmıştır.
Oysa yargıcın zarar görenler safından uzaklaşması, duygusallıktan kurtulması, yanların dışında ve üstünde olması gerektiğinin bilincine varması ve bu yansızlığını kendi duygu ve düşüncelerine karşı da gerçekleştirebilmesi zorunludur.
Konu yargılamada ise bu görüntü eksiktir."
Doç. Dr. Sami Selçuk da savunma dosyası için yazdığı hukuki değerlendirmede yargıcın tarafsızlık ilkesini ihlalini şu sözlerle değerlendirmiş:
" Yerel mahkeme sayın yargıcının bir Türk olarak ulusal kimlik ve Türklük konusundaki duyguları elbette takdire değer. Ancak bu duygular, ulusal bir tören ya da toplantıda dile getirilebilir. Ama bir yargıç olarak kararına gerekçe olamaz . Zira; hukukun ne dediğini söyleyen bir kişi olarak değil, bir kurum olarak yasayı yorumlama yetkisini tekelinde tutan yargıç, her türlü ilgili karşısında üçüncü kişidir, yanlar üstüdür, özneler dışıdır.
Yansızlık için bu da yetmez. Cüppeyi giyen yargıç/savcı, kendi inançlarına, görüşlerine, hatta duygularına karşı kayıtsız ve bağımsız olmalı, tutkuları ve önyargılarıyla birlikte içindeki hukukçu/yargıç olmayan insanı silmelidir. Yargıcın bağımsızlığı kendi karşısında da bağımsızlığıdır.
Bu nedenle, yargıç, hüküm kurarken taraflar üstü olmaya özen göstermek, kendi inançlarına, ideolojilerine, ulusal duygularına karşı da bağımsız olmak ve nesnel mantıkla düşünmek zorundadır ."
Selçuk, değerlendirmesinin sonunda genel kurulun kulak ardı ettiği şu önemli çağrıyı da yapmış:
"Kurucusu ile birlikte Türk Ulusunu soycu/ırkçı bir temele dayandıran, Türk Ceza Yasası'nı çağ gerisi ayrıcalıklı bir hukuk anlayışına yaslandıran ve bu durumuyla Anayasa'nın 10. ve Türk Ceza Yasası'nın 3/2. maddelerine ters düşen bu kararın kesin hükme dönüşmesine ve geleceğin adalet tarihi arşivinde yer almasına izin verilemez. Verilmemelidir."
İki gündür Yargıtay kararının yazım şeklindeki hata nedeniyle muhalif iki görüş olduğunu yazıyorum. Aslında karara muhalif sayısı altı.
Karara muhalif üyeler, Osman Şirin ve Muvaffak Tatar ile birlikte Zeki Aslan, Hamdi Yaver Aktan, Muhlis Karakaş ve Zeki İskender .
Burada son alıntıyı muhalif üye Yaver Aktan'ın Amerikan Yüksek Mahkemesi kararına yaptığı atıfla noktalayayım:
"Anayasal takım yıldızı içinde, eğer sabit bir yıldız varsa o da, hiçbir resmi makamın politikada, milliyetçilikte, dinde ya da düşünce ile ilgili herhangi bir alanda tek doğrunun ne olacağını buyurma yetkisine sahip olmadığıdır."
Üç gündür sürdürdüğüm bu yazı dizisinde Türk Ceza Hukuku sistemi içinde devletçi, ulusçu eğilimin varlığına, hukuku, özgürlükleri dar anlamda yorumlama eğiliminin gücüne dikkat çekmek istedim.
Bu kararın AİHM'den dönmesi kesin gibi ama biz bunları kendi aramızda tartışmazsak hukuk sistemimizi bir adım öteye götüremeyiz. Yasaları özgürlükçü açıdan yorumlayan değerli hukukçulara buradan bir kez daha saygılarımı sunuyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Özgürlükçü muhalefet   / 01-11-2006
 Hrant Dink kararı ve Türk hukuku   / 31-10-2006
 Türkiye'nin yeri ve yönü   / 30-10-2006
 Mış gibi yapmak   / 29-10-2006
 Birleşik Cephe telaşta   / 28-10-2006
 Savunma hakkı ve avukatın görevi   / 27-10-2006
 Siyaset gerçek hizasını buluyor   / 26-10-2006
 Bayram gazetesi ve SABAH   / 25-10-2006
 Kestaneci   / 24-10-2006
 Bir bayram sabahı   / 23-10-2006
YILMAZ ÖZDİL
Beykoz kaba dalgalı...
Diyarbakır...
Çorum'un,...
ERGUN BABAHAN
Yargıcın taraf olması
Hrant Dink'in mahkumiyet kararının...
MEHMET BARLAS
İdeolojik tarihle liberal demokrasi birlikte...
UMUR TALU
Şebekleşme hali
Gelinim sana...
FATİH ALTAYLI
Hangi ceza bu eyleme karşılık gelir!
Türkiye'de bir...
ERDAL ŞAFAK
Dünyanın tüm işçileri
İki alıntıyla...
7 ABD askerini öldüren canlı bomba Türk
Irak'ta geçen hafta, 7 Amerikan askerinin öldüğü intihar saldırısını...
'Prodi affıyla çıktılar kan döküyorlar'
Türkiye seri katil şokuyla "Rahşan affını" tartışırken, İtalya'da...
Eksiğimiz 10 numara
Eksiğimiz 10 numara
PSV'ye şanssız bir şekilde yenildiklerini söyleyen G.Saray Başkanı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu