|
Demirel: Yönetim hatası
Ankara'da hükümetin müzakerelerin devamını sağlamak amacıyla sunduğu öneriler dün de AB'den bir sonuç getirmezken, içerdeki tartışması da kesintisiz devam ediyor.
Haftanın ağırlıklı gündeminin de, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay'a hükümetin bu konuda bilgi verip vermemesi üzerine kurulacağı da görülüyor.
Özellikle cuma günü Genel Kurul'da başlayacak bütçe görüşmelerinin ana çerçevesinin bu konu üzerine odaklanacağını bugünden söylemek olası...
İlginçtir, Ankara'da bütçe görüşmesi ile Brüksel'de Türkiye hakkında kesin kararın alınacağı AB Konseyi'nin toplantısı aynı güne denk geliyor.
Ankara'da dün de devam eden, "Hükümet yeni plan önerisini Çankaya ve Genelkurmay'a sormalı mıydı?" tartışmasına dönersek.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dünkü sohbetimizde AB açısından konuya yaklaşarak söze başladı.
Türkiye'nin 40 yıllık AB hedefinden vazgeçmesinin söz konusu olamayacağını belirtti.
Bunu tartışmanın dahi yanlış olduğunu vurgulayıp ekledi:
"AB ile muhatap olan hükümettir. Eğer ki Ankara'da hükümet bir şey söylemiş ise AB dönüp 'Bunu Çankaya'ya veya Genelkurmay'a danıştın mı' diyemez. Türkiye'de bir tane hükümet var; onların muhatabı da bu hükümettir."
Dışarı ile ilgili bu tespitin ardından konuyu içeriye getirdi.
"Burada bir yönetim hatası var" deyip devam etti:
"Devlet kurumlardan ibarettir. Bu kurumların da birbirine üstünlüğü yok. Sadece yetki ve sorumluluk farklılıkları var. Ama devletin yönetiminde karşılıklı sorumluluklar yerine getirirken ahenk içinde işleyen devlette bunlar danışılarak yapılıyor."
"Benim yoğurt yiyişim"
Karşılıklı danışma mekanizmasının çalışmasının kimseye zarar getirmeyeceğini de vurguladı.
"Ayrıca danışmak hiçbir kurumu ve kişiyi de küçültmez" deyip sözlerini sürdürdü:
"Kaldı ki böyle bir hadisenin daima karşılıklı danışmaya ihtiyacı var. Hükümet bir şey yapacağı zaman, Türkiye'de üç kişi çok önemlidir; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı..."
Demirel, bu üçlünün uluslararası konularda danışma mekanizmasını sürekli açık tutması gerektiğinin de altını çizdi.
"Bakın ben olsaydım ne yapardım" deyip sözlerini sürdürdü:
"Herkesin bir yoğurt yiyişi vardır. Ama, ben olsaydım, böyle bir konu gündeme geldiğinde Sayın Cumhurbaşkanı'na açardım telefonu ve 'Genelkurmay Başkanı ile de bir araya gelelim' derdim. Bu kimseyi küçültmez. Üçlü toplantıdan bir sonuç alamasanız da yine bildiğinizi yapardınız."
Demirel bunları söylerken, "Sorunun yönetim hatasından kaynaklandığının" birkaç kez altını çizme gereği duydu.
"Buna da şaşmamak gerekir" dedi ve tanıdık kahkahasını atarak sözünü tamamladı:
"Devlette bunlar olabilir. Doğal olmasa bile şaşıracak bir şey değil..."
Meselenin aslı
Demirel'e göre, Çankaya ve Genelkurmay yakınmalarında haklı.
Her ne kadar hükümet, "Biz müsteşarları gönderip bilgilendirdik" dese de Demirel'e göre bu yeterli değil.
9. Cumhurbaşkanı, gerekçesini "meselenin aslına bakmalı" deyip şöyle dile getirdi:
"Hükümet 'bilgilendirdim' diyor. Ama mesele bilgi değil ki, 'düşünceniz nedir' diye sormuş mu? Bilgi vermek sormak değil ki..."
Demirel, içerde yaşanan gelişmelerin AB sürecine etki yapmaması gerektiğini de belirtti.
"Bakın ben olsam ne yapardım" deyip sözlerini noktaladı:
"Ben olsam, meselenin buraya gelmesine razı olmazdım. AB ile tartışma konusu olan, altına imza koyduğum Ek Protokol'ü zamanında sağlama bağlardım."
Demirel'in konuya yaklaşımı böyle...
|
