E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Ekim 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Ekonomi Gündem Siyaset Dünya Spor Yaşam
 
24 Saat
24 Saat
Anoreksiya nevroza adlı hastalığın başlıca belirtileri şu şekilde sıralanmaktadır:
* Ergende, kısa sürede hızlı kilo kaybı.
* Kilo verdikçe azalmayan obezite korkusu.
* Kişinin yaş, cins ve boyuna göre ideal vücut ağırlığından belirgin ölçüde zayıf olduğu halde kendisini veya vücudunun bir parçasını sürekli olarak fazla yağlı ve şişman hissetmesi.
* Yaş, cins ve boya göre normal olan vücut ağırlığını dahi korumayı kabul etmemesi.
* En az 3 defa başlamış reglin kesilmesi veya 15 yaşına kadar reglin hiç başlamaması.
* Kişinin yemek yemeyi reddetmesi veya yedikten sonra kusması.
* Hastaların bazılarında yemek yeme ile cinsellik arasında ilişki kurma söz konusudur. Bu çocuklar daha çok aileleri tarafından kollanan ve ailelerine aşırı bağımlı olan çocuklardır. Ayrıca kendileri ve çevreleri üzerindeki denetimi kaybetme korkuları vardır.
* Kişinin aşırı şekilde başkalarının görüşlerine bağımlı olması. 'Bir şey ya tam olmalı ya da hiç olmamalı' şeklinde bir düşünce taşıması.
* Obsesif-kompulsif, histerik, depresif ve nörotik davranış yapıları nedeniyle; kişide vücutsal yakınmaların fazlaca gündeme gelmesi.

Hastalığı psikolojik destek alarak yenin
* Anoreksiya nevroza, hastaların yüzde 10'unun kaybedildiği ağır bir hastalıktır.
* Hastalara, psikiyatr desteği gerekir.
* Vücutta meydana gelmiş olan metabolik dengesizlikler için mutlaka tıbbi destek gerekir.
* Ailelerin bu konuda çok bilinçli olmaları ve hastalığın başında çocuklarını tedavi için doktora götürmeleri gerekir. Eğer hastalık ilerlemeden önlem alınırsa, tedavi başarılı olur.
* Psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi ve özgüven oluşturulması gerekir.
* Tedaviye erken yaşta başlanması, hastalığı kabul etmek ve kendine güvenen bir kişilik yapısına sahip olmak; takıntıları azaltabilir.