Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Haziran 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Aykut Kocaman bir golden sonra Rıdvan Dilmen ile. Fenerbahçe’de sekiz sezon oynayan Aykut Kocaman üç kez gol kralı oldu. 140 golle Birinci Lig’de en çok gol atan Fenerbahçeli de o.

Aykut Kocaman "bir adam"

Ciddi başarılarla dolu bir futbolculuk yaşantısını sürdürürken hep kendisi gibi, insanca alabilmiş bir yıldızdır o. Futbolcu olarak da, teknik adam olarak da başarının, maddi tatmin araçlarının benliğini ele geçirmesine asla izin vermemiş, doğru bildiğini söylemekten ve uygulamaktan hiç geri durmamış bir karakterin sahibidir.
Aykut Kocaman'ı anlatacak söz, göz kamaştırıcı golcülük becerisinden önce, üzerinde yaşadığımız topraklar için benzersiz bir diğerkâmlık örneği olan özü ve duruşunu vurgulamakla başlar. Çok sevdiği kulübünün başkanı "kendisini sevmediği için" takımdan göndermeye hazırlanırken, mucizevi bir biçimde Trabzon'da şampiyonluk golünü attıktan sonra inanılmaz bir sakinlikle -belki akıl duruluğuyla denmeli- zafer nidaları yerine, Trabzonspor'lu meslektaşlarının üzüntüsünü dile getiren bir adamın duruşudur bu. Ya da teknik adamlık döneminde takımı elle attığı golle rakibini yenince "bu galibiyete sevinemediğini, üzgün olduğunu" basına duyuran bir futbolseverin yalnızlığıdır onun özelliği.

Aykut Kocaman, gerçekten ciddi başarılarla dolu bir futbolculuk yaşantısını sürdürürken her daim kendisi gibi, insanca kalabilmiş bir yıldızdı. Belki de bu özelliğinde Köy Enstitüsü'nde yetişmiş öğretmen babasının kurduğu incelikli aile yapısının payı büyüktür. Başarının, maddi tatmin araçlarının benliğini ele geçirmesine asla izin vermemiş, doğru bildiğini söylemekten ve uygulamaktan bir an olsun geri durmamış bir karakterin sahibidir Aykut Kocaman. Türk futbol bataklığının içinde, başka türlü bir futbolun mümkün olabileceğini, çalışmanın erdemine tutunarak var olunabileceğini göstermiş ve göstermektedir. 1965 yılında, Sakarya'da doğan Aykut Kocaman, ailesiyle birlikte yedi yaşında İstanbul'a gelmiştir. Annesinin çalıştığı Eczacıbaşı'da jimnastik yapmaya başlayan Kocaman, 10 yaşlarında gönlünün futbola kaydığını söyler ailesine. Bugünkü Akmerkez'in bulunduğu arazide top koşturur, Altınmızrak kulübüne kaydolur. Sakaryalı yetenek avcılarının izleyip beğendiği Aykut, Karagümrük ve Sarıyer gibi İstanbul takımlarından gelen teklifleri göz ardı ederek doğduğu kentin takımında forma giymeye başlar. 1984-85 sezonunda Sakaryaspor'la gol krallığı sevincini tadar.

Ancak onu "Büyükler"in gündemine sokan, özellikle 1988 yılında kazandıkları Türkiye Kupası maçlarında attığı goller ve sergilediği oyundur. Aynı yılın yazında Fenerbahçe'ye transfer olur Aykut Kocaman. Sezonun ilk maçında, ikinci yarıda oyuna girdiği maçta deplasmanda Rizespor ağlarını tam 4 kez havalandırır. Rıdvan ve Oğuz'un gol paslarıyla sezonu 29 golle gol kralı olarak tamamlayarak, 103 gollü efsanevi şampiyonlukta önemli pay sahibi olur. 1991-92 ve 1994-95 sezonlarında gol krallığı unvanını yeniden ele geçirir. Fenerbahçe'deki sekizinci sezonunda, 1996 yılında Trabzon'da kaydettiği golle şampiyonluğu getirse de, kulüpten uzaklaştırılır. İstanbulspor'un yolunu tutan "Kral", ligde 200. golünü kaydettikten sonra, takımına önce futbolcu- antrenör, ardından da teknik adam olarak hizmet eder.

2003-04 sezonunda, korkunç bir ekonomik darboğaz ve yönetimsel boşlukla karşı karşıya kalan İstanbulspor, onun yönetiminde bir futbol mucizesine imza atarak ligde kalır. Aykut Kocaman, İstanbulspor'dan sonra Malatyaspor ve Konyaspor'u çalıştırmıştır. Halihazırda Ankaraspor'un teknik direktörlüğünü yapmaktadır.

Kendine ait bir futbol felsefesini kararlılıkla oyuncularına yansıtan, her ne lursa olsun centilmenliğini elden bırakmayan, sahada verilen emeğin değerini bilerek rakibine saygıda kusur etmeyen yapısıyla Aykut Kocaman, Türk futbolunda bir vahadır.

Barış Tut / Bahar Kader