TCMB, "2019'da fiyat istikrarının sağlanması hedefi doğrultusunda elindeki politika araçlarını en etkin şekilde kullanmaya devam edecektir. Döviz depo piyasasında bankalara toplam yaklaşık 50 milyar dolar limitle 1 hafta ve 1 ay vadeli döviz likiditesi imkanı sağlanmaya devam edilecek." açıklamasında bulundu.
Merkez Bankası açıklamaları şu şekilde;
"Türk Lirası Depoları Karşılığı Döviz Depoları ihaleleri ile Döviz Karşılığı Türk Lirası Swap Piyasası işlemlerine 2019 yılında da devam edilecektir."
"Döviz depo piyasasında bankalara toplam yaklaşık 50 milyar dolar limitle 1 hafta ve 1 ay vadeli döviz likiditesi imkanı sağlanmaya devam edilecek."
"Para Politikası Kurulu, 2019'da önceden açıklanan bir takvim çerçevesinde yılda sekiz toplantı yapacaktır."
"Para ve maliye politikası arasındaki eşgüdüm önem taşıyor"
"Para politikası kararları, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer tüm unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulmakta"
"Enflasyon hedefi hükümet ile varılan mutabakatla yüzde 5 seviyesinde korundu; para politikası, enflasyonu bu hedefe kademeli olarak yaklaştıracak şekilde oluşturulacak."
"Enflasyonun öncelikle tek hanelere indirilmesi; daha sonra kademeli olarak azalarak yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanması hedeflenmekte"
Dalgalı döviz kuru rejiminin devam edeceğine dikkat çekilen metin, şu şekilde devam etti:
"Uygulanmakta olan kur rejiminde, döviz arz ve talebini belirleyen esas unsurlar, iktisadi temeller, uygulanan para ve maliye politikaları, uluslararası gelişmeler ve beklentilerdir. TCMB'nin nominal ya da reel herhangi bir kur hedefi bulunmamaktadır. Ancak, döviz kurunun iktisadi temellerden belirgin şekilde kopması veya aşırı oynaklıkların finansal istikrara dair risk oluşturması halinde bu duruma kayıtsız kalınmayacaktır. Döviz kurundaki hareketlerin fiyat istikrarını kalıcı olarak etkilemesi durumunda ise TCMB para politikası duruşunu değiştirerek gerekli tepkiyi verecektir. TCMB, döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi için döviz kuru gelişmelerini ve buna dair her türlü risk faktörünü yakından takip etmeye, gerekli önlemleri almaya ve ilgili araçları kullanmaya devam edecektir."
"ENFLASYONLA MÜCADELE ORTAK VE BÜTÜNCÜL BİR ÇABA GEREKTİRMEKTE"
Raporda, enflasyonun hedefin üzerinde seyretmesinde yapısal faktörlerin etkisinin önemli olduğu, enflasyonla mücadelenin ortak ve bütüncül bir çaba gerektirdiği belirtildi.
Bu nedenle, enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal reformlara devam edilmesinin fiyat istikrarına ve toplumsal refaha önemli ölçüde katkıda bulunacağı ifade edilen raporda, "Bu bağlamda, TCMB'nin yapısal unsurların analizine ve bunlarla ilgili kamuoyunda farkındalığı artırmaya yönelik çabaları sürecektir. Mali disiplin enflasyonla mücadele açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle para politikası ile maliye politikası arasındaki eş güdüm enflasyonla mücadele ve makroekonomik dengelenme açısından büyük önem taşımaktadır. Makro politikaların ve yapısal reformlar konusunda atılacak adımların etkin bir iletişimle enflasyona odaklı ve eş güdüm içinde
oluşturulması para politikasının hareket alanını genişleterek enflasyonla mücadeleye önemli bir destek verecektir." değerlendirmesi yapıldı.
"REESKONT KREDİ KULLANDIRIMININ TCMB DÖVİZ REZERVLERİNE KATKISI 23 MİLYAR DOLAR CİVARINDA OLACAK"
Para ve Kur Politikası Raporu'nda, 2018'e ilişkin TL ve döviz likidite gelişmeleri detayları paylaşıldı. Bu yıl döviz piyasalarında ihale yöntemiyle veya doğrudan döviz satışı gerçekleştirilmediği belirtilen raporda, enerji ithalatçısı kamu iktisadi teşebbüslerinin 7,2 milyar dolar tutarındaki döviz talebinin TCMB tarafından karşılandığı bildirildi.
Reeskont kredilerinin vade sonunda döviz olarak geri ödenmesi özelliğiyle 2018'de de TCMB döviz rezervlerine en fazla katkıyı sağlayan araç olmaya devam ettiği aktarılan raporda, "2018'in sonunda yaklaşık 22,5 milyar dolar olması beklenen reeskont kredisi kullanımının 2019 yılında 25 milyar dolar civarında gerçekleşeceği, TCMB döviz rezervlerine katkının 2018 yılı sonunda yaklaşık 14,8 milyar dolar, 2019'da ise 23 milyar dolar civarında olacağı öngörülmektedir." ifadelerine yer verildi.