Hüseyin Kaya

Hüseyin Kaya

07 Ocak 2017, Cumartesi

Zihinsel karmaşa ve saldırıya açık olmak

Alev Alatlı'nın devlet erkanını büyük bir hayranlıkla ve alkışla dinleten konuşması gündemin en önemli olaylarından biri oldu.

Bir cümle ile ne dedi Alatlı:

"Yasal olanla helal olan örtüşmüyor.En büyük gayret reform bu farklılığın ortadan kaldırılması olmalıdır."

Ne büyük bir tespit ne muhteşem bir analiz.

Biz bunu 20 yıl önce söylüyorduk.Ve daha akıcı ve daha vurucu.

Ve özellikle 2011 den bu yana HUDER(Hukukki Araştırmalar Derneği) bir çok çalışmasını bunun üzerine kurmuştur.

Her bir vesileyle bütün sorunlarımızın temelinde yaşamı düzenleyen değerlerin çatışması olduğunu haykırıyoruz.

Diyorduk ki,Suç ile günah,helal ile yasak birbirine karışmıştır.Bu düalizm derhal giderilmelidir.

Soruyorduk "Kaç Türk vatandaşı ceza kanunun bir maddesini ihlal etti diye kendini rahatsız hissederek uyumaktadır.Başını yastığa rahat koymamaktadır."Neredeyse yok gibi.Maharet işlediği suçu gizleyebilmekte yatmakta.Herkeste bunu böyle bilir.

Ve sonra yaşamın her alanında bu böyle değil mi?

Hepimiz "Şeriatın kestiği parmak acımaz"sözünü biliriz.Hatta şeriatten öcü görmüş gibi kaçan insanlarımız bile bu sözü adaletin tecellisinin haklılığı ve gerekliliğini anlatmada kullanmaktadır.

Aile mahkemesinin verdiği kararı uygulamayan vatandaş ,din işleri yüksek kurulunun ,müftünün söylediğine itibar etmekte geri durmaz.

Çağdaş ve modern ve yasal olan ne varsa düzenledik aile hukukumuzla ilgili.Aile Bakanlığı önemli bir bütçeyi yönetiyor.Pozitif ayrımcılıktan tutunda kadının korunması ile ilgili ne düzenleme varsa yaptık.

Yaptık ta ne oldu?

2016 rakamlarına göre 328 kadın cinayeti ve her saatte 15 boşanma gerçekleşir oldu.

Aile Bakanlarımız kendi düzeyleri ve aile seviyelerine varacak bir gerçekleştirmeyi sağlayamadılar.

Bir çok konuda kendi değer kavramlarımız mahkeme kararlarının hiç bir yerinde yok.

Siz hiç "gıybet"kavramının haksız tahrik indirimine sebep olan mahkeme kararı ve gerekçesi gördünüz mü?

Erkeğin şiddeti yanında kadının pasif ama dehşet şiddetinden bahsedeni duydunuz mu?

Ve hangi anayasayı yaparsanız yapın ahirete(sonsuz yaşama) inanmayan bir toplumun yasaya bağlılık göstereceğine emin misiniz?

2012 yılında hazırladığımız Anayasa önerisini meclis başkanlığına verdik.Başlangıcında aynı bu ibare vardı."İnsanı eşrefi mahlukat olarak kabul eden ve sonsuz bir yaşamın sahibi olarak nitelendiren bir miletin fertleri olarak…"diye devam ediyordu.

Onun için yeni anayasada ahiretten esintiler olamalı demiştik bir röportajımızda.

Ve yine milletin değerler çatışmasını ortadan kaldırmak için Diyanetle Yargıtay'ın bir araya gelmesini önermiştik.İki içtihat merkezi olarak çelişki giderilsin istemiştik.

Ayrıntıya girip,örnekleri çoğaltıp esası kaçırmak istemiyorum.

En azından sistem anlamında daha genel bir değerlendirme yapalım.

Bu sistem karşısında özellikle kendini helal ile sürdürmek yaşamak isteyen insanın durumu nedir?Elbetteki takiyyedir.

Peki demokrasi ve görünürdeki yasalar neyin takiyyesidir?

Elbetteki gerçekte insanlığın ümüğüne çökmüş global diktatörya'nın takiyyesidir.

O'nun için öyle elli senelik entellektüel serüvenden sonra helal ile yasal ayrımını yeni bir şey bulmuş gibi söylemenin bir cakası yoktur.Bu yabancılaşmanın bir nebze atlatıldığının küçük bir göstergesidir.

Bu toprağın ve milletin yazılı olmayan ve hayatını sürdürmeye herşeye rağmen barış içinde yaşamasına yeten temel yasası "kul hakkı ile öteye gitmemek"değil midir?

İnsanın,toplumun ve yeryüzünün en uzlaşmacı kodları,bilimsel kuralları açık olan kitapta ve O'nun eksiksiz örneği en güzel insanda mevcuttur.

Bizim başka bir şeye de ihtiyacımız yoktur.

İşte bu yeknesaklı sağlanmadığında karşılaştığımız her sorun bir oyuna bir saldırıya bir çatışmaya dönüşebilmektedir.Yaşam tarzı farklılığının sorun olması,aile içi şiddet ,toplumsal ayrışmalar,kin,haset bu düalizmden ortaya çıkmaktadır.

Dış mihrakların oyunu terör de bu gerçeklikten kopuşla ilintilidir.

Çok net söylüyorum.Ülkemizin bu gerçekliği somutlaştırması durumunda büyük bir sıçrama yapması ve Dünyaya örnek olması işten bile değildir.

Sayın Alatlı'yı çok sever ve hürmet ederiz.Belki biraz sert oldu.Yasal ama kul hakkı doğdu.

Kendisinden helallik isteriz.

Yasal olan ile helal olanın dostluğu temennisiyle.

SON DAKİKA