İdris Kardaş

İdris Kardaş

16 Ağustos 2018, Perşembe

ABD’nin sembolünde Türkiye imzası

"Türkiye ile ticari savaş ABD borsalarını batırdı"

Bu cümle Türk televizyonlarından değil, ABD'nin dünyadaki en önemli sembollerinden biri olan CNN'in bir haberinden. Ekranın sağ alt köşesinde, kırmızıya boyanmış düşen borsa rakamlarının hemen üstünde kullanılmıştı bu cümle.

Türkiye siyasi tarihindeki ABD ile yaşanan krizleri ve sonuçlarını şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Darbeler, muhtıralar, hakaret içeren mektuplar, siyasi müdahaleler, tehditler, küçük düşürmeler, ekonomik krizler, siyasi liderleri idam etmeler, suikastlar ve daha niceleri.

Türkiye'nin ABD ile krizler tarihi elbette tek düze ilerlememiştir ancak neredeyse tamamında güçlü ABD'nin zayıf Türkiye'yi kendi istediği şekilde kontrol etmesiyle sonuçlanmıştır. Kendi tarlalarımıza ne ekeceğimize dahi karar veremediğimiz dönemleri yaşadık malum.

ABD borsasındaki düşüş nedir, ne kadardır, nasıl bir zarar vermiştir hiç ilgilenmiyorum.

Algı açısından ABD ile neredeyse eş anlamlı olan CNN'in böyle bir cümle kurabilmiş olması önemli bir eşiği aşmış olduğumuzu gösterir. Bunu sadece ABD'nin ekonomik yaptırımlarına karşı uygulamaya koyduğumuz vergi tarifeleriyle başarmadık. Bu başarıyı, günlerdir yapılan saldırılara karşı Başkan Erdoğan ve onun arkasında bir ve beraber olmamıza borçluyuz. Zira sadece ekonomik savunma tek başına yeterli gelmez. Siyasi olarak, diplomatik olarak, milli birlik ve bütünlük içerisinde ve elbette meşru ve haklı pozisyonumuzu koruyarak bu savaşı kazanabiliriz.

Geçtiğimiz günlerde ABD Hazine bakanlığından bir yetkili ile yaptığı görüşmeyi köşesine taşıdı Serdar Turgut. CNN'in bu itirafıyla birlikte değerlendirmek önemli. O yüzden bir kısmını alıntılamak istedim.

"ABD ve birçok Avrupa bankasından, ihracatçı şirketlerden telefon yağmaya başladı Hazine Bakanlığı'nın birimlerine. Bunların birçoğunun Türkiye tahvillerine yatırımı da var, bunu biliyoruz. Hepsinin ortak dediği şuydu; yönetimin Türkiye ile siyasi tartışmasını anlıyoruz. Ama bunun için yapılanlar sadece Türkiye'ye değil, bizlere de hem Avrupa'ya hem de ABD'ye zarar veriyor. Örneğin geçtiğimiz Cuma Wall Street borsasında yaşanan düşüşün nedenleri arasında Türk ekonomisinde yaşananların da etkisi önemli yer tutuyor. Piyasada artık Türkiye ile ekonomik ilişkilerde düşünceli olunması ve hassas global dengelerin göz önüne alınması arzusu var."

Türkiye'in pozisyonunu, gücünü, jeopolitik durumunu, siyasi iradesini, milli iradesini ve nihayetinde bağımsızlık iradesini küçümseyen içimizdeki yabancılara diyecek sözüm yok. Bu ezik psikolojisinden kurtulduğunuz gün kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.

Boykot

Başkan Erdoğan'ın çağrısıyla ABD ürünlerine boykot konusu toplumsal olarak da çok hızlı bir şekilde içselleştirildi. Birçok ABD markasını gündelik hayatımızda hiç farkında bile olmadan kullanıyoruz. Boykotlar uluslararası ilişkilerde şiddet dışı bir yöntem olarak değerlendirilen bir araçtır. Devletler arası ilişkilerde siyasi açıdan önemli sonuçları olur. Şöyle ki;

Kendi kamuoyunu boykota yönlendirebilen siyasi liderler herhangi bir pazarlık masasına yada tartışma masasına eli daha güçlü oturabilirler.

Toplum boykotları öyle sahiplenir ki boykottan vazgeçmesine ikna edilmesi için, boykot yapan ülkenin lideri karşı taraftan daha güçlü adımlar atmasını isteyebilir. Bu da diplomatik hamle üstünlüğü sağlar.

Ekonomik açıdan denk olmayan ülkeler arasında önemli bir dengeleme aracı olarak kullanılır. Zira yazının başında da üzerinde durduğum CNN'in de belirttiği gibi "Türkiye ile ticari savaş ABD borsalarını batırdı" şeklinde sonuçları olur.

Ancak boykot yaparken bir hususu mutlaka göz önüne almalıyız. Sadece pahalı ve dayanıklı mallar ile değil, bundan daha fazla, hızlı ve ucuz tüketim mallarına yönelik boykot daha etkili olacaktır. Zira farkında olmadan gündelik hayatımızın her aşamasında ucuz bir şekilde günlük tükettiğimiz ABD malları var. Bunlara yönelik boykot kısa zamanda çok daha etkili sonuçlar alabileceğimiz bir diplomatik araca dönüşür.

Başkan Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı özellikle i-phone boykotu da şu açıdan önemlidir. Boykotları başlatan, ateşleyen kararlar, hedef ülkelerin sembollerine karşı yapılır. Yani eskiden dünyada daha çok Coca Cola üzerinden yapılırdı ABD boykotları; ancak artık i-phone gibi ürünler üzerinden yapılıyor. Zira yeni semboller bunlar. Boykotun başlangıcının bu pahalı teknoloji ürünleri olması çok normal ancak hızlı ve ucuz tüketim mallarını unutmamalıyız. Bu, bizim tüketim alışkanlarımızı değiştirmemiz, daha yerli bir tüketim alışkanlığı edinmemiz için de bir fırsat olacaktır.

Boykotların güçlü olması, sonuç alıcı olması için özellikle medyanın rolü çok önemlidir. Bu açıdan hem konvansiyonel medya hem de sosyal medyada sürekli boykot konusunda bilgilendirici yayınların yapılması gerekli. Halk, boykotun siyasi iradenin yani Başkan Erdoğan'ın elini güçlendireceğini ve hangi ürünleri boykot edeceğini bilmeli. Bu açıdan herkese görevler düşüyor.

SON DAKİKA