Mehmet Metiner

08 Ocak 2015, Perşembe

Paralel çakallar diledikleri kadar ulusunlar... Yalanın ömrü az olur...

Paralel yapıyla mücadeleye koyulduğumuzda her türlü kumpasa ve kara propagandaya maruz kalacağımızı biliyorduk.
O yüzden gam yok…
Ama paralel yapıya mensup olanların dindarlık kisvesiyle bu kadar yalanı ve iftirayı rahatlıkla yapabileceğine ihtimal vermezdim…
Görüyorum ki yanılmışım…
Kanaatim o ki Haşhaşilere bile rahmet okutturan bir hain suç şebekesiyle karşı karşıyayız…
İşleri güçleri yalan…
Kara propaganda…
Kendilerine karşı olan herkesi sindirmek için yalan üzerinden propaganda sürdürmeyi marifet biliyorlar…
İtibar suikastı için yalandan medet umuyorlar…
Kaç gündür diline dolamışlar beni…
Daha da dolayacaklar…
Çakallar gibi uluyorlar, korkutacaklarını sindireceklerini sanarak…
Arslanların çakallardan korktukları nerede görülmüş ki…
Bu yola baş koyduk artık…
Cumhurbaşkanımız ve davamızın büyük lideri Erdoğan'ın dediği gibi bu can bu bedende var olduğu sürece paralel yapıyla mücadeleye devam edeceğiz.
Çünkü bir ihanet şebekesi olarak çalışıyorlar.
Bir ajan örgüt olarak…
Dilleri yılanların dili gibi…
Isırıyorlar…
Haysiyet cellatlığı yapıyorlar…
Bilsinler ki onların beni övdüğü gün benim utanç günüm olacaktır…
Bir akrabamı siyasi torpille bir makama getirdiğimi ve bunu da ayetle izah ettiğimi söylüyorlar…
Defalarca açıkladım, buna rağmen yalanlarına devam ediyorlar…
Dayımın oğlunu Adıyaman Valisi ehliyetli ve liyaketli gördüğü için kendisi görevlendirmeyle atıyorlar.
Benim torpilim söz konusu değil…
Adıyaman Valisini arayıp sorabilir herkes…
Torpilim olsa gönül rahatlığıyla söylerim…
Çünkü akrabam olduğu için değil ehliyet ve liyakat sahibi olduğu için kendisine referans olmaktan kaçınmazdım…
Ama yok öyle bir şey…
Ayet-i kerimede akrabalarınıza iyilik edin ifadesine göndermede bulunmam bu siyasi torpille alakalı değil…
Çünkü ortada ne siyasi torpil var, ne de akraba kayırmacılığı…
Genel anlamda akrabaların korunup kollanması konusundaki fikrimi açıklıyorum…
Ehliyet ve liyakat sahibi olduğu için pekala akrabama yardımcı olmam siyaseten de hukuken de ahlaken de dinen de yanlış değil…
Israrla siyasi torpile ayet kılıfını geçirdiğimi söylüyorlar..
Paralelciliğini gizleyen bir cübbe sahibi benim küfre girdiğimi iddia edecek kadar densizleşebiliyor…
Paralel çetelerin devlet kadrolarına kendi yandaşlarını nasıl yerleştirdiklerini bilmiyoruz sanıyorlar…
Şimdi devlet koridorlarından temizlendikleri için rahatsızlık duyuyorlar…
Duysunlar…
Daha bu işin başındayız…
Başbakanımız Davutoğlu'nun dediği gibi hesap sorma işlememiz devam edecek…
Paralel cübbeli biri din kılıfı üzerinden yalanlarına yalan katmaya devam ediyor…
Benim Yezid'i Hz. Hüseyin'e tercih ettiğim yalanı üzerinden ahlaksızca saldırılarda bulunuyor…
A Haber'de katıldığım bir programda bir dil sürçmesi yüzünden Hz. Hüseyin efendimizle ile Yezid zalimi arasında geçen savaşta tabii ki tercihimiz Hz. Hüseyin'den yana olacaktır diyeceğime moderatörün program bitti sözünüzü tamamlayın lütfen ikazı üzerine ortaya çıkan bir dil sürçmesi üzerinden iftira kampanyasını varsın sürdürsünler…
O konuşmamın başında Yezid'e zalim diyorum, Hz. Hüseyin efendimizden seyyid-i şüheda, yani şehitlerin efendisi diye bahsediyorum, buna rağmen nasıl tercihimin Yezid'den yana olduğumu söyleyebilirim?
Hz. Hüseyin'den efendimiz ve şehitlerin seyyidi diye bahseden biri, Yezid'e zalim diyerek lanet okuyan biri nasıl olur da tersini söyler?
Açık bir dil sürçmesine getirdiğim onca açıklamaya rağmen hala din cüppesi altındaki biri sanki siyasetçiymiş gibi ahlaksızca yalanlarına devam ediyor…
Hakkında açılmış soruşturmaları var o din cüppeli paralelcinin…
Şimdi kalkmış benim baskı yaparak kendisi hakkında soruşturma açtırmaya çalıştığım yalanına başvuruyor…
Utanmadan kalkıp ayetler üzerinden hala konuşabiliyor aynı kişi…
Bunlar böyle işte…
Zaman gazetesinden bir köşe yazarı ise bu yalan üzerinden ahlaksızca çarpıtmalarına devam ediyor…
"Devlet imkanlarını ehliyet ve liyakat şartına bakmaksızın peşkeş çekmek" üzerinden ahlaksızca bir çarpıtmada bulunuyor…
Yahu canın kurusun senin e mi!
Ben bu görevlendirmeyle alakamın olmadığını söylüyorum…
Adıyaman Valisi orada sorun diyorum…
Siyasi bir torpille yapılan bir atama söz konusu değil diyorum…
Bahsi geçen akrabamın ehliyete ve liyakat sahibi olup olmadığına herhalde o kendisini hiç tanımayan paralel çakallar karar verecek değil…
O ilin Valisi vardır…
İl Milli Eğitim müdürü vardır…
Onlar karar verirler…
Vermişlerdir…
O akrabamın dışında bir tek akrabam ne il merkezinde, ne de ilçemde siyasi torpilimde hiçbir makama getirilmemiştir.
Bir tek örneğini hiç kimse gösteremez.
Benim tek ölçütüm vardır: Ehliyet ve liyakat, akrabacılık değil…
Adıyaman'da herkes benim bu konudaki hassasiyetimi bilir…
Kendi akrabalarımın benim iznim ve haberim olmadan kamu kuruluşlarına gitmelerini bile yasaklamış bir insan olduğumu Adıyaman'da yaşayan herkes bilir…
Ben buradan o paralelci yazara sesleniyorum:
Devlet imkanlarını ehliyet ve liyakat şartına bakmaksızın akrabalarıma peşkeş çekmişsem öte dünyada yatacak yerim olmasın benim…
Peki böyle yapmadığım halde, hatta böyle yapılmasına karşı olduğum halde, böyle yaptığım sırf paralel çetenize karşı sürdürdüğüm mücadeleden duyduğunuz rahatsızlık dolayısıyla iddia ediyorsanız, yani yalan üzerinden kara bir propagandayı bilerek sürdürüyorsanız senin ve senin gibilerin öte dünyada yatacak yeri olmasın mı?
Adıyaman'da hangi akrabama ehliyet ve liyakat şartını bir kenara atarak söylüyorum, devlet imkanlarını peşkeş çektiğimi ispat etmezsen seni müfteri ve şerefsiz ilan ediyorum…
Mert olun mert…
Yalan üzerinden kalleşlik yapmayın…
Pensilvanya'daki kerameti kendinden menkul adamı Kur'an ayetleri üzerinden velayet-i kübra makamına oturtup masum ilan eden sizler ancak ayetleri kendi kirli ve karanlık emellerinize alet edersiniz…
Madem çok duyarlısınız ayet konusunda, Zaman gazetesinde Pensilvanya'daki zatı günahsız-hatasız biri olarak bize yutturmaya çalışan yazılara niye yer veriyorsunuz?
Soruyorum:
Kur'an'ın neresinde var bu masumiyet anlayışı?
Müslüman kanı döken İsrail terör devletine arka çıkmak, Sisi gibi bir darbeci katile arka çıkmak Kur'an'ın neresinde emrediliyor?
Çağdaş Yezidlerin safında Hüseyinleri doğramaya kalkışacaksınız, sonra da utanmadan Hz. Hüseyin efendimiz diyerek zalim Yezid'e bin lanet okuyan birini dil sürçmesi olduğunu bildiğiniz halde yalan üzerinden lince tabi tutacaksınız…
Sizin yaptığınıza ne Müslümanlık denir, ne insanlık, ne de gazetecilik…
Ama bilesiniz ki çakalların ulumasından arslanlar asla korkmazlar…
Siz kendinize yakışanı yapıyorsunuz…
Ama unutmayınız ki anladığınız dil neyse o dilden konuşmasını da biliriz…

SON DAKİKA