Mehmet Metiner

30 Ekim 2014, Perşembe

PKK efsanesi çöktü... Kobane yeniden düzenlenecek...

PKK efsanesi yaratıldı…

"Dünyanın ikinci büyük kara ordusuna sahip Türkiye PKK'yı yenemedi. IŞİD karşısında bir tek biz günlerdir dayanıyoruz vs…"

Rojava devrimi…

Şanlı direniş…

Hasan Cemaller sayesinde bir efsanedir gidiyor…

Bilmeyen de sanır ki Rojava'da ne devrimi yapılmış?

PKK, Esed diktatörünün elinden silah zoruyla mı almış Rojava'yı, Kobane'yi?

Hayır!

Bir tek kurşun sıkmış mı PKK Esed'e karşı?

Hayır!

Peki nasıl bir devrimdir bu, kime karşı bir devrimdir bu?

PKK'ya Rojava denilen bölge Esed tarafından altın tepsi içinde sunuldu.

Sebebi belli: Türkiye düşmanlığı, AK Parti düşmanlığı…

Başlayan çözüm sürecini hedef alan bu Esed atraksiyonundan Hasan Cemaller "devrim" çıkardılar ya, bravo doğrusu!

Doğru orada bir devrim yapıldı…

Orada PKK'lı olmayan bütün siyasal unsurlar bir bir devrildiler…

Yok edildiler…

Sindirildiler…

Yüzbinlerce Kürt oradan hicret etmek zorunda bırakıldı…

Kendi evlerini bırakan Kürtler Barzani bölgesine sığındılar…

Tabii Türkiye üzerinden geçerek…

"Rojava devrimi"nin bu yüzü Cemalgiller tarafından nedense gizlendi…

IŞİD'in zulmüne dikkat çeken CEmalgiller nedense PKK'nın Kürtlere yönelik bu zulmünü görmezlikten geldiler…

PKK'nın Kobane direnişine de övgüler dizdiler…

Bilmeyen de sanır ki PKK tek başına orada IŞİD'e karşı savaşıyor…

Neymiş efendim, IŞİD karşısında duramayanlar PKK'nın şanlı direnişinden ders almalıymış…

Uluslararası koalisyonun hava saldırıları olmamış olsaydı PKK kaçacak yer arayacaktı…

Kobane düşecekti…

PKK'ya başka yerlerden akan silahlar da cabası…

Sanki PKK orada tek başına savaşıyormuş gibi bir algı yaratmaya çalışıyor…

Burada da Cemalgiller bu algıyı pekiştirecek yayınlar yapıyorlar…

PKK-PYD Kürtler üzerinde oluşturduğu tek yanlı despotik rejimine halel gelmesin diye Türkiye'nin yardımına da karşı çıktı…

Türkiye'nin oraya Mehmetçikle girmesini "işgal" olarak değerlendireceğini ilan etti…

Buradaki HDP'liler de aynen öyle dedi…

Oysa Türkiye'nin açtığı yardım koridorları sayesinde orada nefes alabildiler…

Peşmerge'nin gelişinden de, Özgür Suriye Ordusu'nun gelişinden de rahatsızlık duydular…

Ama sonuçta mecbur kaldılar…

Kobane'nin düşmesi, PKK'nın yarattığı o efsanenin altında kalması demekti…

Gerçek böyle olsa bile bunun cilalanması gerekiyordu…

Salih Müslim'in Barzani'ye nasıl koştuğu biliniyor…

Oysa Kandil'den aldığı talimatla Müslim'in Barzani yanlısı Kürtlere orada nasıl kan kusturduğunu da herkes biliyor…

Barzani'nin Rojava'nın yönetimiyle ilgili demokratik çoğulculuğa ve temsile dayalı konsey fikrini silahlarıyla boşa çıkartan PKK, Müslim aracılığıyla bir kez daha Barzani'nin kapısını çalmak zorunda kaldı…

Kendilerine Türkiye'nin ricası üzerine yardıma gelecek olan Özgür Suriye Ordusu askerlerine yönelik çirkin ithamlarda bulunan Salih Müslim sonunda hem Peşmerge'nin hem de ÖSO askerlerinin gelmesini kabul etti…

Ne demişti Müslim?

"ÖSO adına gelecek olan askerler laik olsunlar…"

Böylece PKK-PYD'nin asıl niyetini de göstermiş oldu.

Bir şey daha söyledi ki o çok manidardır:

"Bizi Esed'le savaştırmak istiyor Türkiye. Biz asla Esed'le savaşmayız."

Bu mealdeki sözlerin anlamı da apaçık…

O Esed rejimi ki yıllar yılı Kürtlerin varlığını bile kabul etmedi.

Kürtlere bırakınız statü vermeyi kimlik vermeyi bile reddetti.

O Esed herşeye rağmen şirin-cici, ama Türkiye'nin Başkanı R. Tayyip Erdoğan düşman öyle mi?

Diyeceğim o ki, ÖSO ve Peşmerge güçlerinin Kobane'ye girişiyle birlikte hem PKK efsanesi çökmüş oldu, hem de Kobane'nin yeniden düzenlenmesinin önü açılmış oldu…

Kobane artık PKK'nın tek başına silah zoruyla yöneteceği bir yer olmayacak…

Olmamalı…

Kobane, Kobane'de yaşayan bütün Kürt grupların temsilcilerinden oluşan bir konsey tarafından yönetilecek.

Yönetilmeli…

Bunun çözüm sürecine katkısı kuşkusuz daha anlamlı olacaktır…

SON DAKİKA