DÜZ OVAYA İNİP SİYASET YAPMAYA NE DERSİNİZ?
KCK/PKK Eşbaşkanı Cemil Bayık Amberin Zaman'a konuşmuş.
IŞİD konusundaki başarısızlıkları konusunda ilginç açıklamalarda bulunmuş.
Özetle demiş ki: " Biz düz ovada savaşmaya alışkın değiliz."
Hep dağlarda savaştıkları ve bütün eğitimlerini dağ için aldıkları için IŞİD karşısında düz ovada başarısızlığa uğradıklarını bu şekilde itiraf ediyor.
Görünen o ki ABD savaş uçakları IŞİD'i vurmamış olsaydı PKK'nın hakimiyetindeki Kobani de çoktan düşmüş olacaktı.
Başkaca kasaba ve beldeler de…
Benim dikkatimi çeken düz ova metaforu oldu sadece…
Bilmeyen de sanır ki PKK düz ovada siyaset yapmayı çok iyi beceriyor da…
Söylemek bile gereksiz:
PKK siyaset yapmaya alışkın değil.
Sadece ve yalnızca silah marifetiyle siyasal sonuçlar devşirebileceğine inanıyor.
Eski Türkiye alışkanlıklarının tümünü hala sürdürüyor.
PKK düz ovaya inme cesaretine de sahip değil, düz ovada siyaset yapma cesaretine de…
Varsa yoksa elindeki silah gücüyle bir şeyler elde etme düşüncesi…
Silahı kutsayan bir örgütsel anlayış…
Ve gerektiğinde emperyalist-sömürgeci diye suçladığı devletlerle ilişkilenmekten ve onlarla işbirliği yapmaktan da kaçınmayacak kadar da pragmatist…
PKK'nın sosyalistlik iddiası da anti-emperyalizm iddiası kadar inandırıcı…
Düz ovaya inmek ve orada siyaset yapmak açıkçası Kandil'i korkutuyor.
O yüzden silahlarını bırakıp dağdan inmemek için habire bahanelerin arkasına sığınıyor.
Son bahanesi ise IŞİD…
Kandil bir kısım ABD basını veya bir kısım Türkiye düşmanı çevreler gibi IŞİD'in arkasında Türkiye olduğu tezini dillendiriyor.
Bu iddia üzerinden çözüm sürecinin mimarı olan AK Parti hükümetini düşmanlaştırıyor.
Kandil malum Türkiye düşmanı çevrelerin sistemli ve kirli bir algı operasyonu çerçevesinde gündemleştirdiği bu iddiaya yaslanarak çözüm sürecinin bittiğini ilan etmekten kaçınmıyor nedense.
Paradoksa bakınız ki bu iddia/tez, paralel yapı gibi çözüm süreci karşıtı bilumum çevrelerin ortak iddiası/tezi…
Bu ağız birliği her bakımdan manidar…
Kandil'in Türkiye ve Ak Parti düşmanı çevrelerle, en önemlisi de paralel yapı gibi süreç karşıtı çevrelerle aynı koalisyonun içinde yer alıyor olması, Kürtlerin dikkatinden kaçmıyor elbette…
Bu, İmralı/Öcalan çizgisinin boşa çıkartılması anlamına geliyor…
Kendine güveniyorsa hazır düz ova bahsi açılmışken Kandil'i düz ovada siyaset yapmaya çağırıyorum.
Türkiye'de bunun demokratik zemini hazırlanmış durumda…
Kandil'in kendine ve halkına güveni varsa bunu yapsın.
Düz ovaya insin ve sadece siyaset yapmak gerektiğine inansın…
IŞİD tehlikesi bir biçimde bertaraf edilir elbet.
IŞİD'in varlığı üzerinden Türkiye'yi düşmanlaştıran anlayış, Kandil'in düz ovaya inme korkusuna delalet eder…
Artık Türkiye'de sandık marifetiyle talepler hayata geçirilebildiğine göre silaha yer yok hiçbir şekilde.
Yeni bir Türkiye kuruluyor.
Yeni Türkiye'de herkese yer var.
Yeni Türkiye'nin inşa sürecine katkı sağlamak herkesin kazandığı yeni bir döneme kapı aralamak anlamına gelir…
R. Tayyip Erdoğan liderliğinin kıymetini bilsinler…
Tam da bu tarihi süreçte Türkiye'nin yanında saf tutan bir anlayış hattı geliştirmelidirler…
Konjonktürel ve örgütsel çıkar hesaplarıyla Kürt kanını pazarlık masasına sunanları elbette Kürt halkı affetmeyecektir…
Gün; Kürtlerin hür ve eşit vatandaş olarak yaşayacağı demokratik cumhuriyeti birlikte inşa etme günüdür.
Bilinmelidir ki herkese kazandıracak ve hepimizi daha bir onurlu ve güçlü kılacak yeni Türkiye kurulurken içerde eski Türkiye güçleriyle, dışarda da Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapmak Kürtlere yapılabilecek en büyük ihanetlerden biridir…
Unutulmamalıdır ki bu kritik tarihi süreçte Türkiye'ye ihanet, en başta Kürtlere ihanet anlamına gelir.
Fikrin ve siyasetin gücü, silahın gücünden üstündür.
Türkiye örnekliği bunu göstermiş olmalıdır herkese.
IŞİD deneyimi silah gücüyle kurulan hakimiyetlerin kanlı ve geçici olduğunun ifadesidir.
Göreceksiniz IŞİD'in hakimiyeti sona erecektir.
Silahla değil fikirle ve siyasetle güç elde edenler kazanırlar asıl.
O yüzden düz ovada siyaset diyorum…
