Pek tabii eşi başörtülü Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkmasını önlemek için.
Sadece eşi için değil elbette, Gül'ün kendisinden dolayı da Cumhuriyet mitingleri bir rövanşizme dönüşmüştü.
Çankaya onlar için kutsal bir mabetti.
"Kabe Arabın olsun, Çankaya bize yeter!" diyen anlayışın modern zamanlardaki temsilcileri Çankaya'yı asla Abdullah Gül gibilerine teslim edilemeyecek bir ideolojik kale olarak görüyorlardı.
"Çankaya'nın düşmesi" demek, laikliğin ve cumhuriyetin dibine bomba koymak demekti.
Bu yüzden meydanlara doluştular.
367 hilkat garibesi bu yüzden bulundu.
Anlı şanlı Anayasa Mahkememiz bu yüzden 367 çelmesine onay verdi.
Şimdi Çankaya'ya kimin çıkmasını istiyor o mitingciler?
Daha doğrusu o mitingin bileşenlerini oluşturan CHP'liler ve bilumum Ergenekoncu-balyozcu-ulusalcı cenah?
Ekmeleddin İhsanoğlu.
Ekmel bey Türkiye'de CHP'nin devr-i iktidarında doğmuş olsaydı bu ismi alamazdı.
Niye mi?
Çünkü bu isim Arapça olduğu için.
CHP zihniyetinin bu yasakçılığı yakın tarihlere kadar devam etti.
Türkçe olmayan bütün isimler yasaklandı.
Babaların kendi evlatlarına Türkçe olmayan isim koyma hakları bile yok edildi.
Şimdi Ekmeleddin Çankaya için en uygun aday olarak görülüyor?
Değişen Ekmeleddin zihniyeti midir, yoksa CHP zihniyeti mi?
Kazanan kim peki?
CHP'nin değişmesinden memnuniyet duyarız duymasına ama CHP değiştiği için böyle yapmıyor, Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkışını engellemenin başkaca bir yolunu bulamadığı için Ekmeleddin zihniyetine evet diyor.
Oportünizm mi dersiniz, ilkesizlik mi dersiniz, tutarsızlık mı dersiniz, pragmatizm mi dersiniz, ne derseniz deyin valla bu CHP'ye hepsi yakışıyor…
Özal'a bile "alışamadık" diyenler, şimdi Ekmeleddin için kapıda bekliyor.
Maksat Erdoğan Çankaya'ya çıkmasın…
Oysa Ekmeleddin İhsanoğlu ile Özal'ın veya Abdullah Gül'ün zihniyet dünyası arasında CHP açısından hiçbir fark yok.
CHP deyip geçmeyin…
Çok demokrat olduğunu söyler CHP'liler kendi partileri için.
Kendi iç mekanizmalarında, özellikle de karar alma süreçlerinde pek demokrat olduklarını allandıra ballandıra anlatıp dururlar.
Bir de öğreniyoruz ki o pek demokrat CHP Ekmel beyin adını sır gibi saklamış.
Daha doğrusu Dersimli Kılıçdaroğlu bu ismi arkadaşlarının tümünden saklamış.
Parti içinde yapılan toplantılarda bu isim hiç gündeme gelmemiş.
CHP'nin azılı militan sanatçılarına bu isim hiç telaffuz dahi edilmemiş.
O sanatçılar da kendilerini nimetten sanıp belki içimizden birini layık görürler diye sevinedurmuşlar meğer.
Bir de bakmışlar ki şapkadan Ekmel bey çıkmış…
Hiç kimsenin haberi yok…
Sevsinler demokratlığınızı!
Madem Ekmel beyin arkasında duracaktınız niye Abdullah Gül için kıyamet koparttınız?
Niye Cumhuriyet mitingleriyle kin ve nefret aşıladınız topluma?
Niçin kutuplaşmayı derinleştirecek bir söylem icad ettiniz?
Çankaya Gül'e veya Erdoğan'a teslim edilemizmiş de Ekmel beye teslim edilebilirmiş öyle mi?
Sevsinler sizin laikçiliğinizi, ulusalcılığınızı ve cumhuriyetçiliğinizi!
Ekmel beyin Suudilerle olan yakın ilişkisini biz mi hatırlatalım size?
Ya ABD ile derin muhabbetini?
Pensilvanya'nın kulağınıza fısıldadığı bu adayın başkaca maharetlerini sıralamamıza gerek yok.
Anti-Amerikancılıkmış!
Anti-emperyalizmmiş!
Bu edebiyat bayatladı artık…
Kendinize başka bir şey bulun bence…
Siz Erdoğan'ı Çankaya'ya çıkartmamak ve AK Parti hükümetini de alaşağı etmek için ABD ile de, Suudilerle de, başkaca dış ülkelerle de işbirliği yapmaktan zinhar kaçınmazsınız…
Sevsinler sizin yurtseverliğinizi, milliyetçiliğinizi ve ulusalcılığınızı!
Ekmel bey bir projenin adıdır…
Ve siz dışarda kotarılmış bu projenin siyasal temsilciliğini veya acentalığını yapıyorsunuz sadece.
Hadi görelim sizi bakalım…
Balyoz'dan AK Parti iktidarı sayesinde yakasını sıyırıp da gene utanmadan-sıkılmadan paralel yapı için değil de Başbakan Erdoğan ve AK Parti için yağıp gürleyen o mitingci-darbeci zevata soruyorum: Ekmel beyi Çankaya'ya layık buluyor musunuz?
Bulmuyoruz diyorsanız meydanlar orada duruyor.
Bakalım Cumhuriyet mitingleri için tekrar sahne alacak mısınız?
Yoksa CHP ve MHP'nin kuyruğuna takıldığı o uluslararası projenin bir ucundan tutup siz de size biçilen rolü mü oynayacaksınız?
Göreceğiz sizi pek yakında…
Cezaevi çıkışında sayesinde kurtulduğunuz Başbakan Erdoğan'a arlanmadan suçlama getirmek cesaretini gösteren koçlara sesleniyorum: Size kumpas kuran polis şeflerinin, sizi içeri tıkan savcı ve yargıçların hangi yapıya mensup olduğunu bildiğiniz halde çıkıp tek kelime edemiyorsunuz. Dahası ve en fenası o yapının da birer taşeron olarak içinde yer aldığı uluslararası bir projenin destekleyicisi konumuna kendinizi yerleştiriyorsunuz, sonra da kalkıp "hesap soracağız" türünden beylik laflar ediyorsunuz…
Hesap mı sormak istiyorsunuz?
İşte meydanlar orada, sizi bekliyor…
Gösterin samimiyetinizi de görelim…
