Mehmet Metiner

05 Nisan 2014, Cumartesi

Türkiye artık aym kararlarıyla mı yönetilecek?

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN YENİ DÖNEMDEKİ ROLÜ:
TÜRKİYE ARTIK AYM KARARLARIYLA MI YÖNETİLECEK?

Anayasa Mahkamesi'nin Twitter'le ilgili kararını ilk duyduğumda tepki koymuştum.
Katıldığım televizyon programlarında aynı gün bu kararın hukuken de siyaseten de sorunlu olduğuna dikkat çekmiştim.
Öncelikle bir yanlış algılama olmaması için düzeltmek gerekiyor.
Bu karar AYM üyelerinin aldığı bir karar değil, 5 üyeden oluşan Bireysel Başvuru Komisyonu'nun kararıdır…
Yazı boyunca kullanacağımız AYM ifadesinden bu komisyon anlaşılmalıdır.

xxxxxx

AYM kendine hakkı olmayan bir iktidar alanı açmaya çalışıyor.
Hadi daha açık söyleyeyim, bir tür yetki gaspında bulunuyor.
İç hukuk yollarının tüketilmesini dahi beklemeden kendisi devreye giriyor.
Burada yetki gaspıyla beraber idare üstü bir konum da karşımıza çıkıyor.
Bundan sonra Anayasa Mahkemesi kararlarına göre mi bu ülke idare edilecek?
Olmaz öyle şey!

xxxxxx

AYM'nin özgürlük anlayışı da bence sorunlu…
Hukuken de sorunlu, siyaseten de…
Hukuken sorunlu, çünkü bu ülkenin vatandaşlarının kişilik haysiyetlerini ve onurlarını tahribe yönelik bir saldırı girişimi karşısında verilmiş haklı mahkeme kararları var.
Ne deniyor bu mahkeme kararlarında?
Söz konusu haber veya görüntülerin yer aldığı linklere erişim engellensin!
Peki twitter denilen şirket ne yapıyor?
"Ben Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerini tanımam. Ben bildiğimi okurum"
Evet aynen böyle diyor.
Türkiye Cumhuriyeti'ne alenen ve resmen meydan okuyor!
Türkiye Cumhuriyeti'nin hukukunu tanımıyor.
T.C vatandaşlarının kişilik haklarına ve onurlarına yönelik saldırılar karşısında korumacı bir tavır sergiliyor.
Şimdi soruyorum:
AYM, Türkiye Cumhuriyeti'ne bu şekilde meydan okuyan ve vatandaşlarımızın hukuklarını ayaklar altına alan bir şirketin tutumu karşısında kimden yana tavır almıştır?
Kimse kusura bakmasın, bu sorunun cevabı açıktır.
Öyle iddia edildiği gibi, "ifade hürriyeti"nin arkasına kimse sığınmasın lütfen.
Söz konusu erişimlerin engellenmesinin ifade hürriyetiyle hiçbir alakası yoktur.
Ayrıca bir şirket mahkeme kararlarına uymayacağını alenen söyleme cüretinde bulunuyorsa hakettiği dersi de almalıdır.
Siyasi otoritenin yasak kararı her bakımdan millidir ve her bakımdan insan haklarını korumaya ve kollamaya yöneliktir.
Şimdi bu durumda soruyorum:
Twitter bundan sonra kimi dinleyecektir?
Twitter mağdurları kime müracaat edeceklerdir?
Mahkemelere mi?
Niçin mahkemelere gitsinler ki artık?
Mahkemeler ne yapacak?
Diyelim ki karar verecek o linklerin erişimini engellemek için.
Peki twitter denilen şirket bu durumda mahkeme kararlarını takacak mıdır?
Hele de arkasında AYM'nin bu kararı olduktan sonra…
Bence daha pervasız olacaktık…
O zaman vatandaşlarımızın hak ve hukukunu, kişilik haklarını ve onurlarını hangi merci koruyacaktır?
O vatandaşlarımız Anayasa Mahkemesi'ni başvururlarsa nasıl bir yanıt alırlar acaba?

xxxxxx

Zamanlama itibariyle de AYM kararı yanlış olmuştur.
ABD'nin açıklama yapmasından hemen sonra böyle bir kararın verilmesi son derece isabetsiz olmuştur.
Ayrıca bu aciliyet niye?
Bu konu AYM'nin ilgi alanına giren bir konu mudur?
Kanaatimce AYM yetkisini aşmıştır.
Henüz iç hukuk yolları tüketilmemişken kalkıp bu konuda karar vermek hukuken de siyaseten de sakat bir duruma işaret etmektedir.
Onca şikayet varken Anayasa Mahkemesi'nin ivedilikle böyle bir olayı karara bağlamış olması da bir başka şeyi aklımıza getiriyor getirmesine de şimdilik kalsın diyorum…
Kendi adıma Başbakanımızın dediği gibi bu karara asla saygı duymamak gerektiğine inananlardanım.
AYM giderek kendini yürütmenin yerine koymak gibi bir garabete de yol açmaktadır.
O zaman ilk derece mahkemelere ne gerek var?
Herkes şikayetlerini birincil elden AYM'nin ilgili birimine yapsın, o birim karar versin, herkes de ona göre hareket etsin…
Hükümetin icraatlarıyla ilgili her konuda artık AYM yetkili hale gelsin…
Doğrusu AYM'nin yeni dönemdeki bu rolü yeni bir siyasi krizin göstergesi niteliğindedir.
Bu yeni durum hukuken de siyaseten de kabul edilemez.
Ben AYM'nin bu kararına idarenin niye uymak mecburiyetinde olduğunu anlayabilmiş değilim…
Benim cehaletime verin ama bu tarz bir uygulama, yürütmeyi AYM'nin emrine vermek gibi bir sonuca doğru götürür.
Bu yol açıldı mı nerede duracağı belli olmaz…
Yarın yürütmenin veya icranın başkaca işlemleri konusunda da AYM benzer kararlar verebilir…
Yargı ve yürütmenin üstünde yeni bir vesayet organı mı oluşturulmak isteniyor?
Doğrusu akla bu soru gelmiyor değil…
AYM'nin tanınan bireysel başvuru hakkının sınırları bellidir.
AYM'nin yetki alanı da…
Bu kararla birlikte kanımca anayasaya da aykırı bir durum oluşmuştur, hem de hukuken sakat bir konum ortaya çıkmıştır…
Görünen o ki Anayasa Mahkemesi yeni dönemde yargı ve yürütme gücünün üstünde bir tür vesayet organı gibi çalışacağa benziyor.
Bunun yol açacağı sistemik veya siyasi krizin çok iyi hesaplanması gerekir.
Asıl korkum o ki kararları yargı dışında tutulan YSK'nın kararları bile ilgili birime CHP tarafından götürüldüğünde verilecek benzer kararlar dolayısıyla ülke derin bir kaosun içine sürüklenir…
CHP'nin sandıkta yenemediği/yenemeyeceği AK Parti'ye karşı böyle bir gücün arkasına sığınması ülkeyi tam bir çıkmaza sokacaktır.
Diyelim ki CHP YSK'nın Ankara ile ilgili kararını ilgili birime götürdü.
Ve ilgili birim de iptal kararı verdi.
Allah muhafaza, bu durumda ne olabileceğini düşünmek bile istemem…
O yüzden diyorum ki AYM'nin yeni dönemde durması gereken yer büyük bir önem arz etmektedir.
AYM'nin kendini yargının ve yürütmenin üstünde görmeye başlaması durumunda yol açabileceği sorunlar bu ülkeyi siyasi felaketin eşiğine kadar götürür, biline…

xxxxxx

Başbakanın twitterle ilgili sözlerini ve idarenin mahkeme kararlarına uymayacağını açıklayan twitter şirketine yönelik tavrını boşa çıkartan Anayasa Mahkemesi bu ülkenin mahkemelerini de bir anlamda boşa çıkartmış bulunmaktadır. Öyle ya, artık vatandaşlar haklarını savunmak için niye mahkemelere başvursunlar ki! Mahkemelerden alacakları kararları uygulatacak bir idare de olmayacağına, twitter denilen şirket de bu karardan sonra daha bir pervasızlaşacağına göre haysiyet cellatlığı da, kişilik ve itibar suikastları da alıp başını gidecektir…
Bitirirken son bir soru:
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına idare uymamış olsa ne olurdu?
Hukukçuların, "İdare uygulamak zorundadır" dediklerini duyar gibi oluyorum.
Peki bu durumda idareye ne gerek var?
İlgili idare birimini lağvedelim gitsin!
Hatta bundan sonra ülkeyi Anayasa Mahkemesi idare etsin ha ne dersiniz?
Sandıkta hesabı biz siyasetçiler verelim, her konuda en son sözü de atanmış üyeler versinler!
Onlar oturup karar versinler, yürütme de gereğini yapsın!
Ne güzel demokrasi değil mi?
Yeni dönemde AYM'nin yargı ve yürütme üstünde kendini bir vesayet organı gibi konumlandırmasına asla izin verilmemelidir diyorum, vesselam…



SON DAKİKA