Mehmet Metiner

24 Ocak 2014, Cuma

İşte gerçeği açıklıyorum: Bugünkü HSYK CHP’nin eseridir…

Çoklarınıza paradoks gibi gelebilir, farkındayım.
Ama işin gerçeği bu…
Bugünkü HSYK CHP'nin eseridir.
Nasıl mı?
Anlatayım…
O günkü HSYK apaçık bir biçimde CHP'nin arka bahçesiydi.
İdeolojik-siyasi aidiyeti belli bir kesimin vesayetindeki bir HSYK sorunun kaynağını oluşturuyordu.
İdeolojik bir vesayetin militan organı gibi çalışan HSYK'nin değiştirilmesi zorunluluktu.
Çünkü AK Parti vesayetin bizatihi kendisine karşıydı.
AK Parti'nin istediği, demokratik temsili güçlü ve çoğulcu bir yapıya sahip bir HSYK idi.
AK Parti hiçbir zaman HSYK'yı fethetme yoluna gitmedi.
HSYK üzerinden yargıyı kendi arka bahçesi haline dönüştürmek gibi bir amaca sahip değildi.
Çünkü AK Parti biliyordu ki vesayetin bizatihi kendisi hukuk ve demokrasi adına bir sorun oluşturuyordu.
Vesayetin el değiştirmesini değil vesayetin ortadan kaldırılmasını amaçlıyordu .
O yüzden HSYK'nın üye seçimini demokratik temsil ve çoğulculuk esasına uygun olarak düzenledi.
AK Parti'nin getirdiği teklifte her bir üyenin bir adaya oy verme şartı vardı.
Yani çarşaf listeyle oluşabilecek çoğunlukçu yeni bir vesayet sistemine izin vermemeyi önceleyen bir teklifti bu.
Bu teklife CHP itiraz etti Anayasa Mahkemesi nezdinde.
Anayasa Mahkemesi CHP'nin itirazı üzerine bu maddeyi iptal etti.
Dolayısıyla çarşaf liste uygulaması zorunlu hale geldi.
Bu AK Parti'nin HSYK'nin demokratik ve çoğulcu yapısı için ziyadesiyle önemsediği bir maddeydi.
Niçin mi?
Çünkü çoğunlukçu vesayetçi yapı ancak bu yolla tasfiye edilebilirdi.
CHP niye mi itiraz etti?
Çünkü CHP elindeki HSYK gücünü kaybetmek istemiyordu.
Herkese açık bir HSYK yerine gene kendi elinde olacak bir HSYK istiyordu.
Umut ediyordu ki kendisine bağlı militan yargıçların derneği olan YARSAV marifetiyle tekrar çoğunluğu ele geçirir ve HSYK'daki vesayetin devamı sağlanır.
Ama umdukları gibi çıkmadı.
AK Parti'nin karşı çıktığı çarşaf liste uygulaması paralel yapıyı HSYK'yı çoğunluğa taşıdı.
Yani vesayetin kendisi ortadan kalkmış olmadı, vesayet sadece el değiştirmiş oldu.
Bunun da baş müsebbibi CHP idi elbet.
Şimdi bize diyorlar ki, 2010 referandumunda bu HSYK için canla başla çalıştınız, evet oyu verdirtmek için.
Biz CHP'nin itirazıyla oluşmuş bir HSYK olsun istemiyorduk ki?
Ama Anayasa Mahkemesi'nin kararı üzerine çaresiz o haliyle öncülük ettiğimiz anayasal reformların geçmesi için çalıştık.
Zaten başkaca bir çare de yoktu.
Referandum kararı alınmış.
Halka gidilecek.
HSYK'nin yapısında yapılan bu değişiklik dolayısıyla referandumdan kaçmak mümkün olmadığı için yapılması gereken yapıldı.
İşin özünü çarpıtmaya gerek yok.
CHP o güvendiği YARSAV marifetiyle tekrar çarşaf liste sayesinde çoğunluğu elde edebileceğine inandığı için bugünkü HSYK yapısı ortaya çıktı.
Çünkü CHP'nin genetiğinde vesayet vardır.
Vesayetin olmadığı bir yerde CHP'nin de siyaseten yaşama şansı yoktur.
Sözün özü:
Bugünkü HSYK öyle iddia edildiği gibi AK Parti'nin istediği bir HSYK değildir.
Bugünkü HSYK yeni bir vesayet organı olma özelliğine CHP'nin o itirazı dolayısıyla geldi.
Vesayet çarşaf liste uygulaması dolayısıyla sadece el değiştirdi.
Bugün HSYK'nın iç idari işlemleriyle ilgili olarak yapmak istediğimiz kanuni düzenleme, işte CHP'nin yol açtığı bu yeni vesayeti ortadan kaldırmak içindir.
CHP'nin yanlışını düzeltmek için yaptığımız bu girişimi CHP'nin şiddetle ve hiddetle engellemeye çalışması ise manidardır.
CHP öylesine ilginç bir partidir ki, dün karşı olduğu herşeye bugün arka çıkıyor.
Dün devlet içinde F tipi örgütlenme var, yani paralel bir devlet veya örgüt var diyen CHP bugün bu paralel yapının yanında yer almaktan kaçınmamaktadır.
Dün Emniyet ve Yargı içindeki çeteleşmeyi-örgütleşmeyi eleştiren CHP bugün o yapıyla kendini özdeştirir, o yapının siyasal savunucu konumuna kendini getirir hale gelmiştir…
Bize de HSYK'da CHP'nin yol açtığı yeni vesayet sistemini hukuk ve demokrasi adına değiştirme görevi düşüyor.




SON DAKİKA