Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

28 Nisan 2017, Cuma

Salla ama bu kadar sallama!

İsmi lazım olmayan CHP'li bir milletvekili katıldığı programda " 2019'daki seçimlerde CHP'nin yüzde 70'le iktidara geleceğini" iddia etmiş, daha doğrusu sallamış...

Açıkçası böyle bir iddiaya kargalar bile ağızlarıyla değil başka bir taraflarıyla güler...

CHP'nin alıp alacağı oy, görüp göreceği güzellik "taş çatlasa" yüzde 20-25 arası bir şeydir...

CHP'nin "eti nedir budu nedir?"

O tarihte "oy patlaması" yapabileceğine dair en ufak bir "umut ışığı" da yoktur...

Çünkü CHP'nin ülkemiz için "lagaluga" dışında hatırı sayılır bir söylemi, planı, programı ve projesi yoktur, olacağına dair bir belirti de yoktur!

Öte yandan, CHP uluslararası arenada "sosyal demokrat parti" ayağına yatsa da kesinlikle öyle değildir. Hele hele "solcu" bir parti (Avrupa'daki solcu partiler gibi) hiç değildir...

CHP: Kemalizmin kalesidir... Bürokrasinin uşağıdır... Ecnebilerin borazanıdır... Cuntanın desteklediği yegane partidir...

Adında halk geçse de halkla yakından uzaktan bir ilgisi yoktur. Yalnızca emekli bürokratları ve memurları temsil eden bir zümre partisidir.

Diğer yandan, CHP, bu memleketi tek parti diktasıyla tam yirmi yıl yönetmiştir... (Belki de Almanlar "İkinci Paylaşım Savaşı"nda yenilmeseydi CHP ülkemizi hâlâ tek parti diktasıyla yönetmeye devam edecekti.)

Sonrasında da "seçim kazanma özürlü" bir parti olarak günümüze kadar gelmiştir...

Doğrusu bu millet "özgür iradesiyle" ne "İttihat ve Terakki"yi ne de onun mirasçısı olan CHP'yi iktidara getirmiştir.

İttihat ve Terakki 1908 ve 1913'de yaptığı darbelerle başa geçmeyi başarsa da CHP 1960, 1971 ve 1980 darbelerinde bunu dahi başaramamıştır.

Ancak felsefesiyle, çevirdiği film ve fırıldaklarla iktidara zar zor tutunabilmiştir.

Hele hele son referandumla geçtiğimiz başkanlık sisteminde CHP'nin iktidara gelme şansı hepten buharlamıştır.

Zira bu sistemde iktidara gelebilmek için en az "yüzde 50" oyun üstüne çıkmak gerekiyor... Daha düşük oylarla yani diğer partilerle koalisyonlar falan kurarak iktidara "kapak atmak" artık mümkün değildir.

Haliyle ülkemizin "kaptan köşküne" oturmak isteyen herkes yüzde 50'yi geçmek zorundadır.

Açık söylemek gerekirse, yeni sistemde "oy çapı ve ufku" maksimum "yüzde 50'nin yarısı" olan bir partinin bilimsel olarak yeri yoktur...

CHP'nin bu sarmaldan kurtulması ancak halkla "sözde değil özde" barışmasına bağlıdır. Lakin "zümre partisi" olduğu için pratikte bu da mümkün değildir...

Hasılı, CHP'nin "son kullanma tarihi" dolmuştur! Hadi kışkışşş!

Parlamenter sisteme geri dönülecekmiş...

CHP'li Muharrem İnce: "2020'de yeni bir anayasa ile parlamenter düzene dönüleceğini..." söylemiş...

Oysaki, parlamenter sistem özünde "sakat" bir sistemdir!

Neden?

Çünkü bu sistemde, yüzde 40 oy alan bir parti tek başına iktidara gelemeyecek duruma düşebilmektedir...

Gene bu sistemde, yüzde 16 oy alan partiyle yüzde 13 oy alan parti eşit sayıda milletvekili çıkarabilmektedir...

Sözün özü: "Parlamenter sistem" koalisyonlarla ülkenin "patinaj yapmasına" ve "fetret devrine" girmesine neden olan sakat bir sistemdir. Dolayısıyla 16 Nisan'da bu sistemden kurtulduğumuza yatıp kalkıp şükretmeliyiz...

SON DAKİKA