Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

12 Haziran 2017, Pazartesi

Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği'ni görünce dellenip gıcıklık yapmayın!

Eskiden okullardaki sosyal etkinliklerin etkinlik değil maskaralık olduğunu akranlarımız bilir.
Sosyal etkinliklerden aklımda kalan hepi topu iki şey var:
Öğretmenin ders saatinde arkadaşlarımızın üzerinde dövüş tekniklerini uygulamamıza izin vermesi ve okulu kırarak maça, sinemaya gitmemize ses etmemesi...

Elbette bu tür sosyal etkinliklerden ceza almamız da mümkün değildi. Zira her bir etkinlik yalnızca haybeden geçirilmesi gereken bir zaman dilimi olarak görülüyordu...

Ama böyle bir şey artık mümkün değil!

Son günlerde bir "Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği" tartışması başlatıldı, AK Parti'ye vurmak için "eğitim gericileştiriliyor" yaygarası koparıldı ya, onu ele alacağız bu yazıda.

Batı müziği ve dans yarışmalarını düzenleyen 1995 tarihli ve ipek böceği, mantar, kümes havyarı yetiştirmek gibi öğrenci kulüplerinin etkinlik alanlarını düzenleyen 2005 tarihli iki yönetmelik bu yeni yönetmelikle yürürlükten kaldırıldı.

Artık öğrencilerimizin millî ve manevî değerleri benimsemelerini, bilimsel düşünce ve inceleme alışkanlığı kazanabilmelerini, sosyal ilişkilerde anlayışlı ve saygılı olma bilincini geliştirmeyi hedefleyen bir yönetmelik yürürlüğe girdi.

Sosyal Etkinlikler

Yönetmelikte sosyal etkinliklerle, "Millî, manevi ve kültürel değerleri yaşatmak, yaygınlaştırmak ve bu değerlerin yeni nesillere aktarımını sağlamak" gibi hedefler düzenlenmiş...

Yayınlar

Keza okulların yayınlarında milli ve manevi değerlerin ön planda olduğu sanatsal etkinliklerle, öğrencilerin sanat kültürlerinin ve zevklerinin geliştirilmesi hedeflenmiş...

Öğrenci Kulüpleri

Yeni yönetmelikte öğrenci kulüplerinin "çevrenin, ekonomik, sosyal, kültürel ve coğrafi özellikleri ve öğrencilerin istekleri de dikkate alınarak eğitim kurumunun türü, imkân ve şartları ölçüsünde…." denilerek çalışma kapsamı genişletilmiş...

Anaokulları da yönetmeliğin kapsamında

Önceki yönetmelik yalnızca ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerini kapsarken, bu yeni yönetmelik "her tür ve seviyedeki örgün ve yaygın eğitim kurumları" cümlesiyle anaokulları da sürece dahil edilmiş.

Böylece 36 aylık çocuklar da millî, manevî, ahlaki, insani ve kültürel değerleri kazandırmaya yönelik etkinliklerden yararlanabilecekler...

Gönüllü kişiler ve kurumlar da okullara destek verebilecek!

Daha önceki yönetmeliklerde yalnızca gönüllü veli kavramı vardı...

Yeni yönetmelikle; bilgi birikimini, yeteneğini ve deneyimini kullanarak öğrenci kulübü çalışmalarına katkı sağlayabilecek gönüllü veli, kişi, üniversite, kurum ve kuruluşların (vakıf ve derneklerin) okullarda faaliyetler düzenlemelerine imkan tanınmış...

Okullardan defile gibi etkinlikler kaldırılmış

Öğrencilerin gelişim düzeylerine uygun olacak biçimde milli ve manevi değerlerini, estetik duygularını güçlendiren ve güzel sanatlara ilgilerini çeken çeşitli etkinlikler düzenlenmiş...

Milli Bayramlar

Yeni yönetmelikte milli bayramların kutlanmasına ilişkin bir düzenleme yer almıyor. Tabii bu durum milli bayramların kutlanmayacağı anlamına gelmiyor...

Bayrak töreni ve kıyafet

Eski yönetmelikte bayrak törenine katılan müdür, öğretmen, öğrenciler ile diğer görevlilerin yasal düzenlemeler çevresinde uygun bir kıyafetle katılması öngörülüyordu. Yeni yönetmelikte böyle bir kurala yer verilmeyerek katılımcılar özgür bırakılmış...

Şimdi bu yeni yönetmelikte düzenlenen hususlara muhalif basının hokkabazları maraza çıkarmak amacıyla saldıracaklar. Bundan hiç şüpheniz olmasın...

Ayrıca yeni kutlama günlerinden de kıl kapmanın bir alemi yok!

Bir takım entellerin "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü"nün okullarda kutlanmasına çemkirmeleri yersizdir...

Keza, Avrupa'da doğmadıklarına bin pişman olan bir takım aristokratların "İstanbul'un Fethi"nin okullarda kutlanmasına dellenip uyuzluk etmeleri yersizdir...

Keza, bir takım entel nevropatların 1916'da Irak'ta İngilizlere karşı kazandığımız "Kut'ül Amare" zaferinin okullarda kutlanmasına ahlayıp vahlamaları yersizidir.

Keza, bir takım münevver bozuntularının "Siret Hafta"sının okullarda kutlanmasını eleştirmek amacıyla Taksim'de tepişme arzuları yersizdir.

Keza, bir takım karta kaçmış entel budalaların okullarda "Şehitler Günü"nün (18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü'nün) kutlanmasından gıcık kapmaları yersizdir.

Eh, gelinen aşamada artık çocuklarımızın varlığı Türk varlığına armağan olmayacak, bilakis varlığımız çocuklarımızın milli ve manevi değerlerinin güçlendirilmesi yönünde çalışacak...

Öte yandan gerici iktidar, okullarda "Etik Günü ve Haftası"nı, "Çevre Koruma Haftası"nı, "Anneler Günü"nü ve "Babalar Günü"nü kutluyor...

Tabii bunlarla ilgili muhalefetten en ufak bir takdir beklemiyoruz. Zira böyle bir erdem muhalefetin boyunu aşar.

Sözün özü, hayırcılar beyhude korkmasınlar, endişe etmesinler, telaşlanmasınlar, ağlayıp zırlamasınlar! Çünkü farkında olmasalar da memleket iyiye gidiyor...

SON DAKİKA