Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

07 Ağustos 2017, Pazartesi

İkinci bağımsızlık savaşı mı?

Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, soğuk savaş bitince NATO'nun varlık nedeni ortadan kalktı.

Yenilen taraf Varşova Paktı'nı dağıttı, galip gelen taraf NATO'ya hiç dokunmadı.

Mantıkça, bu ittifak sulhu tehdit eden "yeni hadiseler vuku bulursa" devreye sokulacaktı...

Ama gel gör ki NATO küresel sistemin önündeki en büyük engeli İslam olarak belirledi ve onu hedef tahtasına koydu. İslam'la pis maşaları aracılığıyla, vekâlet savaşları taktiğiyle el altından savaşmaya başladı...

Son çeyrek asırda Osmanlı coğrafyasında yani Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'da yaşanan katliamların arkasındaki gerçek fail NATO ve onun pis maşalarıdır.

Irak'ın işgal edilmesine ve parçalanmasına neden olan da, Suriye'nin cehenneme çevrilmesine ve parçalanmanın eşiğine sürüklenmesine sebep olan da NATO ve onun uzantılarıdır.

NATO, memleketimizi dışarıdan kuşatmak için Suriye ve Irak'ta PYD, YPG, YPJ ve DAİŞ'i, içeriden parçalamak için de PKK'yı ve FETÖ'yü icat etti.

Haliyle FETÖ'yü besleyip büyüten de, PYD, YPG, YPJ ve PKK'ya arka çıkan da, DAİŞ'e her türlü desteği veren de gerçekte NATO'dur.

15 Temmuz darbesini tezgahlayan da Erdoğan'ı alaşağı etmek isteyen de NATO'dur.

AK Parti iktidarını devirmek için filmler çeviren de, Rusya ve Çin'le aramızın bozulması için fırıldaklar çeviren de NATO'dur.

1971 ve 1980 öncesi bu memlekette terör eylemlerine, otomatik silahlarla halkın üzerine ateş açılmasına çanak tutan da NATO'dur...

İşin matrağı bu tutum, AB'nin memleketimizi kapısında bekletme ve birliğe almama taktiğiyle de örtüşme halindedir.

Açık söylemek gerekirse, NATO tüm bunları Türkiye'yi önce kuşatmak sonra işgal etmek ardından da parçalamak amacıyla yapıyor...

Demek ki bu alçaklar hedeflerine Türkiye'nin etrafını cehenneme çevirerek yani ülkemizi dört bir yandan kuşatarak varmaya çalışıyorlar...

Peki NATO bunları neden yapıyor?

Erdoğan liderliğindeki Türkiye;

dünyadaki tüm Müslümanlara (Afrika dahil) özellikle Suriye'deki (Somali'deki) mazlumlara kol kanat geriyor da ondan.

Yeniden Osmanlı coğrafyasına yani Kafkaslar'a, Balkanlar'a ve Ortadoğu'ya sahip çıkmaya çalışıyor da ondan.

Osmanlı medeniyetini yeniden ihya etmeye yelteniyor da ondan.

Kendi savaş sanayisini kuruyor da ondan.

Mermisini, silahını, topunu, tankını, helikopterini, uçağını, denizaltısını üretiyor da ondan.

Rusya'yla ortak silah üretmeye kalkıyor da ondan.

Rusya'dan S-400 füzelerini satın almaya yöneliyor da ondan.

Evet, bu tür yakıcı hamleler ülkemizde yeni terör eylemlerine, yeni Gezi tipi kalkışmalara, yeni 15 Temmuz benzeri darbe girişimlerine yol açabilir.
Demem o ki önümüzdeki başkanlık seçimlerine kadar yeni namussuzluklarla karşılaşırsak hiç şaşırmayalım.

NATO'nun bu alçak politikası değişecek mi?

Yoksa Cumhurbaşkanımızı günün birinde "Ulan NATO'dan da çıkıyorum" noktasına mı itecek?

Bu tavrı sergileyecek bir Erdoğan'a karşı NATO daha başka ne gibi saldırılar düzenleyebilir?

Bu herifler; Türk- Kürt, Alevi- Sünni, laik- anti laik, solcu- sağcı çatışması çıkarabilirler...

Kışkırtıcı düzmece haberlerle, pesimist yorumlarla, gerçeği yansıtmayan anketlerle, aslı astarı olmayan bilgileri sosyal medyada yayarak halkı sokağa dökmeye koyulabilirler...

Cumhurbaşkanımız beyhude "ikinci bağımsızlık mücadelemizi veriyoruz" dememiştir...

Yarım asırdır "NATO'ya hayır" diye bas bas bağırmış olan CHP'lilerin bugünkü NATO'cu tavrı da herkese ibret olsun. Bunun kepazeliğiyle, rezaletiyle yaşasınlar...

Ne biçim bir ülkedir ulan bu?

SON DAKİKA