Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

13 Temmuz 2015, Pazartesi

PKK değil de DAİŞ değil de mesele Türkmenler mi?

Suriye'de katliam süreci başlayalı 4,5 yıl oldu. 2011'de rejim saldırır, siviller katledilirdi. Sonra sivil halk silahlandı, ordu kurdu, siyasi hareket haline geldi, Özgür Suriye Ordusu ve Suriye Ulusal Konseyi olarak direnişe geçti.
Zamanla işin içine El Kaide girdi hemen sonrasında ondan türeyen iki örgüt, Nusra Cephesi ile DAİŞ ortaya çıktı. Ruslar, Hizbullahçılar, İran Devrim Muhafızları, PYD, Peşmerge derken Suriye bugünkü noktaya geldi.
Çatışma rejimle muhalifler arasındaydı. Ama araya bir sürü farklı güç girdi. Bu güçler savaşı birine kazandırıp, bitirmekten çok şiddet sürecinin devamını sağlamakla görevliydi.
Örnek, DAİŞ. Mesela geçen yılki faaliyetleri 2015'in ilk yarısında bir hayli azalmıştı. Nisan ayında muhalifler, rejimi iyice köşeye sıkıştırmış, İdlip'i almış, Halep'i de almak üzereydi. İşte tam o anda DAİŞ yeniden vites yükseltti, Palmira'ya saldırdı, dünyanın gözü oraya çevrildi.
Sonrasında kuzeye saldırdı, PYD'yle çatışmaya başladı. Esed'in günlerinin sayılı olduğu konuşulurken, DAİŞ ve PYD'nin terör faaliyetleri, muhaliflerin birleşen güçlerinin yeniden bölünmesine yol açtı, neticede bu durumdan faydalanan Şam rejimi oldu.
Bu savaşta DAİŞ'in görevi bu.
Bir de PYD var, onlar da DAİŞ'in izinden gidiyor ama savaşta sadece denge unsuru olmaktan çok taraf olarak da nemalanma peşindeler.
Hem de kendilerinden olmayan diğer tüm Kürt grupları hiçe sayarak, sadece kendileri gibi düşünen, sadece PKK'nın uzantısı olan Kürtleri oyunun içine dahil ederek, bir kampanya yürütüyorlar.
Amaçları belli, Suriye'nin kuzeyinde egemenlik, zaten o egemenliği ilan etmişler bile bundan sonrası için Kuzey Irak formülünün peşinde koşuyorlar.
Arkalarında Amerika'dan özellikle de Cumhuriyetçi kanattan büyük destek var. Neo Conların son haftalarda yazdıklarına bakarsanız, görüş açılarında sadece ve sadece Türkiye-Suriye sınırının olduğunu anlarsınız.
Obama'ya "artık PYD'ye destek zamanı geldi" diye çağrı yapan Neo-Con'lar, Türkiye'nin özellikle de MİT'in sınırdaki faaliyetlerinden bir hayli rahatsız.
Türkmenlerin geçen hafta birleşme kararı da Neo-Con'ları tedirgin etmiş. Evet Türkmenler birleşti çünkü Tel Abyad, Cerablus gibi Türkmen ve Arap nüfusun çoğunluk olduğu ilçeler, PYD tarafından etnik temizlik tehdidi altına girdi.
Bu tehdit karşısında 3 büyük Türkmen grubu tek çatı altında birleştiler. Bu gayet doğal bir sonuçtu ancak Amerikalıları rahatsız etti çünkü Türkmenlerin arkasında Türkiye desteği olduğunu biliyorlar ve Türkiye'nin Suriye'deki Türkmenleri organize ettiğini savunuyorlar.
İşte bu durum üzerinden Henri Barkey ile birlikte bu sürecin en önemli tetikçilerinden olan Amerikalı Michael Rubin, Türkiye'nin sınırda ateşle oynadığını iddia ediyor. Yani Türkmenlerin birleşmesi ateşle oynamakmış.
Yahu PKK'lılar orada cirit atıyor, DAİŞ önüne gelenin kafasını kesiyor, İran'ın Devrim muhafızları orada, CIA, Mossad, KGB orada, Şebbiha, Muhaberat, El Kaide, Nusra, Selefiler, daha bilmem kimler orada da, hiç biri ateşle oynamıyor, Türkmen gruplar birleşince mi ateşle oynanmış oluyor?
O bölgede Türkiye'nin faaliyetlerine karşılar, Türkmenlerin birleşmesine karşılar, Özgür Suriye Ordusuna karşılar, PKK istemiyor diye Peşmerge'ye de karşılar.
Bu saydığım grupların hepsinin duruşu belli hiç birinin DAİŞ gibi ya da PYD gibi ne amaçları ne de görevleri var.
Ama uluslararası güçlerin onlara bakışı da belli, kendi emirleri dışında hareket eden olursa "ateşle oynayanlar" diye manşet oluyor, koca bir ülkeyi ateş çemberine çevirenlere ise kimse gıkını çıkarmıyor.

SON DAKİKA