YAZARLAR

03 Temmuz 2013, Çarşamba
Savaş Hali
ERAY ÖZGÜR Savaş Hali
Yazarın Tüm Yazıları

Trafik kazalarını anlatmaya başladı. "Sivas'ta meydana gelen trafik kazasında hatalı sollama yapan kamyonun çarptığı araçtaki 4 kişi hayatını kaybederken, 3 kişi de ağır yaralandı. Kayseri'de kontrolünü kaybeden araç uçurumdan aşağı yuvarlandı 2 kişi öldü. Erzurum'da düğünden dönen minibüsün dereye uçması sonucu 7 kişi hayatını kaybederken, 5 kişi yaralandı…." Hiç abartmıyorum bu fasıl birkaç dakika sürdü. Bir an acaba savaş çıktı da cephelerden kayıp haberleri mi geliyor diye düşündüm. Sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı'nda 2013 yılına ait kaza istatistiklerini inceledim. Henüz haziran ayının dökümü gelmediği için mayısa bir göz attım. 2013 yılının ilk 5 ayında 835 kişi polisin sorumluluk bölgesindeki trafik kazalarında öldürülmüş. Bundan sonra ben de ölmüş yerine öldürülmüş diyeceğim. Çünkü bu 835 kişinin her biri, bir şekilde, bir insanın hatası yüzünden aramızdan ayrıldı. 2013'ün ilk 5 aylık döneminde, jandarmanın sorumluluk bölgesindeki kazalardaysa 375 kişi öldürülmüş. 835+375=1210! 5 ayda 1210 can! Buna benzer bir yazıyı daha önce de yazmıştım. Arşivi karıştırıp karşılaştırma yapacaktım ama sonra vazgeçtim. Neyi karşılaştırayım ki? Daha önce 1210 yerine 1300 kişi öldüyse sevinecek miyim? Bu ülkede kimse farkında değil, bu ülkede herkes farkında ama hiç kimse hiçbir şey yapmıyor. Bir İstanbul düşünün ki aylardan beri EDS sistemi oturtulamıyor. Bir İstanbul düşünün ki, çevre yolunda devriye gezen ve yasal hız sınırıyla seyreden trafik polisi makaslar atılarak "madara" ediliyor. Polis orantısız gücü acaba trafikteki "anarşiklere" mi uygulasa…

Not: Şimdi birileri son cümleyi bir yerlere çekmeden önce açıklayalım. Değil polisin, her türlü "gücün" orantısız gücüne karşıyım. Bu tamamen basit bir benzetmedir…