YAZARLAR

23 Eylül 2013, Pazartesi
İDO’da Çocuk Olmak
ERAY ÖZGÜR İDO'da Çocuk Olmak
Yazarın Tüm Yazıları
Ama sanki yolculuklar artık eskisi kadar keyif vermiyor. Daha doğrusu oğlum doğduğundan beri yolculuklar benim için biraz stresli oluyor. Eskiden çok gözüme batmayan onlarca detay Mehmet Eren'le birlikte beni tedirgin ediyor. Yolların iyi aydınlatılmamış olması, asfaltın bozuk olması, hatalı sollama yapanlar, şehirlerarası yollarda bile makas atanlar… Seyahatimiz sırasında hem daha az yorulmak hem de yakıt tasarrufu sağlamak için Yenikapı'dan Bandırma'ya feribotu tercih ettim. 2 saatten biraz fazla sürede İstanbul'dan Bandırma'ya ulaşmak gerçekten büyük nimet. Ne siz yoruluyorsunuz, ne de 2 yaşındaki oğlunuz çocuk koltuğunda oturmaktan sıkılıyor. Hele feribottaki çocuk oyun alanını görünce iş ilk başta çok eğlenceli bile görünüyor. Çocuğunuz birkaç metrekarelik de olsa bu küçük oyun olanındaki oyuncaklar oyalanıyor ve diğer çocuklarla sosyalleşiyor. Biz de ilk başta en az Mehmet Eren kadar sevindik. Ancak aradan birkaç dakika geçince eşim Ceren'le birlikte Memo'yu oyun alanından almak zorunda kaldık. Sebebiyse oyun alanındaki metal sütunlar. Açık denizde yol alan, dalgalarda sallanan bir gemide oyun alanının ortasında çocuklara çok ciddi zararlar verebilecek sivri kenarlı metal sütunları süngerle kaplamak çok da zor olmasa gerek. Her yıl milyonlarca insanı taşımasıyla övünen ve yüksek bilet fiyatlarıyla çokça da eleştirilen bir kuruluşun bunun gibi doğrudan sağlığı etkileyen bir noktayı gözden kaçırması şaşırtıcı ve üzücü. Umarım ki İDO, küçük bir yavru yaralanmadan en kısa zamanda gerekli düzenlemeleri yapar.

SON DAKİKA