kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gazi Ercel @ SABAH
 

IMF'de kavga var

Geçen yıldan beri "günümüz koşullarına uygun nasıl bir IMF yaratılabilir?" tartışmaları sürüyor. IMF'nin geleceğini yeniden yapılandırma çalışmaları çerçevesinde, gelişen ülkelerin bu kuruluştaki ağırlıklarının artması ve seslerinin daha fazla yükselmesi konusu öne çıkmıştı. Genelde de kabul gördü. Çalışmalara başlandı.
Ancak bu çalışmaların ilk sonuçlarına göre, bazı ülkeler oy kaybına uğrayacaklarını anlayınca huzursuzluk başlattılar. Özellikle, IMF'de yıllardır yüzde 33 gibi yüksek bir oy gücü ile temsil edilen Avrupa Birliği ülkeleri, tek bir sandalye ve bu oy gücünün çok daha aşağısında temsil edilme olasılığına karşı formül arama yoluna koyuldular. IMF'de ülkelerin oy oranlarının hesaplanmasına ilişkin kurallar 1946 yılında belirlendi. O zamanlar, temel kıstas olarak alınan
"ülkenin dünya ticaretine katkısı" prensibi halen de geçerliliğini koruyor. Bu konuda bir değişiklik yapılmadı. Dolayısıyla, Euro kullanan ülkelerin kendi aralarındaki ticaretin, dünya ticaretine katkısı olmaması nedeniyle, hesaplamalardan düşülmesi sonucu oy oranlarının da azalması doğal. Ama bunu kabul edemiyorlar. IMF'deki mevcut ağırlıklarını nasıl sürdürürüz peşindeler.

Kritik
oy oranları
IMF'de iki oy oranı kritik öneme sahip. Birincisi, IMF'nin kuruluş sözleşmesine göre yüzde 15 oy oranından fazlasına sahip ülkenin alınan kararları bloke etme gücü var. Bu güç tek ülke bir ülkeye, yüzde
17,14 oy oranı ile, ABD'ye verildi. Avrupa Birliği de olsa, başka bir ülkenin bu oranı geçmesine ABD'nin izin vereceği düşünülemez. Euro kullanan ülkelerin toplam oyu ABD'den fazla olamaz.
İkinci kritik oy oranı, IMF İcra Direktörleri Kurulu'nda kararların onayı için gerekli yüzde 50'lik sınır. Bugüne kadar, ABD ve Avrupa ülkeleri beraberce hareket ederek yüzde 50'lik barajı aşma olanağına sahiptiler. G2 olarak kararlar üzerindeki etkinliklerini kurmuşlardı. Şimdi bu güç de zorlanacak. Karaların alındığı IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun yapısı ile ilgili bilgileri bir kez daha tazeleyelim . Kurul'da 24 sandalye var. Bu 24 sandalyede 8 üye tek başına, geri kalan 179 ülke ise çeşitli gruplar halinde 16 sandalyede temsil ediliyor. Türkiye 0,49'luk oy gücü ile, Belçika ve diğer 8 ülke ile birlikte bir sandalyeye sahip. Bizim grubun oy oranı yüzde 5,15. ABD, Japonya ve Almanya'dan sonra dördüncü güce sahip grubun içindeyiz.
Yeni düzenlemeden yararlanarak oy oranını arttıracak ülkelerin başında dünya ticaretine katkıları gün geçtikçe artan Çin, Hindistan, Rusya ve hatta Türkiye geliyor. Ayrıca, bugüne kadar yüzde 4,43 oy oranı ve iki sandalye ile temsil edilen 43 Afrika ülkesi de seslerinin daha güçlü çıkması açısından ek pay alacakları düşünülüyor.

AB'nin
kavgası
İşte bu durum ortaya çıkınca Avrupa Birliği ülkeleri kavgaya başladılar . Bir taraftan, "oy oranlarımızı en az kayıpla nasıl yitiririz" teması üzerinde fikir üretiyorlar, bu oranları belirleyen 1946 yılı prensiplerini değiştirme girişimlerinde bulunuyorlar. Diğer taraftan da, ABD'nin payını arttırıp onun hemen arkasında ve kararları bloke yetkisini de alarak yeni bir düzen kurmaya çalışıyorlar. ABD ise kendisi ile en uyumlu çalışacak ülkelere destek vermeyi planlaması doğal. Bunun yanında IMF yönetimindeki hakimiyetlerini de güçlendirmek isteyeceklerdir. Önümüzdeki aylarda bunun kavgasını çok daha detaylı izleyeceğiz.
Türkiye'nin bu tartışmaları ve kavgaları yakından takip etmesi şart . Euro kullanacak ülkeler arasına en erken 20 yıl sonra gireceğimizi düşündüğümüzde, AB'yi tatmin edecek formüllerden daha çok, oy gücümüzü attıracak hesaplamaları benimsememiz ve ısrar etmemiz daha akılcı bir davranış olacaktır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yerli sermaye başarılı olamaz   / 18-07-2005
 Arjantin'e değil Çin'e bak   / 16-07-2005
 Türkiye galiba bu kez Telekom'dan kurtuluyor   / 13-07-2005
 Esnafın 'para yok' şikâyeti haklı   / 11-07-2005
 Dünya parası yaratmak   / 09-07-2005
 Global para   / 08-07-2005
 AB faturayı bize çıkarıyor   / 06-07-2005
 Anadolu'nun dinamizmi ve sorunları   / 02-07-2005
 Kamu borcu neden artıyor?   / 29-06-2005
 Sürdürülebilir büyüme ve kurumsallaşma   / 27-06-2005
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN
Bankacılıkta yabancı payı sınırlı olmalı
Bankacılık...
MELİHA OKUR
Hibeler Afrika'ya kaydı Mardin parasız kaldı
Mardin,...
GAZİ ERÇEL
IMF'de kavga var
Geçen yıldan beri "günümüz koşullarına...
ŞELALE KADAK
Metin Kalkavan'ın projeleri sektörü kucaklayınca...
İş...
Türk usulü kurtarma
Takla atan otomobili çevirmeye çalışan kalabalık başarılı olamadı...
'Cacık ve musakka' deyip, anlaşıyorlar
Kâbil Uluslararası Havaalanı Komutanlığı'nda Türk ve Yunan askerler...
İşte terörü boğacak yasa
İşte terörü boğacak yasa
Genelkurmay 2. Başkanı Org. Başbuğ'un örnek verdiği İngiltere'deki...
Şehit teğmenin babaevinde yas
Şehit teğmenin babaevinde yas
Hakkâri'de şehit düşen teğmen Kara'nın cenazesi, memleketinde tepki...
IMKB
E: 28.713 D:% 0,13
DOLAR
S: 1,333 D:% -0,262
EURO
S: 1,608 D:% 0,343
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu