kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ahmet Umit @ SABAH
 

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (16)

*Çilem, Başkomser Nevzat'a Çetin'le son karşılaşmasını anlatır. Başkomser Nevzat'a göre cinayetle ilgili bütün ipuçları, Apti'yle narkotikçi Ekrem Cantaş'ı göstermektedir.

Neyi, nereye kadar bildiğimi kestiremeyen Apti, kafasındaki soruların yanıtları sanki alnımda yazıyormuş gibi beni dikkatlice süzdükten sonra, "Yok" dedi, "Ben öyle birini tanımıyorum. Bana Çetin'i kimse getirmedi." "Emin misin? Ekrem senin gibi konuşmuyor." Apti'nin gözleri kısıldı. Doğruyu mu söylüyordum, yoksa onu kandırmaya mı uğraşıyordum, anlamaya çalışıyordu. "Ekstazy Ekrem hakkında soruşturma açıldığını duymadın herhalde" diye zarf attım. "Sorguya alınca kimlerle ilişkisi olduğunu açıkladı. Açıkladığı kişilerden biri de sensin." Kendini toparlamasına fırsat vermemek için devam ettim. "Teşkilat içindeki yetkisini kullanarak kumar oynatmana izin veriyormuş, bunun karşılığında sen de ona yardım ediyormuşsun..." Ama sözlerim işe yaramadı. Apti yılların verdiği deneyimle, onu oyuna getirmek istediğimi sezmişti. "Yalan" dedi, "Ben kumar oynatmıyorum. Hiçbir polisle de yasadışı ilişkim yok." Yeni yetme biri olsa merkeze alır sıkıştırırdım ama Apti öyle kolay kolay tırsacak adamlardan değildi. Israr etmenin yararı yoktu. Üstelik iş tersine de dönebilirdi. Ekrem Cantaş'ı tanımıyordum, aralarındaki ilişkiyi bilmiyordum. Belki de bu işlerle hiçbir ilgisi yoktu. Durduk yere başımıza iş almasak iyi olurdu. "Sana inanmıyorum Apti Efendi" dedim gözlerinin içine bakarak, "Şükret ki kumar işine bakmıyoruz. Bizim işimiz Çetin'in katilini bulmak. Eğer bu işe bulaştıysan, işte o zaman seni kimse elimden alamaz." Apti'nin kısık gözleri aralandı; rahatlamıştı. Derin bir soluk alarak, "Daha önce de söylediğim gibi Çetin'in öldürülmesiyle benim alakam yok" dedi. "Çetin senin de canını sıkıyormuş" dedim. Başını salladı. "Doğru, sıkıyordu. Ama konuşmuştuk, bu ayın sonunda işten ayrılacaktı." "Sen mi 'ayrıl' dedin, yoksa Çetin'in kararı mıydı?" "Çetin'in kararıydı." "Daha mı iyi bir iş bulmuştu?" diye üsteledim. Apti derinden bir iç geçirdikten sonra, "Peki duymak istediğin şeyi söyleyeyim başkomserim" dedi. "Evet, ayrılması için ona on beş milyar önerdim. O da kabul etti." Dudaklarımda hınzır bir gülümseyişle Apti'yi süzdüm. "Çetin öldüğüne göre, paran cebinde kaldı." "Öyle ama benim bu işle ilgim yok. Cinayet bizi bozar." "Çetin'in yerine hemen birini bulmuşsun." Bakışları kapıya kaydı. "Orkun mu?" "Evet, Orkun. Ona söyle de öğleden sonra emniyete gelip Zeynep Komseri görsün." "Hayrola Başkomserim?" "Önemli bir şey değil, küçük bir işimiz olacak onunla." Apti'nin mekanından ayrılırken cep telefonum çaldı. Arayan Ali'ydi. Sesi heyecanlıydı. Ekrem Cantaş'ın bankadaki hesabında bir milyon dolardan daha fazla para bulunduğunu tespit etmişti. "Emin misin?" diye sordum. Cevabı kısaydı. "Kendi adım kadar." Artık şu Ekrem Cantaş denen adamla konuşmanın zamanı gelmişti. Ali'yle Narkotik Şube'nin önünde buluşarak birlikte çıktık Ekrem Cantaş'ın odasına. İstese bizimle görüşmeyebilirdi, ne de olsa o bir emniyet müdürüydü, ben ise Başkomser. Ya Çetin Yordam cinayetini merak ettiği için ya da gerçekten bize yardımcı olmak istediği için kabul etti. Doğruyu söylemek gerekirse, Ekrem'in bizimle görüşmeyi kabul etmesi, onun suçlu olma ihtimalini artırdı gözümde. Ekrem Cantaş'ı gördüğümüzde ilk gözümüze çarpan yüzündeki siyah sakallarıydı. Bir emniyet müdürünün sakal bıraktığı görülmüş iş değildi, tabii özel bir görevi yoksa. Uzun boyluydu, atletik bir yapısı vardı. Güçlü parmaklarıyla ellerimizi sıkarak, oturmamız için koltukları gösterdi. Gösterdiği koltuğa otururken, elimle sakalını işaret ettim. "Afedersiniz Müdürüm, teşkilatta sakal serbest mi bırakıldı?" "Ha bu mu?" dedi sakalını sıvazlayarak. "Yok canım sakal serbest olur mu? Bir cilt hastalığım var da. Bir süre tıraş olmamam gerekiyor." O böyle söylerken, ben de içimden nasıl yaparız da 'seni DNA testine yollarız?' diye geçiriyordum. "Evet Başkomserim" diyerek birden ciddileşti Ekrem. "Size nasıl yardımcı olabilirim?" "Telefonda da söylediğim gibi bir cinayet meselesi Müdürüm" diyerek girdim söze. "Beyoğlu'nda, Öz Tarlabaşılılar Kulübü'nün önünde bir adam öldürüldü. Çetin Yordam..." Bunları söylerken dikkatle yüzüne bakıyordum. Yüzünde tek bir mimik bile kıpırdamadı. "Bunun benimle ne ilgisi var? Cinayet nedeni uyuşturucu mu?" "Henüz emin değiliz" diye açıkladım. "Sizinle ilgisine gelince müdürüm, maktulün cep telefonunu arayan son telefon numarası size aitmiş." O müthiş sükunetini koruyarak, "Raslantıdır" dedi, "Yanlışlıkla basmışımdır numaraya." "Hatırlamıyor musunuz? Yanlışlıkla da olsa böyle birini aradınız mı aramadınız mı?" Sesim biraz sert çıkmıştı. Ekrem'in kahverengi gözleri anında öfke kıvılcımıyla aydınlanıverdi. "Sesinin tonuna dikkat et Başkomser" diye uyardı. "Senin gibi bir sürü adam var benim emrimde." "Kusura bakmayın müdürüm amacım sizi rencide etmek değil. Ben sadece emrinizdeki o adamlar gibi görevimi yapmaya çalışıyorum." Ekrem'in kaşları çatıldı, alnındaki çizgiler derinleşti. "İki gece önce değil mi? Galiba böyle bir arama oldu. Tabii yanlışlıkla aramışım, özür dileyip kapattım. Benim konuştuğum adam mı öldürülmüş?"

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (15)   / 17-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (14)   / 16-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (13)   / 15-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (12)   / 14-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (11)   / 13-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (10)   / 12-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (9)   / 11-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (8)   / 10-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (7)   / 09-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (6)   / 08-10-2005
RAHŞAN GÜLŞAN
Birisi kapatsın şu rüzgarı!
Daha önce katıldığım yelken...
HAKAN & UTKU
Berbat durum senaryosu
Bir iftar yemeğine davetlisiniz.
SEDA KAYA GÜLER
Feride'yi merak edenler
FERİDE Çetin'den mektup var.
AHMET UMİT
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (16)
*Çilem,...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Sirkeli köfte
Bir kapta, kıyma,...
İki yaşındak içocuğunuz sizin kadar gribe dayanıklı
İki yaşındak içocuğunuz sizin kadar gribe dayanıklı
!Çocuklarda griple yaşamı tehdit eden komplikasyonların gelişme riski...
Zenginler kulübü İstanbul'da toplanacak
Zenginler kulübü İstanbul'da toplanacak
Dünyanın en zenginlerinden oluşan "Gumball 3000" kulübünün üyeleri...
Yüzükleri takmışlar!
Yüzükleri takmışlar!
Modacı Cemil İpekçi, doğum günü 5 Ağustos'ta üç yıllık erkek...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.