|
|
|
|
|
|
Eddie Murphy neyse M. Ali onun karşılığıdır
* Mehmet Ali Erbil'i siz nasıl yorumluyorsunuz? Yıllardır sırrı çözülemez bir şekilde zirvede kalmayı başarıyor, onun yaptıklarını kimse yapamıyor... DENİZ: Ya bir şey söyleyeyim. Biz geçen gün programına katıldık Osman Yağmurdereli'yle birlikte. Gözlerime inanamadım! Çünkü Mehmet Ali Erbil'in kendine çizdiği o sınıra başka birini getirmenize imkan yok, ciddi söylüyorum. O programı başka biri yapsa, RTÜK müsaade etmezdi. (gülüyor) Bu bir büyüdür. Mehmet Ali Erbil Türkiye'de müthiş bir büyü yaratmış. Keloğlan dendiği zaman herkesin aklına 15-16 yaşında bir çocuk gelir ama Mehmet Ali Erbil oynuyor!
* 50 yaşında bir adam... ERBİL: 48 efendim! DENİZ: Ama filmi izlediğinizde hayretle seyrediyorsunuz; yaşı olmayan bir adam! Yaş koyamıyorsunuz. O kendine belirlediği sınır var ya, oraya başka birini koymanıza imkan yok; çok özel bir yerde. Bir lafın vardı ya senin abi; 'Amerika'da olsaydım Oscar'ı almıştım' diye. Burada körler sağırlar durumuna girmek istemiyorum ama dünyada bir Eddie Murphy varsa onun Türkiye'de karşılığı Mehmet Ali Erbil'dir. ERBİL: Ona bakarsak, daha neler var Türkiye'de. Bir Şener Şen var ki...
* Mehmet Ali Bey başkasının tepki göreceği bir sürü laf ve hareketi yapıp tepki görmemenin sırrı nedir? ERBİL: Samimiyet çok önemli.
* İyi ama ellemek falan... Başkası yapsa olay olur! ERBİL: Ama nasıl eğlendiniz değil mi Özcan programda! (Özcan Deniz kahkahalarla gülüyor) Osman Yağmurdereli diyor ki; 'İyi ki gelmişim buraya, 5 yıl gençleştim.' DENİZ: Hangi programda sen kıza patlıcan sallayabilirsin? (kahkahalar) İmkansız bir şey! Adamın kafasını delikten sokmuş, arkasından... (Bundan sonra gülmekten konuşamıyor) ERBİL: Ama acayip bir kredim var insanlar üzerinde...
* İyi de niye krediniz var? ERBİL: Özcan'ın da dediği gibi beni baştan beri bağırlarına basmışlar. Doğallığıma inanmışlar. Normalde de bana mesafe varmış gibi davranmıyor insanlar, sanki 40 yıllık akrabaymış gibi elense çekiyorlar. Star gibi yaşamıyorum ben, onlardan biriyim.
* Tam da bu noktada sormalıyım. Karşımda iki tane kendi alanında star iki adam var. Biri rakipsizliğine rağmen star gibi yaşamayan, bunu benimsemeyen biri. Diğeri tam aksine planlar kurarak, stratejiler geliştirerek yaşayan, kapalı biri. Bu farkı ne yaratıyor? DENİZ: Mesleklerimiz! Ben müzik de yapıyorum ve müzik piyasasında sizin 'çok sıradan hayat yaşıyorum, herkes gibiyim' imajı vermeniz satışı etkiler. Bunu dürüstlükle belirtmek istiyorum. Sizin her zaman seyircinin başının üst seviyesinde duruyor olmanız gerekiyor ki, insanlar size kafalarını kaldırma bakış açısıyla bakabilsinler. Ama şunu da belirteyim, asla star gibi yaşamam! Dışardaki görüntümün böyle olması kendimi fazla deşifre etmeyişim. Beni çok fazla tanımadığınız için öyle düşünüyorsunuz. ERBİL: İkimizin konumu farklı. Özcan'ın müzisyen kimliği de var. Türkiye'de bunu Ajda Pekkan başlattı; star gibi yaşamak, star gibi davranmak... Olmalı mı olmamalı mı bilemem çünkü bana aykırı bir şey, çünkü benimki ulaşılabilen bir kimlik...
|
|
|
|
|
|
|
|
|