|
|
Ayrılma özürlü bir toplum olduk
SEVGİLİLER ayrılıyor, 40 yıllık evliler boşanıyor... Uzun soluklu ilişkiler mumla aranıyor. Adliyeler boşanma davalarına yetişemiyor. Sanırsınız ki insanlar ayrılmak için birleşiyor... Tabii ki ayrılık da evlilik kadar doğal. Ancak özellikle magazin dünyasının ünlüleri "ayrılık özürlü" bir görüntü sergiliyorlar. Hülya-Kaya-Ali üçgeninde yaşananları hayretle izliyorum. Cem Hakko ile eşi Bettina'nın ayrılık aşamasında birbirleri için söylediklerini de... Bir süre önce Erol Köse'nin, sevgilisi Gülşen'den ayrılma sürecinde basına yansıyan demeçleri de ağzım açık okumuştum. Son olarak Şebnem Schaefer ile eski sevgilisi İlhan Doğan arasındaki atışma ise bildiğim tüm ahlaki değerleri ayaklar altına alacak bir seviyesizliğe ulaştı. Hatırlarsınız, Şebnem Schaefer uzun süre nişanlı kaldığı Şenol İpek'ten ayrıldıktan sonra "Beni beyaz gelinlik giyebilecek kadar temiz bıraktığı için ona teşekkür ederim" demiş, bu demeç Şenol İpek'i çileden çıkarmış, ünlü manken 'aksini' iddia etmiş, Şebnem Schaefer annesi ile birlikte Almanya seyahati dönüşünde elinde bakire raporuyla objektiflere poz vermiş, Şenol İpek bu gelişme üzerine "Terziye ölçüyü verirsin elbiseyi diker. Bazıları da namus gerekçesiyle kızlık zarını diktirir" demişti. Çirkin atışmalar bununla da bitmedi. Şebnem'in yeni sevgilisi İlhan Doğan, onu bir başka gençle havuzda görünce "Artık ortalara çıkıp,'Ben bakireyim' raporları gösteremez" dedi. Şu rezalete bakar mısınız? İnsanlar, bir dönem hayatlarının merkezlerine oturttuğu, aynı yastığa baş koyduğu kişilere bunu nasıl yapar? Aşk bitebilir. Peki ya aşkla birlikte insanlığın da, nezaketin de bitmesi gerekir mi? Bekaret zarları artık kolaylıkla dikilebiliyor. Ancak unutulmamalı ki, sevgisizliğin, saygısızlığın duhulüyle yırtılan beyin zarları için tıp henüz bir çözüm üretemedi!..
|