| |
|
|
Zivzik narı... Büryan kebabı...
Köylünün biri "nar" uzattı: - Bu nar Zivzik narı... Tek bir tanesini düşürmeden soyarak yersen cennete gidersin. - Cennete gitmek bu kadar kolay mı? - Bu nar Zivzik narı bey.
Köyün adı "Dişlinar." Eski adı "Zivzik'miş." Siirt'e 65 kilometre. Narı meşhur... İyi de para ediyor.
Zivzik narı daha önceleri Siirt'te, Batman'da satılırmış. Köylünün deyimiyle "şimdi nar modası çıkınca, Zivzik narı Ankara'ya, İstanbul'a satılır olmuş." Üstelik "daha nar ağaçtayken."
Siirt'te Vali bey de, kaymakamlar da "nar üretimini destekliyorlar." Pirinçli, Kapılı, Sarıdana, Yolkaya, Belençay ve diğer köylerde "herkes nar ağacı dikiyor, herkes nar yetiştiriyor."
Bölgede nereye gittiysek "2 ikramla" karşılaştık. Birincisi "Zivzik narı." İkincisine gelince... Belki 40 kişi "beyim yarın sabah misafirim ol" dedi: Sabah saat 06'da sana güzel bir Büryan kebap yedireyim.
Koyun bir gün önceden kesiliyor. Etler gece saat 03'te çengellerle, tandıra sarkıtılıyor. Tandırın üstü "sac ile" kapatılıyor. Sacın kenarları, hava almasın diye çamurla sıvanıyor. Et, tandırın içinde 3 saat pişiyor. Ve sabah 06.00'dan itibaren de "yağlı yağlı, afiyet olsun."
"Kolesterol" diyecek oluyoruz. Yanıt: - Burada öyle şey olmaz. "Baban hayatta mı, Büryan'ı sever mi" diyoruz. Yanıt: - Rahmetli bayılırdı... Her sabah yerdi... 41 yaşında öldü. - Ya deden? - Rahmetli Büryan kebaba bayılırdı... 39'unda uçtu, getti.
|