Hoşgeldin Ramazan
Ramazan Sofrası
Sağlık Rehberi
Rehber Kitaplar
Hikmetli Sözler
Ramazan Fetvaları
İmsakiye
Ramazan Nüktesi
Beyaz Hoca
Eski Ramazanlar
İslamın Altın İlkeleri
  -
  Sabah Gazetesi
  Günaydın Gazetesi
İslam'ın Altın İlkeleri
Kimler evliyadır?
Dünkü yazımızda İslam maneviyatının birçok sakıncalı inanç ve davranışlarla karmaşık hale geldiğini, özellikle tasavvuf ve tarikat kavramları altında çok yönlü sapkınlıklar bulunduğunu açıkladık. Bu noktada şu gerçeği de bir tek cümle ile ifade edelim ki, Müslümanlar'ın geri kalmalarına ve de İslam medeniyetinin yıkılmasına sebep olan konular arasında, tasavvuf ve tarikatların ön sırada yer aldığını söylemek yanlış olmaz. Çünkü tasavvuf ve tarikatlar, Müslümanlar'da dünya için çalışma azmini ve heyecanını öldürmek için ne lazımsa yapmıştır. Sonunda Müslümanlar, aç sefil ve cahil kalmışlardır. Bu konuyu ayrıca geniş olarak işleyeceğiz.

Eksik okunan ayetler

Tasavvuf ve tarikat mensupları, Kur'an-ı Kerim'deki bir çok ayeti kendilerini destekleyecek biçimde tefsir ederler. O kadar ki, tasavvufi tefsirler bile yazılmıştır. Bu eserlerdeki yorum ve yönlendirmelerin büyük bölümü yanlış, sakıncalı ve hatta taraflıdır. Mesela, Abdülhakim Ciyli'nin İnsan-ı Kamil adlı eserinde ayetlere sapıkça anlamlar yüklenmiştir. Tasavvufçuların benzer uygulamalarından birisi de, bazen bir ayetten bir tek kelimeyi, bazen ayetin bir bölümünü, bazen de tamamı bir bütün olan bir gurup ayetten bir bölümünü alarak işlerine geldiği gibi tevil ve tefsir etmeleridir. Böylece Kur'an'da bulunmayan kendi inanç ve tutumlarını, ayetlere onaylatma yoluna giderler. Şimdi burada böyle bir saptırmadan söz edeceğiz.

Bu saptırma hemen bütün tasavvuf ve tarikat mensupları arasında yaygın olarak sürekli tekrarlanır. Şu ayeti dikkatle okuyalım: "Bilin ki Allah'ın evliyaları (veli kulları) üzerine korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir". (Yunus suresi: 62) Bu ayeti ısrarla tekrarlayan tasavvuf ve tarikat mensupları, Allah'ın evliyaları bulunduğunu, onların da kendi tarikat ve tasavvuf anlayışlarına bağlı olan, şeyhler, müritler ve mensupları olduklarını söylerler. Böylece saf yürekli insanları kendi saflarına kazanırlar. Çünkü günün birinde onlar da evliya olacaklar ve onların da üzerine korku, yani ahiret korkusu olmayacak, onlar da ahirette üzülmeyecekler, kısacası onlar da diğer tarikat ehli kimseler gibi cennete gideceklerdir. Buna inanan sade vatandaşlar, haklı olarak tarikatların safında toplanacaklardır. Peki evliyalar nasıl kimselerdir? Ne gibi fiilleri ve inançları vardır da ondan dolayı Allah'ın evliyası olmuşlardır? Özellikleri nedir evliyaların?
İşte bunu söylemezler, sadece kendi tarikatlarının inanç ve davranışlarını sayar dökerler. Peki, Kur'an'da evliyaların varlığını açıklayan ayetlerde bu nitelikler yok mudur? Elbette vardır ama onlar işlerine gelmediği için bu ayetleri görmezden gelirler.. Halbuki, aynı surenin aynı ayetini izleyen diğer iki ayetini daha okumuş olsalar, evliyaların nasıl kimseler olduklarını özelliklerini göreceklerdir orada. Ama işlerine gelmez. O halde ayetlerin üçünü birden peşpeşe biz açıklayalım. Çünkü bu ayetler, bir bütünlük ifade ediyorlar.

Gerçek evliyalar
Kur'an-ı Kerim, 'Evliya ne anlama gelir, Allah'ın evliyalarının nitelikleri nelerdir, dolayısıyla gerçek evliyalar kimlerdir?' sorularını Yunus suresin'de e 3 ayette açıklıyor. Birlikte okuyalım ve birlikte değerlendirelim. "Bilin ki, Allah'ın velilerine (evliyalarına, yani Allah'ın sevdiklerine) korku yoktur ve onlar mahzunda olmayacaklardır (üzülmeyeceklerdir). Onlar, iman etmişler ve (kötü şeylerden) korunuyorlardır. Dünya hayatında da, ahirette de onlara müjdeler var. Allah'ın kelimeleri (verdiği söz) değişmez. İşte, bu büyük kurtuluştur." (Yunus suresi: 62, 63, 64) Şimdi lütfen bu üç ayet mealini tekrar ve dikkatle okuyalım. Görülüyor ki Allah'ın evliyası demek, gerçek ve normal Müslüman kimse demektir. Öyle olağanüstü özelliklere sahip olan şeyhler, tasavvufçular veya tarikatçılar değildir. Normal Müslümanlardır. Bu ayette geçen evliya, veli kelimesinin çoğuludur. Burada anlamı dost ve sevgili demektir. Dost kavramını Allah için gerçek manada değil de mecazi olarak kullanmak mümkündür. Doğru ve uygun anlamı ile evliya, Allah'ın sevdiği insanlar demektir. 'Allah'ın sevdiği insanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir' deniliyor.

Kimsenin tekelinde değil

63. ayette, Allah'ın sevdiği insanların yani evliyaların özelliği açıklanıyor: "Onlar iman etmişlerdir" yani İslam'ın iman esaslarını benimsemişlerdir ve onlar korunuyorlardır. Kur'an-ı Kerim'de takva; korunma kavramı, maddi ve manevi kötü yerlerden, şirkten, cinayetten, saldırganlıktan ve benzeri fenalıklardan sakınma gibi manalar ifade eder. Bu iki ayete göre, iman eden ve kendini büyük günahlardan koruyan herkes, Allah'ın velisidir, evliyasıdır, sevgili kuludur. Görülüyor ki, evliyalık öyle belli kişi ve gurupların özelliği değildir. Normal ve sade Müslümanlar, Allah'ın sevgili velileridir, evliyalarıdır. Ne acıdır ki, bütün normal ve gerçek Müslümanlar'ın sıfatı olan Allah'ın velisi, sevgili kulu olma durumunu, belli kesimler kendileri veya efendileri için bir kutsal imtiyaz olarak ele alıyor ve diğer insanlar üzerinde üstünlük aracı olarak kullanıyorlar. Bunu yapabilmek için de Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerini veya kelimelerini cımbızla çekip alıyorlar, ayetin önünü sonunu görmezden geliyorlar, böylece ondan kendilerine ait özel manalar ve imtiyazlar çıkartıyorlar.

Dünyada da müjdelenmek
Surenin 64. ayetinde, "Allah'ın sevgili veli kulları için dünyada da, ahirette de müjdeler vardır" ifadesi geçiyor. Bunun anlamı şudur: "Allah'ın sevgili kulları, yani normal, düz ve gerçek Müslümanlar için dünyada da korku yoktur, aksine müjdeler vardır ve bu onlar için büyük bir kurtuluştur. Konuyu somutlaştıralım; Allah'ın sevgili veli kulları olan normal Müslümanlar, dünyada kimseden korkmazlar. Yani Müslümanlar güçlüdür, zengindir, ilimde teknikte ve hayatın her türlü iyilik alanında ileri durumdadırlar. Dolayısıyla da onlar müjdeli durumdadırlar. Allah'ın sevgili veli kulları, Müslümanlar böylesine dünyada da üstün durumda olmak zorundadırlar. İşte gerçek evliyalık budur. Bu makama ermek için de, her alanda çalışmak ve başarılı olmak zorundadırlar. Evliyalık öyle kuru bir üstünlük kuruntusu değildir.

Tarikatlar, Müslümanlar'ın dünya için çalışma azmini öldürmek amacıyla ne lazımsa yapmıştır. Ve Müslümanlar, sefil ve cahil kalmışlardır.
***
Tasavvufçular bazen ayetten bir kelimeyi, bazen bir bölümü alarak işlerine geldiği gibi tevil ve tesfir ederek kendi inançlarını onaylatmak isterler...
***
Ne acıdır ki, bütün normal ve gerçek Müslümanlar'ın sıfatı olan Allah'ın velisi, belli kesimler tarafından insanlar üzerinde üstünlük aracı yapılıyor...
***
"Antlaşma yaptığınız zaman, Allah'a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah'ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı bilir." (Nahl Suresi: 90)
***
"(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme." (Hadis-i Şerif)
 
Köfteli tarhana
  Tarhanayı 2 saat önceden biraz su ile ıslatın. Tencereye 1 kaşık yağ koyun, kızınca domates püresini koyarak 1-2 dakika soteleyin. 4 su...devamı
 
Bardak mantısı
  Bir kabın içine kibrit kutusu kadar mayayı koyun. Üzerine 1 su bardağı ılık suyu ekleyerek mayayı eritin. 1 çorba kaşığı eritilmiş ve...devamı
 
Somun böreği
  Bayat ekmekleri önce dilimleyin, sonra kesme şeker gibi kesin. Isıya dayanıklı kare ya da dikdörtgen kenarlı küçük bir tepsiyi yağlayıp,...devamı
 
Kazandibi
  Soğuk süte nişasta ve pirinç ununu koyun, karıştırarak orta ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Şekeri ekleyerek karıştırın,...devamı