Karabulut ailesinin avukatı Altan Altınyurt, Cem Garipoğlu'nun cezaevine konulmasının sadece bir başlangıç olduğu görüşünde. Bayramın ilk günü buluştuğumuz Altınyurt, vahşi cinayetin ardındaki sır perdelerini aralamaya çalıştı. Baba Süreyya Karabulut ile tanışıklarının eskiye dayandığını, bu nedenle kendisini bu davanın ortasında bulduğunu söyleyen Altınyurt, "Tek söyleyebileceğim bu cinayet basit bir kıskançlık cinayeti değil. Cinayet masası dedektiflerinin elinde kıskançlık cinayetleriyle ilgili şablonlar var. Ama bu kıskançlık cinayetlerinin hiçbirine benzemiyor. Adli Tıp raporunda, Garipoğlu ailesinden birden fazla kişinin bu cinayete iştirak ettiği belirtiliyor. Sadece satın alınan testerenin poşetinde Cem'in parmak izlerine ve DNA'sına rastlandığına özellikle dikkat çekiliyor" diye konuştu.
"AHMET KİM BİLİYORUZ"
Aracı Cemil Baran'ın, cinayetteki kilit ismin Ahmet olduğunu söylediğine dikkat çeken Altınyurt, "Biz bu Ahmet'in kim olduğunu biliyoruz. Cinayetin arka bahçesindeki kişi Ahmet. Türkiye de bu Ahmet'i tanıyor. Yakalandığı zaman 'aaa o Ahmet'miş' deyeceksiniz. Son derece profesyonel biri. Organize çalışmış. Münevver'in cesedinde Adli Tıp raporuna göre 29 bıçak darbesi var. Bunun 5'i öldürücü. Cinayette bıçak ve testere kullanılmış. Testere bulundu. Adlı Tıp raporu, 'birden fazla bıçak kullanılmış' diyor. O zaman bu bıçaklar nerede? Olaydaki diğer kişiler saklanıldığı gibi, bıçaklar da saklanılıyor" dedi.
"HERKESİN HABERİ VAR"
Önce Cem'i İsrail Gizli Servisi MOSSAD'ın kaçırdığını düşündüğünü anlatan Altınyurt, "Ahmet adlı kişiyi öğrendik. O kadar profesyonel biri ki o sakladı, kanları o temizledi. Organizasyonun başında o vardı" diye konuştu. Altınyurt cinayetin profesyonelce işlendiğinde ısrarlı: "Belki Cem bu cinayeti işlerken ilkbaşta evde tek başına, ama devamında birileri var. Baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun olayın ilk anından beri haberi var. Münevver, ailenin çok önemli bir sırrını öğrendi. Cinayete ailenin karar verip vermediğini bilmiyorum. Ama kesinlikle bir sır sonucu oldürüldüğü kesin. İşte bu dakikalardan itibaren Ahmet denilen kişi devreye sokuluyor. Bu organizasyonu ancak profesyonel kişiler yapabilir." Avukat Altan Altınyurt, mahkeme aşamasında, gizlilik kaydıyla açıklanmayan olay gününe ait telefon konuşmalarının ortaya çıkacağına dikkat çekti: "Cem'in gömleğinde Münevver'e ait kan izi var diye babası Mehmet Nida Garipoğlu tutuklandı. Yaşı küçük olduğu için de Cem'i ortaya çıkarıp, diğerlerini saklıyorlar. Cinayetin işlendiği saat 15.00 ile cesedin bulunduğu saatler arasında, Cem Garipoğlu'nun babası ve annesi Tülay Makbule Garipoğlu telefon görüşmeleri hiç deşifre olmadı. Mahkemede bunlar ortaya dökülecek. Perdelerde, kapı kollarında bile kan izi var. Adli Tıp raporu Münevver'in ölüm nedenini, 'kalbine giren bıçağın yarattığı iç kanama ve boynunun kesilmesi nedeniyle oluşan dış kanama' diye açıklıyor. Hayati fonksiyonları devam ederken Münevver'in boynu kesilmiş. Profesyoneller bıçaklamalardan sonra devreye giriyor ve öldürücü darbeyi vuruyor. Yani 'Ahmet bey' devreye giriyor."
"CEM'İ FEDA ETTİLER"
"Bir saat sonra vali, emniyet müdürü bir araya gelip açıklama yaptı. Çok ilginç. Bu avukat arkadaş, baba Nida Mehmet Garipoğlu'ndan bir gün önce vekalet alıyor. Baba mektup yazıyor. 'Bunu oğluma ver' diyor. O zaman avukat Cem'in nerede olduğu biliyordu ve sakladı. Bu, avukatlık kanuna göre suçtur. Avukat Aytekin Kaya, babasının 'Cem teslim olsun. Teslim olmazsa, itiraz ederse bu mektubu ver' dediğini söylüyor. O zaman bu ifade çelişkili değil mi. O zaman zanlının yerini biliyor ve saklıyor." "İstanbul Emniyet Müdürü'nün değişmesinden sonra Garipoğlu ailesinin birçok ferdi gözaltına alındı. Şirket çalışanlarının ifadeleri alındı. Bilgisayarları incelemeye alındı. Garipoğlu Holding zor durumdaydı. Cinayete karışan diğer kişileri kurtarmak için Cem'i feda ettiler. Cinayet sonrası gece 04.00'e kadar 10-15 lüks araba Bahçeşehir'deki Garipoğlu ailesinin evine geliyor. Kimler bunlar? Hatırı sayılı kişiler ki, cinayetteki sırlar devam ediyor."
TAKSİM'DE YALNIZ KALDI
Karabulut cinayetiyle ilgili çarpıcı iddialar ortaya atarak gündem olan yerel gazeteci Cemil Baran gördüğü ilgiyi yitirdi. Önceki gün gazetecilerin yanı sıra kalabalık bir grubun da dinlediği Baran'ın, dün Taksim Meydanı'nda yaptığı basın açıklamasına gelen olmadı. İki aile arasında arabulucuk yaptığı öne sürülen Cemil Baran, teslim olma sürecini senaryo olarak nitelemişti. Baran, dün saat 12.00'de yine Taksim Meydanı'na geldi. Yaklaşık yarım saat Atatürk heykelinin önünde oturup bekleyen Baran, kimsenin yanına gelmemesi üzerine tek başına meydandan uzaklaştı. Bu durum, "Sahtekar mı, yoksa gerçekten bildiği şeyler mi var?" diye tartışılan Baran'ın inandırıcılığını yitirdiği şeklinde yorumlandı.
