Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok'un eş başkanlıklarında Türkiye-Hollanda Konferansı'nın 8'inci toplantısı video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Çavuşoğlu, "Geçtiğimiz yıl Türkiye- AB ilişkilerinde zor bir yıldı. AB, Türkiye'ye aralık ayında bir el uzattı, biz de buna pozitif karşılık verdik. Şimdi Türkiye ile AB arasında yenilenen bir diyalog için bir fırsat penceremiz var. Belçika, Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz ile yaptığımız yakın zamandaki temaslar AB'deki çoğunluğun da bu görüşte olduğunu destekler nitelikte. Benim Brüksel'de yaptığım toplantılarda bir yol haritası üzerinde çalışmaya karar verdik" ifadelerini kullandı.
Her iki tarafın da beklentileri olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Bizler, 18 Mart mutabakatının güncellenmesini talep ediyoruz, gümrük birliğinin güncellenmesini, vize serbestisi ve göç gibi alanlarda da işbirliğinin sürdürülmesini bekliyoruz. Yunanistan ile istikşafi görüşmeleri başlattık. Fransa ile ilişkilerimizin normalleşmesi konusunda görüşmeler başladı. Ülke içinde de bir reform süreci başladı. 5+BM toplantısının Kıbrıs konusunda yapılması ve Doğu Akdeniz ile ilgili bir konferansın düzenlenmesi konusunda önerilerimiz var. Hollanda'nın bu konudaki desteğini önemsiyoruz. Avrupa'daki Türkler başarılı entegrasyonun örneklerini sunuyorlar. Bu anlamda iki Alman bilim insanının koronavirüs aşısını geliştirmedeki başarısını da önemsiyoruz" diye konuştu.
PROVOKASYONDAN VAZGEÇSİN
Yunanistan'la görüşmelere ilişkin bir soru üzerine de Çavuşoğlu, Türkiye'nin her zaman görüşmeye hazır olduğunu belirterek, "Yeter ki karşılıklı olarak olumlu adımlar atalım. Tabii Yunanistan'ın da aynı zamanda provokasyonlardan vazgeçmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
BİRBİRİMİZE İHTİYACIMIZ VAR
Hollanda Dışişleri Bakanı Blok, Türkiye ile ortaklıklarının önemli olduğuna inandığının altını çizdi. Blok, "Burada bazı ikilemler olsa da birlikte çalışabilmenin yöntemlerini arayacağız. NATO çerçevesinde işbirliğimiz de devam edecek. Müttefikliğimiz eski yıllara dayanıyor. Birlikte çalıştığımızda 100 yılın bize getirdiği engelleri de aşabileceğimize inanıyorum. Terörizmle mücadelede Türkiye son derece hassas bölgede bulunuyor. Küresel bir koalisyon çerçevesinde çalışabiliriz, polis teşkilatları birlikte çalışmalar yürütebilirler. Birbirimize göçün getirdiği tehlikeler ile baş edebilmek için de ihtiyacımız var. Türkiye'nin göç akınını kontrol edebilmek için çabaları var. Türk Sahil Güvenlik Kuvvetleri bir taraftan göçmenleri denizden kurtarmaya çalışırken bir taraftan siyasi çelişkiler de yaşıyoruz. Çünkü Avrupa'daki ülkeler istedikleri kadar mülteciye ev sahipliği yapamıyorlar. AB, finansal ve teknik destek sağlamaya devam ediyor" dedi.