Akran zorbalığı evde başlıyor

TBMM Araştırma Komisyonu’nun taslak raporu, ihmal ve istismara maruz kalan çocukların okulda hem zorbalık yapan hem de zorbalığa uğrayan konuma sürüklendiğini, bu tablonun eğitimden kariyere uzanan kalıcı etkiler yarattığını ortaya koydu

Akran zorbalığı evde başlıyor

Çocukların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunması amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu'nun taslak raporu, akran zorbalığının nedenleri ve sonuçlarına ilişkin çarpıcı bulgular ortaya koydu. Rapora göre ihmal ve istismara maruz kalan çocuklar, okul ortamında derslere dikkatlerini vermekte zorlanıyor, öğrenme güçlüğü yaşıyor ve akademik başarıları düşüyor. Bu çocuklarda devamsızlık oranlarının arttığı, sınıf tekrarı ve okul terki riskinin belirgin biçimde yükseldiği belirtildi. Yaşanan travmaların davranışlara yansıdığına dikkat çekilerek, çocukların okul ortamında hem akranlarına zorbalık yapan hem de akran zorbalığına maruz kalan rolde olabildiği ifade edildi.

KARİYER YOLLARI DA ETKİLENİYOR

Eğitim sürecinde ortaya çıkan bu sorunların, çocukların meslek seçimlerini ve gelecek planlarını olumsuz etkilediği kaydedildi. İhmal ve istismar mağduru çocukların ilerleyen yıllarda kariyer gelişimlerinde aksaklıklar yaşadığı, iş hayatına uyum sağlamakta zorlandığı ve ekonomik açıdan daha kırılgan bir yapıya sahip olduğu vurgulandı.

SORUN DÜNYA GENELİNDE

Taslak raporda, çocuğa yönelik şiddetin küresel ölçekte yaygın olduğu belirtildi. Dünya genelinde yaklaşık 1 milyar çocuğun yaşamının herhangi bir döneminde şiddetin bir türüne maruz kaldığı aktarıldı. Çocuk istismarını önleme ve müdahale hizmetlerinin, yüksek gelirli ülkelerde dahi yeterli seviyede olmadığına dikkat çekildi. İhmal ve istismar olaylarının büyük ölçüde ev ortamında veya çocuğun tanıdığı kişiler tarafından gerçekleştiği belirtilerek, bu durumun vakaların fark edilmesini ve resmi mercilere bildirilmesini zorlaştırdığı kaydedildi.

3 AŞAMALI MODEL ÖNERİSİ

RAPORDA, ihmal ve istismarla mücadelede üç aşamalı önleme modelinin uygulanması tavsiye edildi. Bu kapsamda toplumun bilinçlendirilmesi, risk altındaki çocuklara yönelik özel müdahaleler yapılması ve tekrarın önlenmesine yönelik kalıcı tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

ÇOCUKLARDA KÜFÜRLÜ DİL ALARMI

Uzmanlara göre dijital dünyanın etkisiyle çocuklar arasında küfürlü dil kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Sosyal medya, çevrim içi oyunlar ve kısa video platformlarında normalleştirilen bu dilin, çocuklarda hem görünür olma isteğinin hem de duyguları ifade etmede yaşanan yetersizliğin göstergesi olduğu belirtiliyor. Uzman Psikolog Meryem Gözeten, çocukların telefon ekranları aracılığıyla oyunlarda, YouTube videolarında ve çizgi filmlerde küfürle karşılaştığını söyledi. Küfürlü dilin dijital ortamda mizah, güç gösterisi ve "cool" olma hâli olarak sunulduğunu belirten Gözeten, çocukların bu ifadeleri anlamını sorgulamadan taklit ettiğini dile getirdi. Gözeten, küfreden çocuklarda şiddet eğiliminin de arttığına dikkat çekerek yetişkinlerin kullandıkları dile de dikkat etmesinin büyük önem taşıdığını kaydetti.