Doğru Bilginin Ölçütleri Nelerdir? Felsefede Doğru Bilginin Ölçütleri Örnekleri ve Konu Anlatımı
Doğru bilginin ölçütleri felsefe dersi kapsamında değerlendirilmektedir. Bilgiye dair ölçütler filozoflar tarafından temel tartışma konusu olmuştur. Felsefede doğru bilginin ölçütleri, örnekleri ve konu anlatımı da bu filozofların görüşleri doğrultusunda şekillenmiştir. Geçmişten günümüze doğru bilginin kaynağı nedir, aranmış ve bilginin doğruluk ölçütleri örnekleri verilmiştir. Felsefe tarihinin başlangıcından bu yana da doğru bilginin özellikleri nelerdir, daima araştırma ve tartışma konusu olmuştur.
Doğru bilginin ölçütleri, felsefe tarihinde bilgiye dair problemleri araştırıp tartışmıştır. Filozoflar bilginin kaynağını araştırarak, ölçütleri için farklı görüşler öne sürmüşlerdir. Bu da doğru bilginin kaynağı nedir, sorusunun yanıtını aramaya itmiştir. Yine bilginin doğruluğunu belirlemede referans noktaları vardır. Bunlar, bilginin doğruluk ölçütleri örnekleri konusunda bilgi vermiştir. Bu örnekler doğru bilginin ölçütlerini örneklerken aynı zamanda, doğru bilginin özellikleri nelerdir konusunu açıklığa kavuşturmaktadır.
Felsefede Doğru Bilginin Ölçütleri Konu Anlatımı
İnsanın bilemeyeceği bir şey var mıdır? Eğer varsa bunu neler belirler? Bu noktada yaşanılan çoğu sorun da neleri ne biçimde ve kesin olarak bilemeyişten ya da onu tanımlayamayıştan kaynaklanmaktadır. Burada da bilginin doğruluk ölçütleri sorunu ortaya çıkmaktadır. Yani elde edilen bir bilgiyi doğru ya da yanlış kılacak olan ölçütler, zeminler, değerler nelerdir?
Geniş bir çerçeveden bakıldığında bu durumun araştırılması ve tartışılması, insanların bilgiden kaynaklı anlaşmazlıklarını çözmede önemli sonuçlar ve gelişmeler doğurabilir. Bu durumda oluşan problemlerin çözümüne yönelik cevap arayışlarında ise felsefede de iki kavram öne çıkmaktadır: "sınır" ve "ölçüt". Başka bir ifadeyle bilginin sınırları ve bilginin ölçütleri ortaya çıkmaktadır.
Felsefede Doğru Bilginin Ölçütleri ve Örnekleri Nelerdir?
Bilginin sınırı, kaynağı ve ölçütleri tartışmasında bazı filozoflar bilinenle bilinmeyeni ayırmak için bilgiye sınır koymuştur. Bazı filozoflar da böyle bir sınırın olmadığını ileri sürmüştür. Bu bağlamda tartışmanın merkez noktalarından biri: İnsanın yöneldiği nesneyi gerçekte olduğu haliyle bilip bilemeyeceğidir.
Bilgiye bir sınır çekilemeyeceğini düşünen filozoflar, insandan bağımsız bir varlık alanını kabul eder ve insanın o alandaki nesneleri olduğu gibi bildiğini savunmaktadır. Bilgiye bir sınır çekileceğini düşünen filozoflar ise insanın o nesneleri olduğu gibi değil de kendisine göründüğü kadarıyla bilebileceğini savunur. Ayrıca bu ölçütlerin her durumda doğruyu belirlediğini ve de bundan başka bir ölçüt olamayacağını düşünmek de yanlış olur. Çünkü bu ölçütler, bazı durumlarda elverişli bazı durumlarda ise elverişsizdir. Bu nedenle sıkça eleştirilmiştir. Bu iki zıt görüş arasında zaman içinde bilginin doğruluk ölçütleri beş maddede sıralanmış ve sınırlandırılmıştır. Bunlar:
- Uygunluk
- Tutarlılık
- Tümel uzlaşım
- Apaçıklık (açık seçiklik)
- Yarar
Bu maddeleri açıklayacak olursak:
- Uygunluk Ölçütü: Bu ölçüte göre öne sürülen ifade ile bildirdiği şeyin nesnesiyle örtüşüyorsa bilgi doğrudur. Dilden çıkan ile gerçeklikte var olan durumun birbirine uyumlu olması, bilginin doğruluğu için temel şart olarak kabul edilir. Söz gelimi, "bulaşıkları yıkayan Yağmur'dur" ifadesi, bulaşık yıkarken Yağmur varsa bilgi doğrudur.
- Tutarlılık Ölçütü: Tutarlılık ölçütü kapsamında, bir yargının doğruluğunu gerçeklikle olan ilişkisi belirlemez. Doğruluk, daha önceki bilgilerimizle çelişip çelişmediğine bakılarak kararlaştırılır. Tutarlılık, bir önermenin doğruluğunun daha önce kabul edilmiş doğru önermelerle çelişmemesine dayanır. Söz gelimi, geometride Öklid bağıntısını oluşturan önermelerin ve aksiyomların tek başlarına doğrulukları değil, diğer aksiyomlar ile olan ilişkide bir tutarlılığın olması önemlidir.
- Tümel Uzlaşım: Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, çoğunluk tarafından doğru kabul ediliyorsa doğrudur. Söz gelimi: "Resmî işlerde hasta ve yaşlılara öncelik tanınması gerekir" ifadesi, çoğunluk tarafından kabul edildiği için doğrudur.
- Apaçıklık (Açık Seçiklik): Apaçıklık ya da açık seçiklik ölçütü, bilginin, yargının ya da önermenin apaçık olmasını ifade eder. Başka bir deyişle bilginin hem açık ve seçik hem de kuşku duyulmayan olması olarak açıklar. Böyle bilgiler, ancak sezgisel kavrama ve çıkarsamayla elde edilir. Söz gelimi, dişi ağrıyan birinin dişinin ağrıdığını bilmesi açıktır.
- Yarar Ölçütü: Bilgi, bu ölçüte göre pratik hayatta fayda sağlama koşuluyla doğrudur. Söz gelimi, ölümcül bir hastalığın tedavisinde "Bu hastalık için Y ilacı kullanılır" ifadesi, o ilacın fayda sağlaması şartıyla doğrudur. Yarar ölçütünde bir bilginin ya da düşüncenin doğruluğu verdiği yararla ölçülür. Bir bilgi yarar sağlıyorsa doğrudur. Söz gelimi, yapılacak diyet kalp sağlığına iyi geliyorsa doğrudur.