‘’Eksi netle üniversiteli oldular’’ iddialarına bilimsel açıklamalarla cevap geldi

Bir süredir yayın organlarında “Baraj kalktı, sistem çöktü”, “YÖK barajı kaldırınca üniversite kapıları adaylara sonuna kadar açıldı”. “Adaylar eksi net ile üniversiteye yerleştirildi” şeklinde yapılan haberlere bir akademisyen yazdığı makaleyle açıklık getirdi.

‘’Eksi netle üniversiteli oldular’’ iddialarına bilimsel açıklamalarla cevap geldi

Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Durmuş Günay ''Zihinsel Sınırlar Kalkmadıkça, Gerçek Sınırlar Kalkmaz! Varlık Kendisine Negatif Bakanlara Bilgisini Açmaz" başlıklı makalesinde eksi netlerle kazanılan bölümlerin Yükseköğretim Kurumları Sınavı'ndaki (YÖK) barajın kaldırılmasına bağlandığını, ancak bunun yanlış bir hesap olduğunu yazdı. Günay söz konusu haberlerde uzmanların kimi üniversitelere yerleşen adaylara dair örnekler vererek konuyu baraj puanının kaldırılmasına dayandırdıklarını hatırlattı. Makalesinde ''Acaba öyle mi? sorusuyla bir ara başlık veren Günay söz konusu iddiaların yanlış olduğunu savundu.

Günay, makalesinde özetle şu iddialara yer verdi:

-Haberin veriliş tarzından dolayı eksi net doğrularla üniversiteye girildiği şeklinde algılanması pek muhtemeldir. Çünkü kullanılan ifade şu şekildedir:

"Adaylar eksi net ile üniversiteye yerleştirildi". Oysa sadece eksi netler yok, artı netler de var. Zaten öyle olmasa negatif puanlardan söz etmek gerekirdi. Farklı testlerin eksi netleri toplanmaktadır. Artı netler ise göz ardı edilmekte, böylece, aday eksi net ile üniversiteye yerleştirilmiş algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Oysa üniversiteye adaylar, eksi veya artı net ile değil artı puan ile yerleştirilmektedir. Üniversiteye eksi puan alarak giren aday yoktur. Netler (artı ve/veya eksi netler) toplanamaz. Çünkü, soru sorulan dersler farklıdır ve her bir dersin test sorularının puan değerleri de farklıdır. Bilindiği üzere netler, doğru cevaplardan yanlış cevapların dörtte biri çıkarılarak bulunmaktadır.

-ÖSYM'nin YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) Puanları = x.TYT y.(AYT veya YDT)+ z.OBP den hesaplanmaktadır. Burada x, y, z katsayılardır. Bu hesaplamada standart sapma ile özel yetenek sınav puanlarından da bahsederek konuyu uzatmak istemiyorum.

EKSİ NETİN BARAJLA İLGİSİ YOKTUR

-Bu sınav bir sıralama sınavıdır. Bir programı tercih eden adaylar, kontenjan kadar puanlarına göre sıralanarak yerleştirilmektedir. Eksi net konusunun baraj ile ilgisi yoktur. Şöyle ki, bir aday, TYT'de barajı geçtiği halde, AYT'de doğru ve yanlış cevaplarına göre net doğru sayısı eksi olabilir veya tersi de olabilir. Barajı geçemediği halde AYT'de cevaplarına göre net sayısı artı olabilir.

-Baraj koymayı şöyle açıklayabiliriz: 10 soru ile sınav yapıldığını varsayalım. 10 sorunun 4'ü TYT sorusu olsun. Baraj konulması, bu 4 sorudan 2'sini yapamayan adayın diğer 6 soruya verdiği cevabın değerlendirilmemesi demektir. Ayrıca, TYT cumartesi günü yapılmaktadır, AYT ertesi gün yani pazar günü yapılmaktadır. Aday barajı geçip geçemediğini bilmeksizin pazar günü de sınava girmektedir. Çünkü lisans tercihi yapmak isteyen aday her iki sınava da girmek zorundadır. Barajın bulunduğu 2021 yılında 1 milyonun üzerinde aday pazar günü de gereksiz yere sınava girmiştir. 2021 yılında baraj puanı önlisans için 150 ve lisans tercihi için 180 puan idi. Burada aday herhangi bir neden ile örneğin sağlık durumu nedeni ile cumartesi günü yapılan TYT'de barajı geçememiş ancak pazar günü yapılan AYT'de iyi bir performans sergilemiş olabilir. AYT'nin hesaba katılmaması şu anlama gelir: TYT'de aday başarısız ise AYT'de de başarısız olacaktır. Ancak bu sorgulanmayan bir ön kabuldür. Kimi programlarda AYT, TYT'den konu bakımından daha ileridir. AYT, alana yönelik bilgiyi ölçmeyi amaçladığından, TYT'ye nispetle daha ileri konular içermektedir. Eğer olgular, AYT'deki başarının daha yüksek olduğunu gösterirse, şimdiye kadar yapılan uygulamayı nasıl açıklayabiliriz? Rasyonel yargı, deney karşısında hesap verir.

Yukarda dile getirilen sınavın ardışık iki günde yapılması ve daha ileri bilgi gerektiren AYT'nin hesaba katılmaması gibi tutarsızlıklar 2022 yılında YÖK tarafından baraj kaldırılarak bertaraf edilmiştir.

BARAJIN NEGATİF ETKİSİ YOKTUR

Öne sürdüğümüz belirlemelere dair birkaç örnek üzerinde duralım:

Haberlerde geçen "Fizik bölümüne son sıradan girenlerin incelendiği veriye göre tam 14 üniversiteye 1 net altında netle girildi." iddiası için YÖK program atlasından (https://yokatlas.yok.gov.tr/) baktığımızda geçen yıl (2021'de) 17 üniversitenin Fizik bölümüne1 net altında net ile girilmiş. Eğer bu tabloya bakarak baraj puanın etkisi yorumlanacak(!) ise, (ki bu yorumlama yersizdir) baraj puanının kalkmasıyla, Fizik bölümünü göz önüne aldığımızda, 1 net altında öğrenci yerleştirilen toplam fizik bölümü sayısında azalma olmuştur diye yorumlanabilir. Yani, Fizik bölümüne 1'in altında netle yerleşilen bölüm sayısı 2021'de 17, barajın kaldırıldığı 2022 yılında ise 14'tür. Barajın negatif bir etkisi olmamıştır.

Haberin bir diğer kısmında geçen "En düşük net Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde oldu. Bu programa son sıradan giren öğrenci fizikten -1,8 net yaptı." iddiasını YÖK'ün sayfasında incelediğimizde bahsi geçen bölüm için barajın uygulandığı geçtiğimiz 2021 yılında da eksi net ile öğrenci yerleşmiş olduğunu görüyoruz. Hatta bahsi geçen bu bölüm için son yerleşen adayın barajın uygulandığı 2021 ile barajın kaldırıldığı 2022 yılındaki diğer netlerine baktığımızda barajın kalkmasıyla Türkçe neti 20.25'den 26.3'e; Sosyal neti 6.25'den, 10'a; TYT Matematik neti 8'den 13.3'e; AYT Matematik neti 3.25'den 8.8'e; Fen neti 3.75'den 8.5'e yükseldiğini görüyoruz. Bu bölüme geçen yıl 1 kişi yerleşmişken, 2022'de 21 öğrenci yerleşmiştir. Net mukayesesi yaparken 2021'de yerleşen toplam 1 aday ile 2022'de yerleşen 21 adayın sonuncusunu mukayese etmiş oluyoruz.

SONUÇ

Günay, makalesini 8 maddeyle şöyle sonuçlandırdı:

  • 1. Kamuoyunu ilgilendiren konularda yapılan eleştiriler, özellikle etik ilkeler gözetilerek ve sorumluluk bilinci ile yapılmalıdır.
  • 2. Bir programa yerleşen adayın sadece "eksi net doğrularını toplayarak", "eksi net ile üniversiteye yerleştirildiğini" söylemek, sadece kamuoyunu yanıltmaktır. Zaten, farklı testlerin net doğru sayıları eksi veya artı net olsun toplanamazlar. Bütün bunları barajın kaldırılmasına bağlamak ise şapkadan tavşan çıkarmak illüzyonudur.
  • 3. Şüphesiz, her testin cevapları adayın puanını etkileyecektir. Puan adayın sınavda gösterdiği başarıya, hem TYT'de hem AYT'deki başarısına, ve OBP'na bağlıdır.
  • 4. Yükseköğretimin başarısında, daha nitelikli adayların kabulünün tartışmasız önemli bir payı vardır. Ancak, söylemeden geçemeyeceğimiz bir başka gerçek de daha nitelikli adayların üniversiteye girmesi için ortaöğretimin güçlendirilmesinin gerektiğidir.
  • 5. Eğitim, eğitim kurumlarının öğrenciye, girişi ile çıkışı arasında kazandırdığı nitelik ile bağlantılıdır. Bu nedenle, eğitimin giriş kontrollü olmasından çok, eğitim süreci ve mezun niteliği kontrolü (çıkış kontrollü) önemsenmelidir.
  • 6. YÖK'ün barajı kaldırması çok isabetli olmuştur. Adaylar üzerinde olumlu yönde büyük ölçüde teşvik edici bir etki yapmıştır
  • 7. Üniversite sayısı ve kontenjanların artması dolayısıyla (kısaca yüksek-öğretimde brüt okullaşma oranının artması dolayısıyla) kalitenin düşeceği iddiası bir yanılgıdır. Varsayalım ki, brüt okullaşma oranı yüzde 40 olsun. Nitelikli denilen üniversitelerin kontenjanlarının toplamı üniversite adaylarının yüzde 10'u olsun. Merkezi yerleştirme dolayısıyla en yüksek puanı olan yüzde 10 içindeki adaylar bu üniversitelere yerleşecektir. Okullaşma oranı yüzde yüz dahi olsa yine adayların en yüksek puanı olan yüzde 10 içindeki adaylar nitelikli denilen üniversitelere yerleşecektir. Yanı sıra diğer adaylar, gelişmekte olan üniversitelerde yükseköğretim alacaklardır. Sonuç olarak, bir ülkede yüksek-öğretim görenlerin sayısının artmış olması, sayının düşük olduğu durumdan daha olumsuz bir sonuç doğurmaz.
  • 8. Barajın kalkmasıyla sınava girecek adaylarda güçlü bir ümit doğmuştur. Son 4 yılda üniversite giriş sınavına başvuru sayılarına bakalım. 2019 yılında başvuran aday sayısı 2 milyon 515 bin 012, 2020'de 2 milyon 424 bin 718, 2021 yılında 2 milyon 607 bin 903'tür. 2022 yılında ise 3 milyon 234 bin 318 aday başvurmuştur. Buna göre, 2020 yılında başvuru sayısı bir önceki yıla göre 90 bin 294 azalmıştır. Bu azalma Covid-19 dolayısıyla olmalıdır. 2021 yılında başvuru sayısı önceki yıldan 183 bin 185 artmıştır. 2022 yılında başvuru öncesi görüştüğüm bazı adayların ruh halinden de gördüğüm o dur ki, barajın kalkması adaylarda olumlu bir heyecan oluşturmuş ve sonuç olarak da başvuru sayısı önceki yıldan 626 bin 415 artmıştır. Yani son 4 yıla bakıldığında, bir önceki yıla göre 2022 yılında en fazla artış olmuş ve önceki yılın artışının yaklaşık 3.5 katı kadar artış yaşanmıştır.