Coğrafi konumu nedeniyle yüzyıllardır birçok milletin gözdesi olan İstanbul, ayrıca ticaret yollarının kesiştiği nokta da yer aldığından birçok kez kuşatılmış bir yerleşim yeridir. Aynı zamanda kültürel zenginlik bakımından üst düzeyde olan bu şehir bu yönü ile de ilgi odağı haline gelmiştir. XIV. yüzyılın ortalarında Osmanlıların Bizans ile olan mücadelelerinin ardından Anadolu yakasında İstanbul ile olan sınır Kartal'a kadar olan bölgeye uzanmış bulunmaktaydı. Bu nokta da ise Osmanlılar Bizans'ı Rumeli'den de sıkıştırmayı gerekli gördü. Bizans'ın fethedilmesi için Rumeli'den sağlanacak Hristiyan güçlerinin desteğinin kesilmesi de bir zorunluluktu. Bu açıdan Osmanlıların Rumeli'ye geçmekteki önemli diğer bir sebebi ise Bizans'ı dolayısıyla da İstanbul'u ele geçirme arzusu idi. Ayrıca İstanbul'un fethedilmesi Osmanlının ekonomik, siyasi yönlerden gerçekleştirmek mecburiyetinde kaldıkları bir durumdu.
İSTANBUL'U KUŞATAN OSMANLI PADİŞAHLARI
Osmanlı ordusu 1340 yılında İstanbul kapılarına kadar ilerlemesine rağmen kuşatma gerçekleşmedi. Çatalca'dan başlatmış olduğu seferde I. Murad Hristiyan birliklerinin güçlü ittifakına karşı koyamadı. İstanbul'un fethedilmesi amaçlı ilk güçlü kuşatma Sultan Yıldırım Beyazıt tarafından devreye girdi. Ancak imparatorla yapılan anlaşma sonucu Yıldırım Beyazıt'ın kuvvetleri şehre adım atamadı.
Sultan Yıldırım Beyazıt, bu aşamadan sonra da İstanbul üzerindeki adımlarını oldukça sağlam atmaya başladı. İstanbul içerisinde camii Türklerin yargılanacağı bir mahkeme ve bir Türk Mahallesi kurulmasını sağladı. Sultan Yıldırım Beyazıt'ın dönemindeki son kuşatma girişimi 1400'de son buldu. Ayrıca Timur istilası bu hareketi yarıda bırakmanın önünü açtı.
Sultan Yıldırım Beyazıt'ın oğlu Musa Çelebi'nin, 1411'de gerçekleşen kuşatması da ne yazık ki başarısız oldu. Osmanlı kuvvetlerinin başarıları karşısında gözü korkan İmparator, Musa Çelebi'nin kardeşi Çelebi Mehmed'in desteğini alması ile birlikte kuşatmaya son verildi. Osmanlı padişahı olan Çelebi Mehmed döneminde İstanbul'u kuşatma girişimi düzenlenmedi.
Fetihten önceki son kuşatma ise Sultan II. Murad zamanında meydana geldi. Oldukça sağlam bir strateji ile ilerleyen bu kuşatma diğerlerine göre daha zor geçti. 15 Haziran 1422'de kuşatma başladı. İstanbul'u taşraya bağlayan tüm yollar kesildi. Aynı zamanda Emir Sultan'ın da Bursa'dan gelerek orduya katılması askerlerin coşkusunun artmasını sağladı. Yapılan tüm saldırılar şiddetli olsa da şehrin ele geçirilmesi mümkün olmadı. Sultan II. Murad'ın kardeşi Şehzade Mustafa'nın isyanı üzerine kuşatma kaldırıldı. Bundan sonra ise İstanbul'un fethi Sultan Murat'ın oğluna kaldı.
İSTANBUL'U KUŞATAN İLK OSMANLI PADİŞAHI KİMDİR?
Osmanlılar tarafından ilk defa 1935 yılında I. Beyazıt tarafından İstanbul kuşatılmıştır. İlk güçlü kuşatma olarak bilinen İstanbul kuşatması olarak tarihe geçen bu olay Yıldırım Beyazıt tarafından yapıldı. Yıldırım Beyazıt hazırlık aşamasında Anadolu tarafında yer alan Anadolu Hisarı'nı yaptırarak boğazda hakimiyeti sağladı ve böylelikle kuşatma esnasında boğaz yolu ile gelecek yardımları engelledi.
15. yüzyılın başında 1400 yılında İstanbul kuşatması başladı. Ancak Timur istilasının başlaması ile Beyazıt kuşatmaya baş kaldırmak ve Timur'a karşı durmak için harekete geçmek zorunda kaldı.
İSTANBUL YILDIRIM BEYAZIT DÖNEMİNDE KAÇ DEFA KUŞATILMIŞTIR?
İlk beş Osmanlı hükümdarının ortalama yüz yıllık saltanatları sürecinde İstanbul, 2 kez 1. Beyazıt, 1 kez Musa Çelebi (I. Beyazıt'ın oğlu ) ve 1 kez de II. Murat tarafından olmak üzere 4 kez kuşatıldı ancak ele geçirilemedi.
