Nuşirevan Ne Demek? Divan Edebiyatında Nuşirevan Kimdir, Kimi Temsil Eder?
Nuşirevan ne demek bilmek mi istiyorsunuz? Eğer öyleyse haberimiz tam size göre. Çünkü haberimizde divan şiirinde Nuşirevan kimi temsil eder sorusunun cevabını vereceğiz. Bunun için içeriğimizde kalın ve şehname de Nuşirevan kimdir öğrenmiş olun. Haberimizin devamında Nuşirevan ne demek sorusunun cevabına ulaşabilirsiniz.
Meraklıları Nuşirevan ne demek bilmek ister. Sizin için bunun anlamını araştırdık ve divan şiirinde Nuşirevan kimi teslim eder bulduk. Bu cevaplar için okumaya devam edin ki Şehname 'de Nuşirevan kimdir onu da öğrenmiş oldun. İçeriğimizin devamına inerek Nuşirevan ne demek sorusunun cevabına ulaşabilirsiniz.
Nuşirevan Ne Demek?
Günlük hayatımızda çok kullanmasak da ya da karşımıza çok çıkmasa da duyduğumuz zaman merak ettiğimiz kelimeler vardır. Bazen izlediğimiz bir televizyon programında, dergi ya da kitaplarda, sosyal medyada karşımıza çıkan bu kelimeler merakımızı uyandırır. Nuşirevan 'da bu kelimeler arasındadır. Bu kelime Farsça kökenli olup 2 farklı anlamı vardır. Bunlar şu şekildedir:
1. İran'da 531-579 yıllan arasında hükümdarlık etmiş ve doğruluğuyla şöhret bulmuş olan Sasani Şahı, "adil" lakabıyla anılır.
2. Ölmez ruhlu, tatlı ruhlu.
Divan Edebiyatında Nuşirevan Kimi Temsil Eder?
Her büyük edebiyatta olduğu gibi divan edebiyatında da geniş ve zengin mitologya kültürü vardır. Timsal ve efsanelerin önemli bölümü Kur'an ve peygamber kıssalarına, din ve evliya menkıbelerine, bazısı halk söylentileri ve inançlarına en büyük kısmı ise İran mitolojisine dayanır. Bu mitoloji ile Eski Yunan mitolojisinin bazı kahramanları ve mitleri arasında benzerlikler de bulunur. İlimden, felsefeden, tarihten ve tasavvuftan süzülmüş bazı ünlü şahıs adları da divan şiirinin (İran edebiyatı ile ortak) timsalleri arasındadır. Eski edebiyatımızdaki inanç, efsane ve timsallerin çoğu Türk halkı arasında yaşadığı gibi, komşu milletlerin ve insanlığın ortak kültüründe de vardır.
Bunlar, divan şiirine mazmun hazinesi olarak girmişlerdir: Güzellikte, yiğitlikte, cömertlikte, iyi huyda, aşkta, feragatte ve benzeri konularda kıssa hâline gelmiş en büyük kahramanlar alınır. Şair, beyitleri içinde bunların varlık ve sıfatlarına ait sezdirmeler yapar. Söz gelişi övülen bir kimse, güzellikte Yûsuf'a, bilgelikte Eflâtun'a, cana can katıcılıkta (ruh bağışlayıcılıkta) Hz. İsa'ya benzetilir.
Şimdi bu gerçek veya efsânevî varlıkların en meşhurlarından olan Nuşirevan 'a gelelim:
Enûşervân, Nûşîrevân, Nûşervân şeklinde de kaydedilen bu kelime, Pehlevîce'de "ölümsüz ruh" anlamına gelen ve Zerdüşt metinlerinde ölüler için övgü sıfatı olarak kullanılan enûşeg-rüvânın değişik bir şekli olup genellikle Kisrâ I. Hüsrev'i II. Hüsrev Pervîz'den ayırt etmek için kullanılmıştır. I. Hüsrev Pehlevîce eserlerde olduğu gibi Arapça ve Farsça kaynaklarda da bu unvanla zikredilmiştir.
MS 531-579 yılları arasında hükümdarlık yapmış olan Nûşirevân, İran'ın Sasani sülâlesine mensup bir hükümdardır. Kendisi, devrinde ve sonrasında daha çok adaletiyle ün kazanmıştır.
Rivayete göre Kisrâ unvanıyla anılan ilk İran hükümdarıdır. Adaletiyle ve Tâk-ı Kisrâ adıyla meşhur olan görkemli sarayıyla ünlüdür.
Sarayına bir çan bağlatıp ve kendisiyle görüşmek isteyenlerin bu çanın zincirini çekerek onu çağırdığı her türlü şikâyetini ve ihtiyacını söylediği rivayet edilir. Özellikle divan şiiri dünyasında sarayı, çanı ve adaleti ile tanınır. İslâmî kaynaklarda âdil bir hükümdar olarak zikredilen Enûşirvân'la ilgili hikâye ve menkıbelere sıkça yer verilir. Bu sebeple âdâb ve ahlâka dair Pehlevîce kaynaklarda, İslâmî eserlerdeki pek çok hikmetli söz ona atfedilmiştir.
Divan edebiyatı geleneğinin ana kaynaklarından biri de Şehname'dir. Sanatçılar yer yer Şehname'de adı geçen kahramanlar ya da Şehname'de anlatılan kimi olaylar aracılığıyla telmih yapmışlardır. Nuşirevan karakteri divan şiirinde adaletli olma sembolü olarak şairler tarafından beytin anlam dünyasını zenginleştirmek için kullanılmıştır. Sasani hükümdarı olan Nuşirevan, kaynaklarda Nuşirevan-ı âdil şeklinde de geçmektedir.
Şüphesiz Nuşirevan, Arap, Fars ve Türk şairlerini sadece adaletiyle etkilememiş, kentler, bentler, kaleler, surlar, sarnıçlar inşa eden bir hükümdar olarak da yüceltilen hükümdar, zaferlerinin yanı sıra yaptırdığı muhteşem saray ve kasırlarla da sayısız manzum esere girmiştir. "Tâk-ı Kisrâ" ve "eyvân-ı Kisrâ" adını taşıyan bu saraylar, çeşitli benzetmelerle Arap, Fars ve Türk edebiyatlarına anılmıştır. Genişliği ve yüksekliğiyle ön plana çıkmış olan bu tak, klâsik Türk edebiyatında bu özellikleri yanında güç ve kudretin sembolü olarak da sık sık bir simge olarak kullanılmıştır.