Sözcükte anlam konu anlatımına başlamadan önce "Sözcük nedir?" sorusuna cevap vermeliyiz. Harflerin bir araya gelmesiyle anlamlı bir birim oluşturan en küçük yapı birimine sözcük ya da kelime adı verilmektedir. Bu yazımızda anlam bakımından sözcükler kaça ayrılır, nasıl bulunur, örnekleri neler? gibi soruları cevaplandıracağız.
Sözcükler bir araya gelerek cümleleri, cümleler bir araya gelerek paragrafları ve paragraflar da bir araya gelerek metinleri oluşturmaktadır. Metinlerin temelini oluşturan unsurlar sözcüklerdir. Sözcüklerin hangi anlamda kullanıldığını bilirsek, metinleri anlamlandırabiliriz. Sözcükler kullanıldıkları cümleye göre farklı anlamlar kazanabilmektedir. Anlam bakımından sözcükler 4'e ayrılmaktadır:
Gerçek Anlam: Bir kelimenin akla gelen ilk anlamıdır. "Temel anlam, ilk anlam" da denir. Kelimelerin sözlük anlamı gerçek anlamlarıdır.
Örnek:
Yere düşünce ayağı şişmişti.
Kalp krizi geçirince yoğun bakıma alındı.
Baş ağrısından hiçbir işimi yapamadım.
Bu cümlelerdeki "ayak, kalp, baş" kelimeleri gerçek anlamda kullanılmıştır.
Yan Anlam: Gerçek anlama bağlı kalınarak kazanılan anlamdır. "Yakıştkırmaca" da denir. Gerçek anlamla somut anlam ilişkisi devam eder.
Örnek:
Sandalyenin ayağı kırılmış.
Kalemin başından tutarak yazıyordu.
Kapının kolu hasar görmüştü.
Bu örneklerde yer alan "ayak, baş, kol" sözcükleri gerçek anlamlarına benzetilerek yan anlamda kullanılmıştır.
Mecaz Anlam: Gerçek anlamdan tamamıyla sıyrılarak kazanılan yeni anlamdır. "Değişmece" de denmektedir. Sözcükler yeni ve soyut anlamlar kazanmaktadır.
Örnek:
Kalbimi çok kırdın.
Gözüm onu hiç tutmadı.
Bu örneklerde "kalp ve göz" kelimeleri soyut anlamda kullanıldıklarından tamamen gerçek anlamlarından sıyrılmış ve mecaz anlama gelmişlerdir.
Terim Anlam: Bilim, spor, sanat ve meslek dalları gibi konuları anlatan sözcükler terim anlamlıdır.
Örnek:
Birazdan ikinci perde başlayacak. (Tiyatro terimi)
Meridyenler arasındaki mesafe 4 dakikadır. (Coğrafya terimi)
Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler
Eş Anlamlı Sözcükler (Anlamdaşlık): Yazılışları farklı, anlamları aynı olan sözcüklerdir. Aynı varlığı ya da aynı kavramı anlam olarak karşılarlar.
Örnek:
Cahil – bilgisiz
Enkaz – yıkıntı
Eser – yapıt
Nasihat – öğüt
Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler: Yazılışları aynı, anlamları farklı olan sözcüklerdir. Sesteş sözcükler de denilmektedir.
Örnek:
Yaş: Islaklık
Yaş: İnsanın geçirdiği her yıl
Yüz: İnsan suratı
Yüz: Sayı
UYARI: Bir sözcüğün isim hali ile fiil hali arasında anlam bağlantısı kurulabildiğinden sesteş sözcükler olarak kabul edilmez. Bu tür sözcükler ortak köklü kelimeler olarak adlandırılır.
Zıt (Karşıt) Anlamlı Sözcükler: Anlam bakımından birbirine karşıt olan, anlamca birbiriyle çelişen
kelimelerin bütününe zıt/karşıt anlamlı sözcükler denilmektedir.
Örnek:
Acı – tatlı
İyi – kötü
Zengin – fakir
UYARI: Sözcüklere olumsuzluk eki olan "-ma/me" getirilerek zıt anlamlı yapmak doğru değildir. "-ma/me" eki getirilerek kelimenin zıttı değil, ancak olumsuzu yapılabilir.
Yakın Anlamlı Sözcükler: Aynı anlamı karşılamamakla birlikte kullanıldıkları cümle içerisinde
Örnek:
İstemek – dilemek
Usanmak – sıkılmak
Uğraşmak – didinmek
Somut ve Soyut Anlam: Bazı sözcüklerin karşıladığı varlıklar duyu organlarımızla algılanırken bazı kavramlar ise duyu organlarımız tarafından algılanamamaktadır.
Somut sözcükler duyu organlarımızla algılayabildiğimiz varlıkların anlamlarını karşılar.
Örnek:
Kuş, kalem, yıldız, güneş, yağmur, deniz…
Soyut sözcüklerin karşıladığı kavramlar ise beş duyu organımızla algılanamazlar. Biz kavramların varlıklarını ancak düşüncelerimiz yoluyla algılayabiliriz.
Örnek:
Mutluluk, üzüntü, akıl, düşünce, dil, cesaret, umut…