Uyuyan Güzel Masalı Oku - Uyuyan Güzel Masalı, Hikayesi ve Karakterleri

Hikayesi ile sadece çocukların değil, yetişkinlerin de ilgisini çektiği için Uyuyan Güzel masalı okumak isteyenler bulunur. Uykuya dalmadan önce, çocuklarına Uyuyan Güzel hikayesi okumak isteyenler tarafından masalın tamamı ve sonu merak edilir. Peki animasyonları ve filmleri ile de hafızalara kazınan Uyuyan Güzel karakterleri kimler? Uyuyan Güzel masalının sonunda ne oluyor?

Uyuyan Güzel Masalı Oku - Uyuyan Güzel Masalı, Hikayesi ve Karakterleri

Aurora adındaki bir prensesin başından geçenleri anlatan Uyuyan Güzel masalı okumayı düşünenler olabilir. Özellikle çocukların merak ettiği Uyuyan Güzel hikayesi, bir cadı tarafından lanetlenen genç bir kızın yaşadığı olayı konu olarak işler. Uyuyan Güzel karakterleri, çoğu insan tarafından bilinse de ilk defa duyanlar için merak uyandırıcı olabilir. Uyuyan Güzel hikayesi nasıl bir sonla bitiyor? Karakterleri kimler?

Uyuyan Güzel Masalı Konusu Nedir?

Bir zamanlar güçlü hükümdarlığı ile bilinen bir kralın kızı dünyaya gelir. İlk doğum günü için düzenlenen kutlamaya birçok peri davet edilir. Perilerin hepsi küçük kız için sağlık, güzellik ve farklı yetenekler gibi armağanlar sunar. Bu sırada kralın düşmanı olan Malefiz adındaki cadı kutlamaya davetsiz olarak gelir. Hediyelerin tamamı verildikten sonra cadı küçük kızı lanetler. Buna göre kız, 16 yaşına bastığında çıkrık iğnesinin eline batması nedeniyle hayatını kaybedecektir. Bunu duyan kral ise ülkedeki bütün çıkrıkları toplatır ve yasaklar.

Cadının lanetinin etkisini azaltmak isteyen bir peri sayesinde prensesin ölmesi engellenir, ancak kız 16 yaşına geldiğinde 100 yıl sürecek bir uykuya dalar. Fakat bu süre sonunda uyanacak ve hayatına kaldığı yerden devam edecektir. Yalnızca gerçek sevginin gücü, prensesin bu uykudan uyanmasını sağlayacaktır. Yaklaşık 100 yıl sonra Prens Philip, Prenses Aurora'nın bulunduğu sarayı bulur. İçeri girdiğinde onu görür ve güzelliğinden etkilendiği için aşık olur. Yavaşça eğilerek onu öper ve prenses uykusundan uyanır. O sırada prens evlenme teklifi eder ve Uyuyan Güzel de kabul eder. Bunu duyan kral ise çok sevinir ve düğün için bir kutlama düzenler. Prenses Aurora ile Prens Philip evlenir ve sonsuza dek mutlu yaşarlar.

MASAL OKU - Çocuklar İçin En Güzel, Kısa, Uzun, Zeka Geliştirici Uyku Öncesi Masal, Öykü ve Hikaye Oku - Dinle

Uyuyan Güzel Karakterleri Kimler?

Avrupa kökenli bir masal olan Uyuyan Güzel, hikayesinin ilginçliği nedeniyle birkaç defa beyazperdeye de aktarılmıştır. Animasyon filmlerini izlemeye ek olarak hikayeyi okumak ise ayrıca keyiflidir. Masaldaki başlıca karakterler arasında, Prenses Aurora, Prens Philip, Malefiz, Diablo, Lord Duke, King Hubert ve Queen Leah'dır. Hikayede 100 yıl boyunca aralıksız uykuya dalan bir prensesin başından geçenler anlatılır.

Uyuyan Güzel Masalı Oku

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde Mutlu insanların yaşadığı bir ülkede, kral ve kraliçenin tek bir istekleri varmış. Bu da bir kız çocuklarının olmasıymış.

Kral ve kraliçe çok iyi insanlar olduğundan dileklerinin bir gün gerçekleşeceğine inanıyorlarmış.

Günler bu şekilde geçip giderken bir gün çocukları olacağı haberini alan Kral ve kraliçe, o kadar çok mutlu olmuşlar ki o gün tüm aç insanlar doyurulmuş, hediyeler dağıtılmıştı.

Günler su gibi gelip, geçmiş ve çok tatlı bir kız çocukları doğmuştu. Kral minik prensese Günışığı ismini vermiş.

Kısa bir süre sonra Kral ve kraliçe sevinçlerini halkla paylaşmak için bir şölen düzenlemeye karar vermişler. Bu şölende biricik kızları olan Günışığının doğumunu kutlayacaklardı.

Bu şölene katılmak isteyen herkes gibi ülkenin güneyinde bulunan gizemli ormanda yaşayan perilerden biri hariç hepsi davet edilmişti.

Ülkenin dört bir yanından gelen halk, komşu ülkelerden gelen krallar, kraliçeler ve soylu beyler hediyelerini ve iyi dileklerini sunmuşlardı.

Herkes Kral ve Kraliçeyi tebrik ettikten sonra gizemli ormandan gelen on iki peri prenses Günışığına eşsiz armağanlar sunmaya başlamışlardı.

Periler sihirli çubuklarıyla birer birer yeryüzünde istenebilecek her ne varsa prensese armağan ediyorlardı. Sadece armağanları vermek için kendisine sıra gelmeyen üç peri kalmıştı.

Sıra onlara gelince sırasıyla hediyelerini sunmaya başlamışlar.

Peri: "Küçük prenses sana hediyem dünyanın bütün güzelliği senin olsun."

Diğer bir Peri: "Küçük prenses benim sana hediyem mutluluk olacak, hayatın boyunca hiç üzülme hep mutlu ol!" Demiş.

Sıra son periye gelmişti o da tam hediyesini verecekmiş ki! O anda beklenmedik bir şey olmuş. Tüm salonu yeşil renkli bir duman kaplamış.

Herkes neler olduğunu merakla izlerken, duman dağıldığı anda şölene davet edilmeyen kara peri ortaya çıkmış. Kral bu güzel töreni bozan periye, kim olduğunu sormuş.

Diğer periler onu hemen tanımışlardı. Şölene davetsiz gelen peri kötü kalpli bir periymiş.

Kara peri: "Görüyorum ki herkes şölene davet edilmiş. Tüm halkınız, arkadaşlarınız, krallar, kraliçeler ve periler ama ne yazık ki! Ben davet edilmedim."

Kral hemen öne çıkarak bu nezaketsizlikleri için kendisinden özür dilemiş.

Kara Peri: "Bende size karşı nezaket göstererek, prensesi eşsiz hediyemden mahrum bırakmayacağım. Bu dünyalar güzeli prenses mutluluk içinde büyüyecek, herkes onu sevecek ve ona hayran olacak, ama on altıncı doğum günü geldiğinde güneş batmadan eline bir iğne batacak ve bir daha uyanamayacak." Demiş.

Kral askerlerine emir vererek "yakalayın şu canavarı diye haykırmış." Ama kara peri kahkaha atarak ortadan kaybolmuş.

Henüz hediyesini vermemiş olan son peri kara perinin sihrini bozabilecek güçte değilmiş ama o kötü laneti biraz olsun hafifletecek bir dilek dilemiş.

Peri: "Sevgili prenses! Kötü kalpli kara perinin lanetiyle eline batacak olan iğne ile sadece uyu ve bir prensin aşk öpücüğüyle tekrar uyan." Demiş.

Kral çok sevdiği kızlarının başına gelecek felakete engel olmak için krallığında bulunan ne kadar iğne, çıkrık, dikiş tezgâhı varsa hepsini toplatarak, iğne bulundurmayı yasaklamış.

Güzel Prenses iyi kalpli on iki perinin kendisine vermiş olduğu hediyelerle, gerçekten herkesin sevdiği nazik, iyi kalpli bir genç kız olarak büyümüş.

Kral, üç periyi prensesle ilgilenmekle görevlendirmiş ve üç peri dışında hiçbir yabancı ile görüştürülmemiş.

Prenses perilerin koruması altında büyüyüp, çok güzel bir genç kız olmuştu.

Prensesin on altıncı yaş günü yaklaşınca kral ve kraliçe tedirgin olmaya başlamış tedbirleri daha da artırmıştı. En sonunda prenses Günışığının on altıncı yaş günü gelip çatmış.

Kara perinin lanetinin gerçekleşmesi için gün batımına kadar zaman vardı. Kral ve kraliçe tüm önlemleri almış olsalar da yine de lanetin gerçekleşmesinden korkuyorlardı.

Güzel prensesi kötü lanetten korumak için gün batımına kadar bir odaya kapatmış, odaya giriş çıkışları yasaklamışlardı. Prenses ise bir odaya kapatılmaktan hiç memnun değildi.

Prenses düşünceli bir şekilde odada dolanırken birden duvarda bir kapı belirivermiş, daha önce hiç görmediği kadar parlak olan bu kapının büyüsüne kapılmış ve başına geleceklerden habersiz bir şekilde o kapıdan içeri girmiş.

Girdiği yerde arkası kendisine dönük bir kadın dikiş dikiyormuş. Prenses adeta büyülemiş bir şekilde dikiş makinesine doğru yürüyerek daha önce hiç görmediği iğneye elini uzatmış.

O anda olanlar olmuş, iğneye dokunmasıyla birlikte iğne eline batınca, olduğu yerde derin bir uykuya dalmış. Kara perinin laneti güzel prensesin on altıncı doğum gününde güneş batarken gerçekleşmiş.

Güneş batınca kızlarına bir şey olmadığı sevinciyle odaya giren Kral ve kraliçe prensesin yerde uyuduğunu görünce, üzüntüyle ona en güzel giysilerini giydirip çiçeklerle dolu bir yatağa yatırmışlar.

Böylece Prensesin uyuyan güzel olarak anılacağı günler başlamış.

Kral ve kraliçe kızlarının öylece uyumasına dayanamayıp, saraydaki herkesi prenses uyanıncaya kadar uyutmaya karar vermişler. Uyuyan Güzel ile birlikte saraydaki herkeste uyutulmuş.

Aradan tam yüz sene geçmişti. Uyuyan Güzel'in Masalı dilden dile dolaşmaya başlamış, adeta uyuyan güzel gerçek hikayesini merak edenler saraya kadar gelmiş, ancak gelenlerin hiçbiri saraya girmeye cesaret edememişti.

Bir gün yakışıklı bir prens sarayın yakınından geçerken dikenli çalılarla, sarmaşıklarla kaplanmış bir saray görmüş.

Oranın neresi olduğunu merak edince çevrede yaşayan ahaliye oranın niye o halde olduğunu sormuş.

Ahali o sarayın ve uyuyan güzelin hikayesini prense anlatmışlar. Prens çok heyecanlanmış ve o saraya girmeye karar vermiş.

Çalılar hem çok fazlaymış hem de üstünden geçilmeyecek kadar yüksekmiş. Bakmış olacak gibi değil, çekmiş kılıcını ve yolunu açmak için çalıları kesmeye başlamış.

Çalıları keserek sarayın kapısına kadar ulaşmış. Kapıda yerde uyuyan iki nöbetçi olduğunu görünce merakla kapıyı açmış ve gördükleri karşısında hayretler içinde kalmış.

Her yerde kımıldamadan yatan insanlar varmış. Sarayın içinde dolaşmaya başlamış derken kralın odasına gitmiş.

Kral ve kraliçe koltuklarında uyuyorlarmış, sonra kapısı yarım açık bir oda olduğunu görünce, o odaya girmiş. O odada uyuyan güzel prenses çok güzel bir yatakta çiçekler içinde uyuyormuş.

Prens yatağa yaklaşmış güzeller güzeli prensesi görünce ona aşık olmuş ve kulağına fısıldayarak "Demek Uyuyan güzel prenses sensin, ne kadarda güzelsin." Demiş.

Prens bir süre prensesi izledikten sonra dayanamayarak prensesin anlına bir öpücük kondurmuş.

O anda kara perinin büyüsü bozulmuştu, gözlerini açan uyuyan güzel karşısında yakışıklı prensi görünce, gülümseyerek ayağa kalkmış.

Uyuyan Güzel Prensesin uyanmasıyla birlikte sarayda uyuyan herkeste yüzyıllık uykusundan uyanmış.

Kral ve kraliçe de neler olup bittiğini anlamak için hemen prensesin odasına koşmuşlar. Kızlarının uyandığını ve yanında bir prens olduğunu görünce mutluluktan kızlarına ve kendisine yardım eden yakışıklı prense sarılmışlar.

Prens, Prensesi kral ve kraliçeden istemiş, prensese bakan kral kızlarının gülümsediğini görünce evliliklerine rıza göstermiş.

O güne kadar görülmemiş muhteşem bir düğün yapılmış. Prens ve prenses sonsuza kadar çok mutlu yaşamışlar…