Başkan Erdoğan’ın tarihi çağrısı gündemde: Siyaset kurumu millete olan borcunu ödeyecek mi?
Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün yaptığı açıklamalarla 12 Eylül'ün yıldönümünde darbe anayasasına karşı sivil bir anayasa gerekliliğini yineleyerek tarihi çağrısını yeniden siyaset kurumunun tamamına yöneltti. Gündemde yerini koruyan bu açıklamaları ve bir türlü alınamayan anayasa reçetesinin muhtevasını Melih Altınok okurlarıyla paylaştı.
Dün memleketin dört bir yanında 12 Eylül'ü telin etkinlikleri vardı. Yalnızca, askeri vesayeti ortadan kaldırarak yüzyılın hayrını işleyen Erdoğan'ın taraftarları değil, CHP'liler de Evren'i hayırla yâd etmeyenler arasındaydı.
Kendimi bildim bileli 12 Eylül darbesinin hukuken, siyaseten ve toplumsal olarak mahkûm edilmesi için mücadele ettim. Deneyimlerime ve gözlemlerime dayanarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim...
Toplumun her kesimi tarafından lanetlenen 12 Eylül darbesi, aslında Türk halkının gönlünde karşılığı olan bir operasyondur.
Ben o günleri okuduklarımdan, dinlediklerimden biliyorum. Ancak 12 Eylül'ü yaşayanlara sorun; size hava kararınca dışarı çıkılamayan, her gün sokakta insanların öldürüldüğü kapkaranlık bir süreçten bahsedeceklerdir. Laf olsun diye belki Evren'e sallarlar. Ama hepsi de darbenin kendilerinin ve çocuklarının canlarını kurtardığını anlatırlar.
Zaten bir halkın, darbecilerin önlerine koyduğu anayasaya yüzde 94 oranında evet demesinin de başka izahı yoktur.
"Ama baskı vardı, korku vardı" demeyin. O zaman adama sormazlar mı:
O halde hâlâ neden Amerikan uşağı darbecilerin yaptığı, üzerinde kan olan o anayasayla yönetilmeye katlanıyorsun?
MELİH ALTINOK