Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan SABAH’a özel açıklamalar: CHP toplumu kutuplaştırıyor

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, son günlerde dile getirilen KKTC kaynaklı iddialara ilişkin, iki devletli çözümü arzu etmeyenlerin ve Türk tarafını zayıflatmak isteyenlerin KKTC'deki seçim dönemlerinde her türlü kargaşayı ve iç tartışmayı körükleyebileceğine işaret ederek, 'Kıbrıs'ta dezenformasyon makinesi çalışıyor' ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, SABAH Gazetesi Ankara Bürosu'nu ziyaret ederek gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. EKONOMİ PROGRAMININ SEYRİ Bir program uyguluyorsanız, esas olan programın ana çerçevesi, ana felsefesidir. Program sırasında kontrol edilebilecek ve kontrol dışında olan bir alan var. Ona göre ilerlersiniz. Son dönemde en büyük etki Başkan Trump'ın açıklamalarından geliyor. İçerideki bazı tartışmalar da üzerine eklendiği için yaşananlar daha çok iç tartışmalarla izah ediliyor ama tam olarak öyle değil. 'Trump etkisi' diyebileceğimiz bir belirsizlik dönemi söz konusu. Belirsizlik ekonominin düşmanı. İnsanlar çok riskli olandan daha az riskli olana yöneliyor. Bu ortamda gelişmekte olan ülkelerden özellikle ABD'ye doğru bir finans çekilmesi var. TİCARET SAVAŞLARI ABD yeni gümrük tarifeleri açıkladı. İç pazarımız geniş olduğundan, dış piyasadaki etkiler nispeten ekonomimize daha az yansıyor. Başkan Trump tarifler konusunda müzakereye açık olduğunu da ifade etti. İlk aşamada bize uygulanan tarife yüzde 10, diğer ülkelere göre daha düşük. Demir çelikte Türkiye'ye zaten tarife uygulandığı için ABD diğer ülkelerin gümrük vergilerini de yükselterek bir manada eşitlemiş oldu. ABD ile ilişkilerimiz tarifelerle sınırlı değil. Geniş bir yelpazeye yayılan iş birliğimizin yanı sıra, 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmak için yoğun çalışıyoruz. CHP'NİN DÜŞMANLAŞTIRICI SÖYLEMİ Son dönemde CHP'nin insanımızı kışkırtıcı yaklaşımları var. AK Parti başından beri kucaklayıcı, kapsayıcı oldu. Zaman zaman siyasi polemikler yaşanır. Bu da siyasetin doğasında var. Ama niye biz karşı tarafı düşmanlaştıralım? Bunu şu anda CHP yapıyor. 'Meclis savaş alanı, hükümet cunta' gibi laflar akıl karı değil. Ötekileştirici, kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı söylem topluma da sirayet ediyor. Bunu yapan siyasetçi sorumsuz davranıyor, üreteceği toplumsal maliyeti de umursamıyor demektir. SERMAYEYE GÜVENLİK ENDİŞESİ YAŞATTILAR CHP insanları sokağa çağırdı, buna marjinal gruplar da dahil oldu. 'Gezi benzeri olaylar başlayacak, Türkiye kargaşaya girecek' diye bir hava pompalandı. Bir miktar uluslararası sermayenin dışarıya gitmesine neden olan mesele güvenlikle ilgili, ekonomik politikalarla değil. Bu güvenlik kaygısını oluşturan da CHP'nin söylemleri ve sokak siyasetine yönelmesiydi. CHP güvenlik algısıyla hiç alakası yokmuş gibi, hiç müsebbibi değilmiş gibi davranmaya başladı. Kutuplaşmadan en çok onlar şikayet ediyor gibiler ama en sivri, en ötekileştirici kelimeleri de onlar kullanıyor. Sonra da demokrasiden, kutuplaşmanın zararlarından bahsediyorlar. 'Biz haklıyız. Her tarafı kırarız, dökeriz, memleketi karıştırırız' havası oluşturuyorlar. Sonra 'Niye bunlar ekonomiyi etkiledi?' diye şikayet ediyorlar. Bu son derece tutarsız bir tavır. MEŞRUİYET SINIRINA DİKKAT Hepimizin meşru siyasete sarılması lazım. 'Ben haklıyım, istediğim gibi davranırım, istediğim sözü söylerim. Her tarafı da karıştırırım.' Böyle bir hak kimsede yok. Meşru zeminlerde en sert şekilde eleştirin. Meşruiyet yok edilirse hepimiz bunun altında kalırız. Hukuk içinde bir yanlışlık mı olduğunu düşünüyorsunuz? Yine hukuk içinde muhalefetinizi yapacak, hukuk içinde çareler arayacaksınız. 'Siyaset yapıyorum' diye ekonomiyi, dış ilişkileri hedef almak, ülkenin menfaatlerini hedef almaktır. Bu ülke iktidarıyla, muhalefetiyle hepimizin. Belirli noktalarda iktidarla muhalefet ortak zemin oluşturabilmeli. OTOMATİK PİLOTTA GİDİLEMEZ Bu tür dönemlerde otomatik pilota bağlı gidemezsiniz. Daha dinamik bir yönetim anlayışı sergilenir ki şu anda bunun gereğini yapıyoruz. Koordinasyonu çok daha etkin hale getirip, eş zamanlı tepkiler verilmesini önemsiyoruz. Ana önceliklerimizi de koruyoruz. Türkiye petrol ve hammadde ithalatçısı. Petrol başta olmak üzere enerji ve emtia fiyatlarında düşüş oldu. Bu gelişme hem risk dengelememize hem de enflasyonla mücadelemize olumlu yansıyor. Şu an artılar ve eksiler var. Avrupa, koruyucu tedbirler alırsa Gümrük Birliği'nin üyesi olarak bunun Türkiye'ye yararı olabilir. Sadece ticaret meselesi de değil lojistik, tedarik zincirleri de değişecek. Türkiye konumuyla daha fazla yatırımı cezbetme imkanı bulabilir. Gelişmelerin yansımalarını gözeterek gerektiğinde programımızı güçlendirici tedbirlerle yolumuza devam edeceğiz. KARAMSARLIK MEKANİZMASI Türkiye'de sistematik şekilde karamsarlık oluşturuluyor. Türkiye'nin sorunları var ama dünyada sorunsuz ülke yok. Ülkemizin siyasi istikrarı, olumlu gündemi de mevcut. Bilhassa sosyal medya üzerinden beklentileri sürekli olumsuza çevirmeye çalışanları görüyoruz. Toplumu, hastalıklı siyasi veya ekonomik çıkarlar için manipüle ediyorlar. Milletin hakkı, hukuku var. Piyasadaki yatırımcıların da hakkı, hukuku var. Bunlara karşı iktidarıyla, muhalefetiyle daha ilkesel bir tavır gelişmeli. ERKEN ADAYLIK AÇIKLAMASININ NEDENİ Kimsenin hukukun üstünde bir konumu yok. Hangi partiden, hangi görüşten olursa olsun. Yolsuzluk yapan olursa cezasını görecek. Suçsuzsa, hukuk içinde suçsuzluğunu ispat edip yoluna devam edecek. Bunu siyasallaştırmak doğru değil. Seçime üç sene var. Birileri 'Ben Cumhurbaşkanlığına adayım' diyor. Seçime üç sene varken adayın ilan edildiği hiç oldu mu tarihimizde? Muhtemelen bu, bekledikleri bir hukuki süreci ön alarak, siyasallaştırma çabasıydı. 'Ben aday olduğum için bu yapıldı' demek için yapılmış bir girişim. CHP'YE 'BOYKOT TEPKİSİ' Bir siyasetçi 'boykot' lafını kullanırken çok çok dikkat etmeli. 'Fahiş fiyat uygulayanları boykot edelim' dediğinizde burada bir ideolojik ayrım yok. Sn. Özgür Özel'in yaptığı çok farklı. Doğrudan siyasi, ideolojik bir ayrıştırmaya gidiyor. Bu sorumsuz bir siyaset yarın, 'Filanca AK Partili, gitmeyin oraya' eşiğine varır ve toplumu böler! Ayrıca, 'Açız açız' diye sosyal medya propagandasına yönelenler, şimdi de 'Büyük bir ekonomik tüketim gücümüz var. Bunu siyasal amaçla kullanacağız' diyorlar! TDT-GKRY İLİŞKİLERİ KKTC'nin ve Kıbrıs Türk halkının, maksatlı gündemlerle anılmasından rahatsızız. AB ile Orta Asya ülkeleri arasındaki olumlu ilişkileri memnuniyetle karşılarız. Ancak Rum kesiminin bu ilişkileri istismar ederek Kıbrıs meselesini kendi lehine yönlendirme çabalarını ve bu doğrultuda AB'yi araç olarak kullanmasını kabul etmiyoruz. İmzalanan doküman AB ile Türk Devletleri arasındaki zirve bildirgesi. İçinde BM kararlarına referanslar var. Bahsi geçen ülkelerin bir kısmı 90'lı bir kısmı da 2000'li yılların başında GKRY'yi tanımışlar. Türk Devletleri Teşkilatı'na zarar gelmemesi lazım, yakından izlediğimiz bir süreç. Bir devleti tanımak, bir başka devleti tanımaya engel değil. Önümüzdeki süreçlerde KKTC ile de belli adımlar atmalarını bekliyoruz. KKTC, TDT'nin gözlemci üyesi. TDT, Türkiye ile Türk Devletleri arasında, meseleleri konuşup aşabileceğimiz bir zemin. Buradan gerilimler çıkarmayı doğru bulmuyoruz. Cumhurbaşkanımızla liderlerin bir araya gelmesini beklemek lazım. KKTC KAYNAKLI İDDİALAR Kıbrıs çok stratejik bir konumda. Ortadoğu'daki gelişmeler Kıbrıs'ın stratejik konumunu daha da güçlendirdi. Kıbrıs'ta her olup bitende uluslararası etkilere bakılması normal. Birçok ülkenin burada geleceğe dönük planları var. İki devletli çözümü arzu etmeyen, Türk tarafını zayıflatmak isteyenlerin KKTC'deki seçim dönemlerinde her türlü tartışmayı körükleyeceğini düşünmek gerek. Kıbrıs'ta dezenformasyon makinesi çalışıyor. Orada çıkan spekülatif haberleri bu perspektiften de değerlendirmekte fayda var. TERÖRSÜZ TÜRKİYE Terörsüz Türkiye'nin ana çerçevesini ortaya koyan Cumhurbaşkanımızın 'Türkiye Yüzyılı' vizyonu oldu. Onun bir alt başlığı 'Kardeşliğin Yüzyılı' idi. 22 Ekim 2024'te Sn. Devlet Bahçeli tarihi bir çağrı yaptı ve bu süreç hızlandı. Ardından örgütün kurucusu örgüte 'Kendinizi feshedin, çünkü artık böyle bir örgütün zemini kalmadı' dedi. Herhangi bir pazarlık konusu söz konusu değil. Terör, kalkınmanın da demokrasinin de en büyük düşmanı. Terörün kalktığı bir ortamda kalkınma ve demokrasi güç kazanır. Esas mesele, terör örgütünün lağvedilmesi ve demokratik atmosferin güçlenmesi. Demokratik süreçlerde herkes siyasetini yapacak, neye inanıyorsa savunacak. Bunun dışında perspektif veya pazarlık aramaya gerek yok. Top, terör örgütünün sahasında. Kongre toplayıp fesih kararı aldıklarında, sahada da silahları bıraktıkları teyit edildiğinde bu gelişme Türkiye'de farklı bir iklim oluşturacak. Bu iklimde demokratik siyaset yapılacaktır. ÖNDER'İN SAĞLIK DURUMU Erken ve nitelikli bir müdahale yapılmış. Ziyaret ettik, doktorlar olumlu işaretler aldıklarını söyledi. Kızı da 'Doktor değilim ama belirgin şekilde daha iyi olduğunu görüyorum' dedi. Kendisinin sürece ciddi katkıları oldu. İnsani yönü ön planda olan birisi. Terörsüz Türkiye iradesi, kişileri aşan bir hedef. Daha üst bir siyasi iradenin politikası. (Sağlık durumundan dolayı) Terörsüz Türkiye'nin etkilenmesi söz konusu olmaz. Yaptığı katkılara müteşekkiriz. Temennimiz sağlığına kavuşup katkıda bulunduğu sürecin başarıya kavuştuğunu görmesi.