Kılıçdaroğlu’nun kayıp 8 saat olayında flaş detay: Kim sızdırdı?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD seyahatiyle ilgili 'icazet' iddiaları ortaya atılırken 8 saat ortadan kaybolması ve olayın karanlıkta bırakılması uzun süre konuşulmuştu. SABAH yazarı Mahmut Övür bugünkü köşe yazısında ses getiren kayıp saatler konusuna farklı bir pencere daha açtı. Övür CHP Genel Başkanının ortadan kaybolması dışında bu olayın sızdırılmasının da irdelenmesi gerektiğini aktardı.
ABD gezisi, CHP'nin ve tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu'nun peşini bırakmayacak ve daha çok tartışılacak. Çünkü yapılan açıklamalar kimseyi ikna etmedi. Hem geziyle hedeflenen görüşmelerin gerçekleşmemesi hem de Kılıçdaroğlu'nun 8 saat ortadan kaybolması nereden bakarsanız bakın soru işaretleriyle dolu.
Şu tabloya bakın, Türkiye'deyken gezinin en önemli amacı Kılıçdaroğlu'nun ABD'nin "solcu" siyasetçisi Bernie Sanders'le görüşmesiydi. Ama görüşemeden geri döndü.
Gezinin neresine dokunsanız, şüphe var. Mesela geziyi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun vekili Selçuk Sarıyar planlamış. Sarıyar, Sanders'in siyasi ekibi içinde yer alan biri. Ama buna rağmen Kılıçdaroğlu'nu Sanders'le görüştürememiş. Daha doğrusu Sanders görüşmek istememiş.
Peki bunun planlı olmadığını kim söyleyebilir?
Bundan daha vahimi ise "8 saatlik kayıp" olayı... Bu skandalı kamuoyuna ilk duyuran isim, yanındaki gazeteciler değil, geziyi lobilerden izleyen Oray Eğin'di.
Önemli bir haber olduğu tartışılmaz. Ancak ortada şöyle bir soru var: Bu haber sadece bir gazetecilik olayı mıydı yoksa "icazet" vermeyenlerin istihbarat çalışmasının sızdırılması mıydı?
Eğer ABD ve en önemli aparatı FETÖ, Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını istemiyorsa bu haberi sızdırmaktan daha kolay ne var?
ABD derin aklı için oyuncak düzeyinde bir operasyon. Onlarca hükümet devirmiş, darbe yaptırmış, ekonomik tetikçiler kullanmış bir ülkeden söz ediyoruz.
İlginç olan böylesine önemli bir haberi veren Eğin'in daha ikinci gün pişman olması... İkinci yazısında Kılıçdaroğlu'nu öve öve bitiremiyor ve birden onun "iyi bir insan olduğunu" hatırlayarak şöyle diyor:
MAHMUT ÖVÜR