Kimliği belirsiz İHA için vur emri nasıl verildi?
Karadeniz'deki gerilim Rusya ve Ukrayna savaşında sivil gemilere karşı yapılan drone saldırıları sonrası iyice ısındı. SABAH Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu geçtiğimiz günlerde Türk hava sahasına girdikten sonra F-16'larımız tarafından düşürülen kimliği belirsiz İHA olayında bilinmeyenleri bugünkü köşesinden okuyucularına aktardı. Konuyla ilgili olarak Müderrisoğlu; "Bu son hadisede TSK, teşekkürü hak ediyor. Eğer o İHA belirlenemeseydi, "Güvenlik açığı mı var?" diye tartışılabilirdi. Burada, endişeye mahal yok." ifadelerini kullandı.
15 Aralık Pazartesi saat 17.00 suları. Genelkurmay Başkanlığı'na acil bir bilgilendirme telefonu geliyor. İlk tespitlerin ardından Milli Savunma Bakanlığı da haberdar ediliyor.
Bu sıralar Rusya ve Ukrayna'nın, sivil ticari gemilere yönelik karşılıklı drone saldırıları nedeniyle bir hayli ısınan Karadeniz'de, Türk Silahlı Kuvvetleri bilhassa hava ve deniz unsurları ile tam bir teyakkuz halinde…
Karadeniz üzerinde saptanan, Sinop açıklarından itibaren radar izi yakından takip altına alınan kimliği belirsiz İHA, Türk hava sahasına giriyor! Hava sahası ihlallerine karşı acil önleme görevi bulunan F-16 pilotları "hakiki alarm" (scramble) duruma geçiyor.
Güvenlik prosedürleri ve angajman esasları gereği, Genelkurmay'da hızlıca sıcak durum değerlendirmesi yapılıyor. İlk etapta şu sorulara seri cevap bulunmasına çalışılıyor.
1- İHA, nereden geldi? 2- Hangi irtifada uçuyor? 3- Manevra kabiliyeti ne? 4- Sinyal yayıyor mu? 5- Karıştırma yapıyor mu? 6- Göz teması sağlanıyor mu? 7- Hangi ülke yapımına benziyor?
Bu soruların cevaplarını, serseri İHA vurulduktan sonra değil, izlenirken bulmak kritik önem taşıyor. Hassas analizler sonrası Genelkurmay, Türk hava sahasını ihlâl eden İHA için meskûn mahal dışında "derhal vurulması emrini" veriyor. Daha da önemlisi bu tür ihlâllerde, Ankara'dan "ayrıca onay beklenmeksizin", tehdit algılamasının derecesine göre sahadaki komutanlara gereğini yapmaları için genel bir emir de gönderiliyor. "Vurabilirsiniz!"
Bu olayın duyulmasıyla birlikte epeyce senaryo üretildi. Çelik Kubbe başta olmak üzere milli savunma sanayiinin geldiği düzeyi küçümseyen yayınlar da aldı başını gitti. Bazı CHP milletvekilleri de bu kampanyaya alet oldu!
Net bir şekilde anlatmak gerekirse…
Malûm İHA, Türk radarları tarafından vakitlice ve tehdit oluşturma aşamasına gelmeden belirlenerek, izlemeye alınıyor. F-16'lar da acil kalkış gerçekleştiriyor. Ancak başıboş izlenimi veren İHA, zaman zaman oldukça alçak irtifada seyrediyor. Bu nedenle koordinat tespiti ve imha edileceği açık alanla ilgili haritalandırmaya ağırlık veriliyor. Havacılık güvenliği gereği sivil uçaklara dönük bir uyarı da yayınlanıyor. Gerek İHA'nın hareketleri gerekse F-16'ların sivil uçuş koridoruna girme ihtimaline karşı Ankara Esenboğa Havalimanı'na gelen yolcu uçakları ihtiyaten Konya'ya yönlendiriliyor.
Tam, bu sırada "Çelik Kubbe" hava ve füze sistemi üzerinden de spekülasyonlar yayılıyor. Neden çalışmadığı soruluyor. Çelik Kubbe, farklı irtifayı izleme kabiliyetine sahip radarların birbirine entegre ve senkronize edildiği, kapsama alanına göre alçak, orta ve yüksek hava savunma ve füze sistemleriyle birlikte çalıştığı ileri seviye teknolojik kapasitenin adı. Haliyle tehdidin niteliğine göre, bertaraf etme tercihinin değişmesi de normal karşılanmalı. Oldukça maliyetli olan bu hava savunma ve füze donanımlarının kullanılması yerine, önleyici askeri faaliyet için F-16'ların kaldırılması da bu işin kitabında yazıyor!
Unutmadan… Bu yazının yazıldığı saatlerde jandarma, kırsal alanda İHA parçalarını arıyordu. İlk analizler ise Avrupa-ABD teknik desteğiyle imal edilmiş, Ukrayna'nın envanterindeki küçük çaplı İHA'lardan biri olduğu yönündeydi.
Drone meselesi, sadece Türkiye veya Karadeniz'le sınırlı değil! Örneğin… Son aylarda Yunanistan'ın, İsrail'den temin ettiği İHA'ların Ege'de görüldüğüne ilişkin duyumlar alınıyor.
Bugün pek çok ülke bilhassa Rusya'ya yakın ülkeler, drone tecavüzleri yaşıyor ve alarme oluyor. Litvanya, Letonya, Estonya, Danimarka da serseri İHA'lar rapor etti. Geçenlerde Belçika, bir askeri üs üzerinde 15 tanımlanamayan İHA saptadığını, Zaventem Havalimanı'nda uçuşların geçici olarak durdurulduğunu açıkladı.
Özetle…
Çağımızın askeri doktrini, yeni teknoloji ürünü, görece düşük maliyetli, asimetrik yüksek tahrip gücüne sahip savaş kabiliyetlerinin sevk ve idaresine odaklı gelişmekte. İHA'ların, alçak uçuş yaptığı, düşük radar izi bıraktığı, görünmezlik yeteneğiyle donatıldığı şartlarda her ülkenin askeri hazırlık derecesi, tepki süresi sürekli test edilmekte. Bu son hadisede TSK, teşekkürü hak ediyor. Eğer o İHA belirlenemeseydi, "Güvenlik açığı mı var?" diye tartışılabilirdi. Burada, endişeye mahal yok. Teknoloji üretmeye ve ülkenin her stratejik tesisini korumaya devam!
OKAN MÜDERRİSOĞLU