Seçim kazanmanın dijital sırrı: Müstevlilerin Türkiye’yi yönlendirme arzusu hiç değişmedi | Salih Tuna yazdı
Sabah Gazetesi Yazarı Salih Tuna, Ekrem İmamoğlu'na yönelik casusluk soruşturmasıyla ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Salih Tuna, "Yeni vesayet artık askeri değil, dijital. Kodla geliyor, algoritmayla yayılıyor, "demokrasi, hukukun üstünlüğü" kılıfıyla servis ediliyor. Her şey değişti ama müstevlilerin Türkiye'yi yönlendirme arzusu hiç değişmedi." dedi.
Türkiye, İBB'deki yolsuzluk ve rüşvet skandallarının ardından bu kez de casusluk ve veri sızıntısı skandalını konuşuyor. Sabah Gazetesi Yazarı Salih Tuna da bugünkü köşesinde dikket çeken değerlendirmelerde bulundu.
İşte Salih Tuna'nın 'Seçim kazanmanın dijital sırrı' başlıklı yazısı:
Mart 2019 yerel seçimleri öncesinde CHP'nin İBB adayı olarak Ekrem İmamoğlu'nun adı henüz açıklandığında çalışma arkadaşlarından CHP'li bir dostuma "dan" diye sormuştum: "Ekrem Bey vatana ihanet etmez değil mi?.."
Bu nasıl soru, alt tarafı belediye başkanlığı seçimi demeyin.
Zira Beylikdüzü Belediye Başkanlığı'ndan itibaren Cumhurbaşkanı olmaya hazırlandığını (veya hazırladıklarını), İBB Başkanlığı'nın sadece bir vasıta veya basamak olduğunu biliyordum.
Herkes de şunu biliyordu: Ekrem Bey'in 15 Temmuz'da çok sorunlu tweetleri vardı. Saygıdeğer eşi Dilek Hanımefendi de "Beyinsizler" demişti FETÖ işgaline direnenlere. Ayrıca ne hikmetse tüm müstevli başkentlerinin ve tüm terör örgütlerinin desteğini kazanmıştı.
Demem o ki, durduk yere öyle sersem sepet soru sormadım. Zaten İmamoğlu'nun çalışma arkadaşı da cevap olarak "Taç giyen baş akıllanır" dedi de (onca ısrarıma rağmen) başka bir şey demedi.
Dürüst, sözüne güvenilir bir arkadaştı. Benim için belirleyici kıymet hükmün "vatana sadakat" olduğunu bildiği hâlde İmamoğlu'na kefil olmamıştı.
Hüseyin Gün'ün itiraflarını okuyunca bu anekdot aklıma geldi. Lakin üç bakanın fotoğrafı muhabbetinden bir şey anlamadım. Bakan fotoğraflarını servis etmek nasıl casusluk konusu olabilir? Araya karıştırılan "yabancılaştırma efekti" midir bu, yoksa "itibarsızlaştırma maymuncuğu" mu, bilemedim.
Benim bildiğim şudur: Dün NATO brifingleriyle akıl verenler, bugün "veri analizi" diye dolaşıyor. Yöntem daha ince, daha steril. Tank yok, kurşun yok; ama etiketi, algoritması, uygulaması var.