Son dakika | ABD’ye giden Kılıçdaroğlu kayıp 8 saatte kiminle görüştü?
Mahmut Övür bugünkü yazısında ABD'ye giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kayıp 8 saatini yazdı. Kimlerle görüşüldü? Aday olma konusuyla ilgili kendisine verilen telkine ne dedi? Gelen WhatsApp mesajında ne yazıyordu? FETÖ bu işin bir tarafında var mı?
ÖNCEKİ RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ
Aynı saatlerde ABD'den gelen bir Whatsapp mesajında şöyle deniyordu: "Kılıçdaroğlu, FETÖ'cü Şerif Ali Tekalan'la görüştü. Görüşmede aday olmaması istenmiş ama kabul etmemiş. Bunun üzerine milletvekilliği pazarlığı yapılmış..."
Gel de merak etme, Kılıçdaroğlu o kayıp 8 saatte ne yaptı? Neden böyle bir yolu tercih etti? Yoksa Whatsapp mesajında dile getirilen o iddia doğru mu? Bilim adamlarıyla görüşmek için ABD'ye giden bir siyasi aktör, 8 saat neden ortadan kaybolur?
ÇELEBİ KİMLERİ ÇILDIRTTI
Birkaç gündür CHP medyası deliye dönmüş durumda. Öyle sosyal medya trolleri falan değil, yazılı ve görsel medyadaki CHP yandaşlarından söz ediyorum. Acayip öfkeliler. Neymiş, eski CHP milletvekili Mehmet Ali Çelebi, AK Parti'ye geçmiş...
Hiçbiri, ne ABD'nin Türkiye kuşatması, ne Ukrayna-Rusya savaşı ne de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "icazet" almaya gitti suçlanmasına yol açan ABD gezisi üzerinde bile bu kadar durmadı.
Eh, kolay değil, "sembol" dedikleri genç bir adam hepsinin ezberini bozdu. Çünkü çıkışı siyasiydi ve ayrılığının arkasında "milli" bir bakış açısı vardı.
Çelebi, ısrarla FETÖ ve PKK'yla CHP'li siyasi aktörlerin gizli kapaklı ilişkisine itiraz etti.
Türkiye'nin Mavi Vatan, S-400 ve Libya siyaseti gibi milli meselelerinde taraf oldu.
Bütün bunları da parti değiştirme aşamasına gelmeden yaptı ve daha CHP içindeyken Canan Kaftancıoğlu'dan Sezgin Tanrıkulu'na isim vererek eleştirdi.
Aslında bunlara rağmen Çelebi'nin istifa edip Memleket Partisi'ne geçişi daha sonra bağımsız kalması hiç umurlarında değildi. Ne zaman ki, "6'lı masa çıkmaz sokak" demeye ve 20 soruyla CHP'nin milli meselelerdeki tutumunu deşifre etmeye başladı işte o zaman işin rengi de değişti.
Artık "sembol" isim, CHP için bir "tehlike"ydi ve itibarsızlaştırılmalıydı. Çünkü CHP'nin milli konulardaki siyaseti, CHP'ye oy veren sosyolojiyi de rahatsız ediyordu. Bu yüzden Çelebi'nin istifası ve AK Parti'ye geçip Cumhur İttifakı'nı desteklemesi sadece bir milletvekilinin yer değiştirmesinden ibaret değildi.
Çelebi, bu koşullarda CHP'li kitlenin aklına AK Parti'ye geçişi düşürmüş ve "milli" bir adres göstermişti.
Daha önemlisi ise yıllarca "sembol" olarak gördükleri bir ismin Erdoğan düşmanlığını boşa çıkarmasıydı. Bu yüzden Çelebi'ye çok öfkeliler ve öfkelerinin geçeceği de yok.
En büyük korkuları da CHP tabanında Çelebi'nin yüksek sesle dile getirdiği "milli ve yerli" duruşun karşılık bulmasıydı...