Siyasete komplo belgesi etrafındaki tartışmalar giderek kızışırken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, hukuk devleti hatırlatması içinde çarpıcı bir değerlendirme geldi. Gül, "Herkesin hesap verebilmesi, kendi sınırları içinde olması, demokratik hukuk devletinin gereklerini yerine getirmesi gerekiyor. Türkiye bu konularda rayına giriyor" dedi. Sırbistan ziyareti dönüşünde bir grup gazeteci ile uçakta sohbet eden Gül, gündeme ilişkin soruları şöyle yanıtladı:
Yurtdışı programlarınızda Türkiye'nin önem ve ağırlığının arttığını görüyoruz. Ama Türkiye'de hâlâ müdahaleleri, andıçları, ıslak imzaları, hükümeti devirme planlarını konuşuyoruz.... Kendi içinde güçlü olmayan ülke dışarıda da hiçbir zaman güçlü olamaz. Kendi ülkende güçlü olmak ne demek? Güçlü hükümetin olacak, güçlü ordun olacak, güçlü ekonomin olacak. Soft Power (yumuşak güç) dediğimiz, demokrasi, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, hesap verebilirlik olacak. Bütün bunlar soft powera giriyor. Herkesin hesap verebilmesi, herkesin kendi sınırları içinde olması, herkesin demokratik hukuk devletinin gereklerini yerine getirmesi, demokratik hukuk devletinin sınırları içinde kalması. Türkiye, üç ayakla... Yani, ekonomisiyle, ordusuyla, demokratik hukuk yapısıyla ne kadar güçlü olursa dışarıdaki gücü çok daha fazla olur. Bu gayet açık bir şey. Şimdi düşünün ki, Türkiye ekonomik krizlerle çalkalanıyor olsa, dışarıda bunları yapabilir mi? Türkiye demokratik standartları çok düşük olsa bunları yapabilir mi? Türkiye, üçte birlik bölümünün olağanüstü halle yönetildiği dönemlerde bunları yapabiliyor muydu? Yapılamazdı. O bakımdan biz ne yapıp yapıp kendi memleketimizin kıymetini bileceğiz. Hepimiz birbirimize saygı, sevgi duyucağız, bu memleketi güçlü yapmak için. Herkes kurallara tabii ki uyacak. Kurallar da gayet açık. Anayasa, kanunlar ve evrensel demokratik standartlar. Yazılı olmayanlarda da evrensel demokratik standartlara uygun hareket edeceksiniz. O açıdan Türkiye aslında bütün bu konularda da rayına giriyor.
AKLI SELİM
Bir belge daha ortaya çıktı. Sizin Cumhurbaşkanı olmanızdan sonra hükümetin, Cumhurbaşkanlığınızı desteklemekle hata yaptığına dair... Bu sizi incitti mi? TSK'da bu tür çalışmalar yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Şimdi bu konuda bir şey söylemeyeyim. Cumhurbaşkanı olunca, bu pozisyonda olunca...Onları ayrı konuşuruz, konuştuğumuz yerler var. Kendi görüşmelerimiz var, toplantılarımız var. Buralarda bunları konuşuruz. Bunların hepsini suhuletle, aklı selimle ele alıp, Türkiye'yi olması gereken yere hep beraber çıkartacağız.
Burada temel mesele, "kurumların" kendi yerinde kalması, yerini bilmesi ve bunun dışına taşmaması mı? Buradaki sıkıntı... Anayasa, kanunlar, kurallar çerçevesinde olacak her şey. Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine çıkma gibi bir iddiası olamaz. Bu iddia ancak böyle oluşur.
