37 "can" anılıyor

Sivas olaylarında hayatını kaybedenler, Madımak Oteli önünde düzenlenen törenle anıldı.

Ethem Bey Parkı önünde toplanan çok sayıda sivil toplum örgütü ve çeşitli siyasi partilerin üyeleri, kortej halinde yürüyerek sloganlarla olayların yaşandığı Madımak Oteli önüne geldi. Saygı duruşunun ardından otel önüne karanfil bırakıldı ve olayda hayatını kaybedenlerin isimleri okunarak ''burada'' diye karşılık verildi. Daha sonra olayda yaşamını yitirenlerin aileleri, Madımak Oteli'ne girdi. Bu sırada otel önünde kısa süreli karmaşa yaşandı. Otel içinde olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarının gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü.

Otel önünde düzenlenen programda konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, Madımak Otelinin müze olacağını söyleyerek, ''Bu devlet iki yüzlülükten kurtulmalıdır. Bizden özür dilemelidir. Sivaslılardan özür dilemelidir. Özür dileyen devlet küçülen devlet değildir. Aksine büyüyen devlettir. Bir kez daha bu tür katliamlar olmasın diye, biz 17 yıl değil, 170 yıl geçse de, nasıl ki Kerbela'yı unutmadık, burayı da unutmayacağız. İnşallah galip gelinceye kadar'' dedi.

SİVAS'TAKİ ANMA FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ

Olayın ardından o günkü TBMM'nin toplandığını, bir araştırma komisyonu kurduğunu ve rapor hazırladığını belirten Balkız,''O rapora göre meğer bütün suç, günah bizdeymiş'' dedi.

Dün yeni bir kanun çıkartıldığını, daha büyük bir Diyanet kurulduğunu söyleyen Balkız, ''Bütün partilerin milletvekillerinin verdiği oyla hayırlı olsun artık çok daha büyük bir Diyanetimiz var'' diye konuştu.

Taleplerinin herkesçe bilindiğini ifade eden Balkız, ''Bizim taleplerimizle ilgili, istemlerimizi Anayasa paketinin içerisine almayan AKP'nin oylamasında 'hayır' diyeceğiz'' ifadesini kullandı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise ''Katliam hala bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılmadı, devletin katliamdaki sorumluluğu, hukuki olarak tanımlanmadı. Katliamın karanlıkta kalmış gerçek failleri henüz bulunmadı'' dedi.

Madımak Oteli'nin müze olması gerektiğini savunan Gümüş, ''Buranın kamulaştırılması yetmez. Buranın mutlaka insanlık için ortak bir bellek oluşturması, bir daha yaşadığımız bu topraklarda benzer cinayetler, katliamlar yaşanmasın diye buranın müzeye dönüştürülmesi gerekir'' diye konuştu.

Türkiye'de her toplumun kendi fikriyle, kültürüyle özgürce yaşaması gerektiğini söyleyen Gümüş, ''Bizler yıllardır verdiğimiz mücadelede Alevi sorununa demokratik bir çözüm getirilmesini istiyoruz. Bunun başlangıçlarından bir tanesi Madımak Oteli'dir'' şeklinde konuştu.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Turgut Öker de Madımak Oteli'nin müze olmasını istedi.

Bu arada anma töreninde, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak, BDP milletvekilleri Osman Özçelik ve Şerafettin Halis ile organizasyona katılan bazı sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de etkinliğe katıldıkları anons edildi.

Konuşmaların ardından topluluk sessizce dağıldı.

-YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ-

Anma etkinliklerinde Sivas'taki polis mevcudunun yanı sıra ilçeler ve çevre illerden gelen 500 polis de görev aldı. Polis, güvenlik tedbirleri kapsamında MOBESE kameralarından da faydalandı. Anma etkinlikleri ve kortej yürüyüşü, MOBESE merkezinden izlendi. Madımak Oteli'nin çevresine ve Mevlana Caddesi'ne ilave MOBESE kameraları konuldu.

Madımak Oteli çevresindeki ve kortej yürüyüşü güzergahındaki çöp konteynerleri kaldırıldı, güzergahta araçların park etmesine izin verilmedi.

Ayrıca çevredeki bazı binaların çatılarına da keskin nişancıların yerleştirildiği görüldü. Etkinlik öncesinde kentte giriş çıkışlarda da polis ekipleri uygulama yaptı.

HÜKÜMETTEN KATILIM

Sivas olaylarının 17. yılında gerçekleştirilecek anma etkinliğine katılmak üzere özel ''ATA'' uçağı ile Sivas'a gelen Faruk Çelik, ilk olarak Valiliği ziyaret etti.

Bakan Çelik, buradan Vali Ali Kolat, bazı milletvekilleri, sivil toplum örgütü başkanları ve kurum temsilcileri ile kol kola yürüyerek Madımak Oteli'ne geçti.

Burada yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Bakan Çelik, 2 Temmuz 1993'ün tarihin acı günlerinden biri olduğunu belirterek, ''O gün sinsi odaklar, karanlık senaryolarını sahnelemek istediler. O gün hain mihraklar eti tırnaktan, tırnağı etten ayırmak istediler. O gün farklılıklarımızı istismar etmek suretiyle yüzlerce yıllık kardeşliğimizi kanla, gözyaşıyla sınadılar'' diye konuştu.

O günden bugüne tam 17 yıl geçtiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

''Biz o günü unutmadık, hayatlarını kaybedenleri anmak için bugün hep birlikte buradayız. Madımak Oteli'nde yaşanan acı hepimizin acısıdır. Tüm Türkiye'nin acısıdır. Bu olayın tarafı olamaz, bu olayın tarafı olmak aslında yangını söndürmemek demektir. Bir gerçek var. O gerçek şu. Ortada birliğimizi, dirliğimizi istemeyen unsurlar var. Ve burada hayatlarını kaybedenler var. Dolayısıyla bu işin tarafı yoktur, tarafları yoktur. Herkes, 73 milyon bir taraftadır. İnsanlık adına bir taraftadır. Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır. Evet ateş hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları, parmağı olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Hayatlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Müessir olayda yakınlarını kaybedenlerin acısını yürekten paylaşıyorum.''

Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım'' dedi.

Anadolu coğrafyasının binlerce yıldır barışın, kardeşliğin, hoşgörünün havzası olduğunu kaydetti. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi gönül fatihlerinin bu topraklarda filizlediğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

''Bu abide şahsiyetlerin dilinden dökülenler, kaleminden damlayanlar bizi birbirimize kaynaştırmıştır. Bu sebepledir ki değişik ırklardan, inançlardan, düşüncelerden insanlar bu topraklarda huzur içinde yaşamışlardır. Bu topraklar birlikte yaşama modelinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Anadolu keder, kader birliğinin adıdır. Bu birlikteliğimizi bozmayı defalarca sınadılar. Maraş'ta sınadılar, Çorum'da sınadılar, Sivas'ta sınadılar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bu milletin hamurunu Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli'ler yoğurdu. Bu hamuru ayrıştırmaya hiçbir bir karanlık odağın gücü yetmez, çünkü biz millet olarak aşure gibiyiz. Aşure binlerce yıllık kardeşliğimizi bir tas içinde simgeleştiren en güzel örnek değil mi? Birbirini değiştirme kaygısı gütmeden, birçok lezzet bir araya geliyor ve yeni bir tat ortaya çıkıyor. Üzüm üzümlüğünü, nohut nohutluğunu, fasulye fasulyeliğini, buğday buğdaylığını, kayısı kayısılığını koruyor. Ama hepsi bir araya geliyor ve bu coğrafyaya özgü aşureyi oluşturuyor. İşte Anadolu'nun özeti budur, Türkiye'nin özeti budur.''

''Biz Alevi'si ile Sünni'si ile tüm unsurlarıyla bu topraklara nakış nakış işlenmiş ve rengarenk Anadolu kilimini oluşturmuşuz'' diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:

''Aynı dertlerle dertlenmiş, aynı mutlulukları paylaşmışız. Kerbela'da birlikte susuz kalmış, Çanakkale'de yedi düvele karşı omuz omuza birlikte mücadele etmişiz. Ülkemizin birlik ve beraberliğini korumak için verdiğimiz şehitleri aynı bayrağa sarmış, aynı toprağa yan yana gömmüşüz. Ama hiçbir güç, hiçbir acı birlikteliğimizi, beraberliğimizi bozamadı. Biz müsaade etmediğimiz, hep beraber müsaade etmediğimiz sürece de birlikteliğimizi bozamayacaklardır. İşte bunun için 17 yıl önce toplumumuza yaşatılan o vahim olayı unutmayacağız ama kardeşliğimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. O olayı hatırladıkça daima kardeşliğimizi hatırlayacağız. Ve birbirimize her zamankinden daha sıkı sarılacağız. Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi 'daima bir, iri ve diri olacağız' Madımak'taki vahşeti bize yaşatanlara vereceğimiz en güzel cevap budur değerli kardeşlerim.''

-''GEÇMİŞTEKİ KARANLIK NOKTALAR...''-

17 yıl önce yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin ne yazık ki zihinlerdeki kuşkuları giderecek düzeyde aydınlatılamadığını ifade eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Alevi Bektaşi kardeşlerimizin sorunlarını, taleplerini ele aldığımız çalıştaylarda tüm katılımcılar bu durumu dile getirdi. Bunun üzerine yakın geçmişimizdeki karanlık kalan tüm noktaların araştırılması için TBMM'ye bir araştırma önergesi verildi. Çünkü geçmişteki karanlık noktaları aydınlattığımız oranda geleceğimiz de o kadar aydınlık olacaktır. Karanlık noktaların geleceğimizi de karartmasına müsaade etmemeliyiz. O günün hukuk ve demokrasi ortamında konuşmayanların bugün daha cesur olacağına inanıyorum. Artık Türkiye kronik sorunlarıyla yüzleşecek demokratik olgunluğa ve sorunlarını istismar eden odakların yakasına yapışacak hukuki ve siyasi kararlılığa sahiptir.''

-MADIMAK OTELİ'NİN KAMULAŞTIRILMASI ÇALIŞMALARI-

Yine çalıştaylarda öne çıkan bir konunun da Madımak Oteli'nin durumu olduğunu ifade eden Çelik, ''Bunun için de gerekli adımları attık. Sayın Valimizin başkanlığında, koordinasyonunda bu süreç yürümektedir. Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla birlikte 17 yıllık bir beklentiyi de gidermiş olacağız'' diye konuştu.

''Görünürdeki bütün bu sorunlar elbette çözülür. Nitekim bu meseleleri gelecek kuşaklara miras bırakma niyetinde değiliz'' diyen Çelik, şöyle devam etti:

''Komisyonlar çalışıyor, talepler neyse bu talepler karşılanacak. Yalnız bir kesimin değil, toplumun her alanda talepleri var. Yöneticilerin görevi bu taleplere cevap bulmaktır. Canla başla, samimi olarak bu sorunların çözümü için gayret ediyoruz. Ama hepimizin önceliği hoşgörü, sevgi ve barış ortamını daha da geliştirmek ve her şeyden önemlisi ön yargıları kırmak, zihinlerdeki Berlin duvarlarını ortadan kaldırmak olmalıdır. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım diyorum.''

-''DERDİMİZİN ÇARESİ YİNE BİZDEDİR''-

Sivas'ta barış, kardeşlik ve yatırıma müsait her türlü ortam olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

''Sivas ve Sivaslılar yanlış bir şekilde tanınmak ve anılmak istemiyorlar. Bu olaylar tabii ki telin edilecektir. Bunun gereği yerine getirilecektir ama Sivaslıların bu konudaki duruşları gayet net açık ve ortadır. Birlikten yanalar, dirlikten yanalar, kardeşlikten yanalar. Bizim derdimizin çaresi yine bizdedir Sivaslılar. Yaramızın ilacı da bizdedir. Birliğimizden rahatsız olanlara karşı birlik ve beraberliğimizi daha ileri taşıyacak adımları hep beraber atmalıyız diyorum. 2 Temmuz 1993'te hayatlarını kaybeden 37 vatandaşımızı bu otelin önünde saygıyla, rahmetle anıyorum. Bir daha Cenab-ı Hak'tan temenni ediyorum, niyaz ediyorum ki bu müessif olayları milletimize göstermesin. Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun diyorum.''

Bakan Çelik daha sonra Sivas Valisi Ali Kolat, AK Parti'li bazı milletvekilleri, Sivas Müftüsü Yusuf Şahin, Cem Vakfı Sivas Şube Başkanı Ali Rıza Kaçan ve bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu grupla birlikte Madımak Oteli önüne karanfil bıraktı.

Çelik, daha sonra Madımak Oteli önünde bulunan vatandaşların taleplerini dinleyerek onlarla bir süre sohbet etti.

KILIÇDAROĞLU: MADIMAK AYDINLANMA MÜZESİNE DÖNÜŞSÜN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur'' dedi.Kılıçdaroğlu, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, 17 yıl önce 2 Temmuzda yaşanan olayın bir insanlık dramı olduğunu belirti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, açıklamasında şunları dile getirdi: ''Aradan 17 yıl geçmesine rağmen yaraların kabuk bağladığını söyleyemeyiz. Yaraların kabuk bağlamamasının bir nedeni de bazı faillerin hala yakalanmamış olmasıdır. Yargılama sürecinde ciddi tartışmalar yaşandı. Yaşamını yitirenlerin aileleri, bu süreçle ilgili olarak kaygılarını ve acılarını henüz üstlerinden atmış değiller. Bu, çok vahim bir olay. Bu vahim olaya karşı bütün insanların ortak tavır alması gerekir.

Biz CHP olarak bu konuda da adımlar attık. Meclis'e teklifler verdik. Bu çerçevede, geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur. Öte yandan, 2 Temmuzun da aydınlanma günü olarak, geçmişin dramını yaşatmaktan çok geleceğe güvenle bakan bir toplum yaratmak, demokrasiyi içselleştiren, hak ve özgürlükleri geliştiren, bunun için çaba harcanmasının öngörüldüğü bir gün olarak anılması ve bunun, toplumun her kesimince sahiplenilmesi çok önemlidir.''

DSP GENEL BAŞKANI TÜRKER: KATLİAMIN PERDE ARKASINDA KİMLERİN OLDUĞU MUTLAKA ORTAYA ÇIKARTILMALIDIR

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Sivas olaylarının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını belirterek, ''Katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkarılmalıdır'' dedi.

Türker, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yayımladığı mesajda, olayın bazı faillerinin yakalandığını, organize edenlerin ise halen yakalanamadığını belirterek, şunları kaydetti:

''2 Temmuz 1993'te Madımak Otelinde yakılan aydınlarımızın, sanatçılarımızın acısını hala yüreğimizde taşıyoruz. Olayın üzerinden 17 yıl geçti. Ama yüreklerdeki yangın hala geçmedi. Katliamı gerçekleştirenlerin bazıları yakalanıp ceza aldı. Ama bu katliamı organize edenler hala yakalanamadı. Madımak'ta yaşananlar, aydınlarımıza yönelik hunharca bir eylem olmanın da ötesinde, demokratik laik Cumhuriyet'imize, devletimize, ulusal birliğimize, barış ve huzurumuza yönelik eylemdi. Bu nedenle, katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkartılmalıdır.''

Ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Madımak olayının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını kaydeden Türker, bu konuya partiler üstü bir yaklaşımla bakılması gerektiğini belirtti.

Türker, ''Bulunamamış olan diğer failler, organizatörler, tespit edilmeli, hukuk çerçevesinde gereken yapılmalı, gelecek nesillere, aydınlatılmamış bir Türkiye bırakılmamalıdır. Sivas katliamında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyor, bir daha bu tür katliamların yaşanmamasını, yüreklerimizin acıyla dolmamasını temenni ediyoruz'' dedi.

Sivas olaylarında hayatını kaybedenler, Madımak Oteli önünde düzenlenen törenle anıldı.

Ethem Bey Parkı önünde toplanan çok sayıda sivil toplum örgütü ve çeşitli siyasi partilerin üyeleri, kortej halinde yürüyerek sloganlarla olayların yaşandığı Madımak Oteli önüne geldi. Saygı duruşunun ardından otel önüne karanfil bırakıldı ve olayda hayatını kaybedenlerin isimleri okunarak ''burada'' diye karşılık verildi. Daha sonra olayda yaşamını yitirenlerin aileleri, Madımak Oteli'ne girdi. Bu sırada otel önünde kısa süreli karmaşa yaşandı. Otel içinde olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarının gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü.

Otel önünde düzenlenen programda konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, Madımak Otelinin müze olacağını söyleyerek, ''Bu devlet iki yüzlülükten kurtulmalıdır. Bizden özür dilemelidir. Sivaslılardan özür dilemelidir. Özür dileyen devlet küçülen devlet değildir. Aksine büyüyen devlettir. Bir kez daha bu tür katliamlar olmasın diye, biz 17 yıl değil, 170 yıl geçse de, nasıl ki Kerbela'yı unutmadık, burayı da unutmayacağız. İnşallah galip gelinceye kadar'' dedi.

SİVAS'TAKİ ANMA FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ

Olayın ardından o günkü TBMM'nin toplandığını, bir araştırma komisyonu kurduğunu ve rapor hazırladığını belirten Balkız,''O rapora göre meğer bütün suç, günah bizdeymiş'' dedi.

Dün yeni bir kanun çıkartıldığını, daha büyük bir Diyanet kurulduğunu söyleyen Balkız, ''Bütün partilerin milletvekillerinin verdiği oyla hayırlı olsun artık çok daha büyük bir Diyanetimiz var'' diye konuştu.

Taleplerinin herkesçe bilindiğini ifade eden Balkız, ''Bizim taleplerimizle ilgili, istemlerimizi Anayasa paketinin içerisine almayan AKP'nin oylamasında 'hayır' diyeceğiz'' ifadesini kullandı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise ''Katliam hala bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılmadı, devletin katliamdaki sorumluluğu, hukuki olarak tanımlanmadı. Katliamın karanlıkta kalmış gerçek failleri henüz bulunmadı'' dedi.

Madımak Oteli'nin müze olması gerektiğini savunan Gümüş, ''Buranın kamulaştırılması yetmez. Buranın mutlaka insanlık için ortak bir bellek oluşturması, bir daha yaşadığımız bu topraklarda benzer cinayetler, katliamlar yaşanmasın diye buranın müzeye dönüştürülmesi gerekir'' diye konuştu.

Türkiye'de her toplumun kendi fikriyle, kültürüyle özgürce yaşaması gerektiğini söyleyen Gümüş, ''Bizler yıllardır verdiğimiz mücadelede Alevi sorununa demokratik bir çözüm getirilmesini istiyoruz. Bunun başlangıçlarından bir tanesi Madımak Oteli'dir'' şeklinde konuştu.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Turgut Öker de Madımak Oteli'nin müze olmasını istedi.

Bu arada anma töreninde, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak, BDP milletvekilleri Osman Özçelik ve Şerafettin Halis ile organizasyona katılan bazı sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de etkinliğe katıldıkları anons edildi.

Konuşmaların ardından topluluk sessizce dağıldı.

-YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ-

Anma etkinliklerinde Sivas'taki polis mevcudunun yanı sıra ilçeler ve çevre illerden gelen 500 polis de görev aldı. Polis, güvenlik tedbirleri kapsamında MOBESE kameralarından da faydalandı. Anma etkinlikleri ve kortej yürüyüşü, MOBESE merkezinden izlendi. Madımak Oteli'nin çevresine ve Mevlana Caddesi'ne ilave MOBESE kameraları konuldu.

Madımak Oteli çevresindeki ve kortej yürüyüşü güzergahındaki çöp konteynerleri kaldırıldı, güzergahta araçların park etmesine izin verilmedi.

Ayrıca çevredeki bazı binaların çatılarına da keskin nişancıların yerleştirildiği görüldü. Etkinlik öncesinde kentte giriş çıkışlarda da polis ekipleri uygulama yaptı.

HÜKÜMETTEN KATILIM

Sivas olaylarının 17. yılında gerçekleştirilecek anma etkinliğine katılmak üzere özel ''ATA'' uçağı ile Sivas'a gelen Faruk Çelik, ilk olarak Valiliği ziyaret etti.

Bakan Çelik, buradan Vali Ali Kolat, bazı milletvekilleri, sivil toplum örgütü başkanları ve kurum temsilcileri ile kol kola yürüyerek Madımak Oteli'ne geçti.

Burada yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Bakan Çelik, 2 Temmuz 1993'ün tarihin acı günlerinden biri olduğunu belirterek, ''O gün sinsi odaklar, karanlık senaryolarını sahnelemek istediler. O gün hain mihraklar eti tırnaktan, tırnağı etten ayırmak istediler. O gün farklılıklarımızı istismar etmek suretiyle yüzlerce yıllık kardeşliğimizi kanla, gözyaşıyla sınadılar'' diye konuştu.

O günden bugüne tam 17 yıl geçtiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

''Biz o günü unutmadık, hayatlarını kaybedenleri anmak için bugün hep birlikte buradayız. Madımak Oteli'nde yaşanan acı hepimizin acısıdır. Tüm Türkiye'nin acısıdır. Bu olayın tarafı olamaz, bu olayın tarafı olmak aslında yangını söndürmemek demektir. Bir gerçek var. O gerçek şu. Ortada birliğimizi, dirliğimizi istemeyen unsurlar var. Ve burada hayatlarını kaybedenler var. Dolayısıyla bu işin tarafı yoktur, tarafları yoktur. Herkes, 73 milyon bir taraftadır. İnsanlık adına bir taraftadır. Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır. Evet ateş hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları, parmağı olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Hayatlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Müessir olayda yakınlarını kaybedenlerin acısını yürekten paylaşıyorum.''

Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım'' dedi.

Anadolu coğrafyasının binlerce yıldır barışın, kardeşliğin, hoşgörünün havzası olduğunu kaydetti. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi gönül fatihlerinin bu topraklarda filizlediğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

''Bu abide şahsiyetlerin dilinden dökülenler, kaleminden damlayanlar bizi birbirimize kaynaştırmıştır. Bu sebepledir ki değişik ırklardan, inançlardan, düşüncelerden insanlar bu topraklarda huzur içinde yaşamışlardır. Bu topraklar birlikte yaşama modelinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Anadolu keder, kader birliğinin adıdır. Bu birlikteliğimizi bozmayı defalarca sınadılar. Maraş'ta sınadılar, Çorum'da sınadılar, Sivas'ta sınadılar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bu milletin hamurunu Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli'ler yoğurdu. Bu hamuru ayrıştırmaya hiçbir bir karanlık odağın gücü yetmez, çünkü biz millet olarak aşure gibiyiz. Aşure binlerce yıllık kardeşliğimizi bir tas içinde simgeleştiren en güzel örnek değil mi? Birbirini değiştirme kaygısı gütmeden, birçok lezzet bir araya geliyor ve yeni bir tat ortaya çıkıyor. Üzüm üzümlüğünü, nohut nohutluğunu, fasulye fasulyeliğini, buğday buğdaylığını, kayısı kayısılığını koruyor. Ama hepsi bir araya geliyor ve bu coğrafyaya özgü aşureyi oluşturuyor. İşte Anadolu'nun özeti budur, Türkiye'nin özeti budur.''

''Biz Alevi'si ile Sünni'si ile tüm unsurlarıyla bu topraklara nakış nakış işlenmiş ve rengarenk Anadolu kilimini oluşturmuşuz'' diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:

''Aynı dertlerle dertlenmiş, aynı mutlulukları paylaşmışız. Kerbela'da birlikte susuz kalmış, Çanakkale'de yedi düvele karşı omuz omuza birlikte mücadele etmişiz. Ülkemizin birlik ve beraberliğini korumak için verdiğimiz şehitleri aynı bayrağa sarmış, aynı toprağa yan yana gömmüşüz. Ama hiçbir güç, hiçbir acı birlikteliğimizi, beraberliğimizi bozamadı. Biz müsaade etmediğimiz, hep beraber müsaade etmediğimiz sürece de birlikteliğimizi bozamayacaklardır. İşte bunun için 17 yıl önce toplumumuza yaşatılan o vahim olayı unutmayacağız ama kardeşliğimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. O olayı hatırladıkça daima kardeşliğimizi hatırlayacağız. Ve birbirimize her zamankinden daha sıkı sarılacağız. Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi 'daima bir, iri ve diri olacağız' Madımak'taki vahşeti bize yaşatanlara vereceğimiz en güzel cevap budur değerli kardeşlerim.''

-''GEÇMİŞTEKİ KARANLIK NOKTALAR...''-

17 yıl önce yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin ne yazık ki zihinlerdeki kuşkuları giderecek düzeyde aydınlatılamadığını ifade eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Alevi Bektaşi kardeşlerimizin sorunlarını, taleplerini ele aldığımız çalıştaylarda tüm katılımcılar bu durumu dile getirdi. Bunun üzerine yakın geçmişimizdeki karanlık kalan tüm noktaların araştırılması için TBMM'ye bir araştırma önergesi verildi. Çünkü geçmişteki karanlık noktaları aydınlattığımız oranda geleceğimiz de o kadar aydınlık olacaktır. Karanlık noktaların geleceğimizi de karartmasına müsaade etmemeliyiz. O günün hukuk ve demokrasi ortamında konuşmayanların bugün daha cesur olacağına inanıyorum. Artık Türkiye kronik sorunlarıyla yüzleşecek demokratik olgunluğa ve sorunlarını istismar eden odakların yakasına yapışacak hukuki ve siyasi kararlılığa sahiptir.''

-MADIMAK OTELİ'NİN KAMULAŞTIRILMASI ÇALIŞMALARI-

Yine çalıştaylarda öne çıkan bir konunun da Madımak Oteli'nin durumu olduğunu ifade eden Çelik, ''Bunun için de gerekli adımları attık. Sayın Valimizin başkanlığında, koordinasyonunda bu süreç yürümektedir. Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla birlikte 17 yıllık bir beklentiyi de gidermiş olacağız'' diye konuştu.

''Görünürdeki bütün bu sorunlar elbette çözülür. Nitekim bu meseleleri gelecek kuşaklara miras bırakma niyetinde değiliz'' diyen Çelik, şöyle devam etti:

''Komisyonlar çalışıyor, talepler neyse bu talepler karşılanacak. Yalnız bir kesimin değil, toplumun her alanda talepleri var. Yöneticilerin görevi bu taleplere cevap bulmaktır. Canla başla, samimi olarak bu sorunların çözümü için gayret ediyoruz. Ama hepimizin önceliği hoşgörü, sevgi ve barış ortamını daha da geliştirmek ve her şeyden önemlisi ön yargıları kırmak, zihinlerdeki Berlin duvarlarını ortadan kaldırmak olmalıdır. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım diyorum.''

-''DERDİMİZİN ÇARESİ YİNE BİZDEDİR''-

Sivas'ta barış, kardeşlik ve yatırıma müsait her türlü ortam olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

''Sivas ve Sivaslılar yanlış bir şekilde tanınmak ve anılmak istemiyorlar. Bu olaylar tabii ki telin edilecektir. Bunun gereği yerine getirilecektir ama Sivaslıların bu konudaki duruşları gayet net açık ve ortadır. Birlikten yanalar, dirlikten yanalar, kardeşlikten yanalar. Bizim derdimizin çaresi yine bizdedir Sivaslılar. Yaramızın ilacı da bizdedir. Birliğimizden rahatsız olanlara karşı birlik ve beraberliğimizi daha ileri taşıyacak adımları hep beraber atmalıyız diyorum. 2 Temmuz 1993'te hayatlarını kaybeden 37 vatandaşımızı bu otelin önünde saygıyla, rahmetle anıyorum. Bir daha Cenab-ı Hak'tan temenni ediyorum, niyaz ediyorum ki bu müessif olayları milletimize göstermesin. Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun diyorum.''

Bakan Çelik daha sonra Sivas Valisi Ali Kolat, AK Parti'li bazı milletvekilleri, Sivas Müftüsü Yusuf Şahin, Cem Vakfı Sivas Şube Başkanı Ali Rıza Kaçan ve bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu grupla birlikte Madımak Oteli önüne karanfil bıraktı.

Çelik, daha sonra Madımak Oteli önünde bulunan vatandaşların taleplerini dinleyerek onlarla bir süre sohbet etti.

KILIÇDAROĞLU: MADIMAK AYDINLANMA MÜZESİNE DÖNÜŞSÜN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur'' dedi.Kılıçdaroğlu, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, 17 yıl önce 2 Temmuzda yaşanan olayın bir insanlık dramı olduğunu belirti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, açıklamasında şunları dile getirdi: ''Aradan 17 yıl geçmesine rağmen yaraların kabuk bağladığını söyleyemeyiz. Yaraların kabuk bağlamamasının bir nedeni de bazı faillerin hala yakalanmamış olmasıdır. Yargılama sürecinde ciddi tartışmalar yaşandı. Yaşamını yitirenlerin aileleri, bu süreçle ilgili olarak kaygılarını ve acılarını henüz üstlerinden atmış değiller. Bu, çok vahim bir olay. Bu vahim olaya karşı bütün insanların ortak tavır alması gerekir.

Biz CHP olarak bu konuda da adımlar attık. Meclis'e teklifler verdik. Bu çerçevede, geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur. Öte yandan, 2 Temmuzun da aydınlanma günü olarak, geçmişin dramını yaşatmaktan çok geleceğe güvenle bakan bir toplum yaratmak, demokrasiyi içselleştiren, hak ve özgürlükleri geliştiren, bunun için çaba harcanmasının öngörüldüğü bir gün olarak anılması ve bunun, toplumun her kesimince sahiplenilmesi çok önemlidir.''

DSP GENEL BAŞKANI TÜRKER: KATLİAMIN PERDE ARKASINDA KİMLERİN OLDUĞU MUTLAKA ORTAYA ÇIKARTILMALIDIR

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Sivas olaylarının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını belirterek, ''Katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkarılmalıdır'' dedi.

Türker, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yayımladığı mesajda, olayın bazı faillerinin yakalandığını, organize edenlerin ise halen yakalanamadığını belirterek, şunları kaydetti:

''2 Temmuz 1993'te Madımak Otelinde yakılan aydınlarımızın, sanatçılarımızın acısını hala yüreğimizde taşıyoruz. Olayın üzerinden 17 yıl geçti. Ama yüreklerdeki yangın hala geçmedi. Katliamı gerçekleştirenlerin bazıları yakalanıp ceza aldı. Ama bu katliamı organize edenler hala yakalanamadı. Madımak'ta yaşananlar, aydınlarımıza yönelik hunharca bir eylem olmanın da ötesinde, demokratik laik Cumhuriyet'imize, devletimize, ulusal birliğimize, barış ve huzurumuza yönelik eylemdi. Bu nedenle, katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkartılmalıdır.''

Ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Madımak olayının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını kaydeden Türker, bu konuya partiler üstü bir yaklaşımla bakılması gerektiğini belirtti.

Türker, ''Bulunamamış olan diğer failler, organizatörler, tespit edilmeli, hukuk çerçevesinde gereken yapılmalı, gelecek nesillere, aydınlatılmamış bir Türkiye bırakılmamalıdır. Sivas katliamında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyor, bir daha bu tür katliamların yaşanmamasını, yüreklerimizin acıyla dolmamasını temenni ediyoruz'' dedi.

Sivas olaylarında hayatını kaybedenler, Madımak Oteli önünde düzenlenen törenle anıldı.

Ethem Bey Parkı önünde toplanan çok sayıda sivil toplum örgütü ve çeşitli siyasi partilerin üyeleri, kortej halinde yürüyerek sloganlarla olayların yaşandığı Madımak Oteli önüne geldi. Saygı duruşunun ardından otel önüne karanfil bırakıldı ve olayda hayatını kaybedenlerin isimleri okunarak ''burada'' diye karşılık verildi. Daha sonra olayda yaşamını yitirenlerin aileleri, Madımak Oteli'ne girdi. Bu sırada otel önünde kısa süreli karmaşa yaşandı. Otel içinde olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarının gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü.

Otel önünde düzenlenen programda konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, Madımak Otelinin müze olacağını söyleyerek, ''Bu devlet iki yüzlülükten kurtulmalıdır. Bizden özür dilemelidir. Sivaslılardan özür dilemelidir. Özür dileyen devlet küçülen devlet değildir. Aksine büyüyen devlettir. Bir kez daha bu tür katliamlar olmasın diye, biz 17 yıl değil, 170 yıl geçse de, nasıl ki Kerbela'yı unutmadık, burayı da unutmayacağız. İnşallah galip gelinceye kadar'' dedi.

SİVAS'TAKİ ANMA FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ

Olayın ardından o günkü TBMM'nin toplandığını, bir araştırma komisyonu kurduğunu ve rapor hazırladığını belirten Balkız,''O rapora göre meğer bütün suç, günah bizdeymiş'' dedi.

Dün yeni bir kanun çıkartıldığını, daha büyük bir Diyanet kurulduğunu söyleyen Balkız, ''Bütün partilerin milletvekillerinin verdiği oyla hayırlı olsun artık çok daha büyük bir Diyanetimiz var'' diye konuştu.

Taleplerinin herkesçe bilindiğini ifade eden Balkız, ''Bizim taleplerimizle ilgili, istemlerimizi Anayasa paketinin içerisine almayan AKP'nin oylamasında 'hayır' diyeceğiz'' ifadesini kullandı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise ''Katliam hala bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılmadı, devletin katliamdaki sorumluluğu, hukuki olarak tanımlanmadı. Katliamın karanlıkta kalmış gerçek failleri henüz bulunmadı'' dedi.

Madımak Oteli'nin müze olması gerektiğini savunan Gümüş, ''Buranın kamulaştırılması yetmez. Buranın mutlaka insanlık için ortak bir bellek oluşturması, bir daha yaşadığımız bu topraklarda benzer cinayetler, katliamlar yaşanmasın diye buranın müzeye dönüştürülmesi gerekir'' diye konuştu.

Türkiye'de her toplumun kendi fikriyle, kültürüyle özgürce yaşaması gerektiğini söyleyen Gümüş, ''Bizler yıllardır verdiğimiz mücadelede Alevi sorununa demokratik bir çözüm getirilmesini istiyoruz. Bunun başlangıçlarından bir tanesi Madımak Oteli'dir'' şeklinde konuştu.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Turgut Öker de Madımak Oteli'nin müze olmasını istedi.

Bu arada anma töreninde, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak, BDP milletvekilleri Osman Özçelik ve Şerafettin Halis ile organizasyona katılan bazı sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de etkinliğe katıldıkları anons edildi.

Konuşmaların ardından topluluk sessizce dağıldı.

-YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ-

Anma etkinliklerinde Sivas'taki polis mevcudunun yanı sıra ilçeler ve çevre illerden gelen 500 polis de görev aldı. Polis, güvenlik tedbirleri kapsamında MOBESE kameralarından da faydalandı. Anma etkinlikleri ve kortej yürüyüşü, MOBESE merkezinden izlendi. Madımak Oteli'nin çevresine ve Mevlana Caddesi'ne ilave MOBESE kameraları konuldu.

Madımak Oteli çevresindeki ve kortej yürüyüşü güzergahındaki çöp konteynerleri kaldırıldı, güzergahta araçların park etmesine izin verilmedi.

Ayrıca çevredeki bazı binaların çatılarına da keskin nişancıların yerleştirildiği görüldü. Etkinlik öncesinde kentte giriş çıkışlarda da polis ekipleri uygulama yaptı.

HÜKÜMETTEN KATILIM

Sivas olaylarının 17. yılında gerçekleştirilecek anma etkinliğine katılmak üzere özel ''ATA'' uçağı ile Sivas'a gelen Faruk Çelik, ilk olarak Valiliği ziyaret etti.

Bakan Çelik, buradan Vali Ali Kolat, bazı milletvekilleri, sivil toplum örgütü başkanları ve kurum temsilcileri ile kol kola yürüyerek Madımak Oteli'ne geçti.

Burada yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Bakan Çelik, 2 Temmuz 1993'ün tarihin acı günlerinden biri olduğunu belirterek, ''O gün sinsi odaklar, karanlık senaryolarını sahnelemek istediler. O gün hain mihraklar eti tırnaktan, tırnağı etten ayırmak istediler. O gün farklılıklarımızı istismar etmek suretiyle yüzlerce yıllık kardeşliğimizi kanla, gözyaşıyla sınadılar'' diye konuştu.

O günden bugüne tam 17 yıl geçtiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

''Biz o günü unutmadık, hayatlarını kaybedenleri anmak için bugün hep birlikte buradayız. Madımak Oteli'nde yaşanan acı hepimizin acısıdır. Tüm Türkiye'nin acısıdır. Bu olayın tarafı olamaz, bu olayın tarafı olmak aslında yangını söndürmemek demektir. Bir gerçek var. O gerçek şu. Ortada birliğimizi, dirliğimizi istemeyen unsurlar var. Ve burada hayatlarını kaybedenler var. Dolayısıyla bu işin tarafı yoktur, tarafları yoktur. Herkes, 73 milyon bir taraftadır. İnsanlık adına bir taraftadır. Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır. Evet ateş hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları, parmağı olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Hayatlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Müessir olayda yakınlarını kaybedenlerin acısını yürekten paylaşıyorum.''

Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım'' dedi.

Anadolu coğrafyasının binlerce yıldır barışın, kardeşliğin, hoşgörünün havzası olduğunu kaydetti. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi gönül fatihlerinin bu topraklarda filizlediğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

''Bu abide şahsiyetlerin dilinden dökülenler, kaleminden damlayanlar bizi birbirimize kaynaştırmıştır. Bu sebepledir ki değişik ırklardan, inançlardan, düşüncelerden insanlar bu topraklarda huzur içinde yaşamışlardır. Bu topraklar birlikte yaşama modelinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Anadolu keder, kader birliğinin adıdır. Bu birlikteliğimizi bozmayı defalarca sınadılar. Maraş'ta sınadılar, Çorum'da sınadılar, Sivas'ta sınadılar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bu milletin hamurunu Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli'ler yoğurdu. Bu hamuru ayrıştırmaya hiçbir bir karanlık odağın gücü yetmez, çünkü biz millet olarak aşure gibiyiz. Aşure binlerce yıllık kardeşliğimizi bir tas içinde simgeleştiren en güzel örnek değil mi? Birbirini değiştirme kaygısı gütmeden, birçok lezzet bir araya geliyor ve yeni bir tat ortaya çıkıyor. Üzüm üzümlüğünü, nohut nohutluğunu, fasulye fasulyeliğini, buğday buğdaylığını, kayısı kayısılığını koruyor. Ama hepsi bir araya geliyor ve bu coğrafyaya özgü aşureyi oluşturuyor. İşte Anadolu'nun özeti budur, Türkiye'nin özeti budur.''

''Biz Alevi'si ile Sünni'si ile tüm unsurlarıyla bu topraklara nakış nakış işlenmiş ve rengarenk Anadolu kilimini oluşturmuşuz'' diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:

''Aynı dertlerle dertlenmiş, aynı mutlulukları paylaşmışız. Kerbela'da birlikte susuz kalmış, Çanakkale'de yedi düvele karşı omuz omuza birlikte mücadele etmişiz. Ülkemizin birlik ve beraberliğini korumak için verdiğimiz şehitleri aynı bayrağa sarmış, aynı toprağa yan yana gömmüşüz. Ama hiçbir güç, hiçbir acı birlikteliğimizi, beraberliğimizi bozamadı. Biz müsaade etmediğimiz, hep beraber müsaade etmediğimiz sürece de birlikteliğimizi bozamayacaklardır. İşte bunun için 17 yıl önce toplumumuza yaşatılan o vahim olayı unutmayacağız ama kardeşliğimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. O olayı hatırladıkça daima kardeşliğimizi hatırlayacağız. Ve birbirimize her zamankinden daha sıkı sarılacağız. Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi 'daima bir, iri ve diri olacağız' Madımak'taki vahşeti bize yaşatanlara vereceğimiz en güzel cevap budur değerli kardeşlerim.''

-''GEÇMİŞTEKİ KARANLIK NOKTALAR...''-

17 yıl önce yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin ne yazık ki zihinlerdeki kuşkuları giderecek düzeyde aydınlatılamadığını ifade eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Alevi Bektaşi kardeşlerimizin sorunlarını, taleplerini ele aldığımız çalıştaylarda tüm katılımcılar bu durumu dile getirdi. Bunun üzerine yakın geçmişimizdeki karanlık kalan tüm noktaların araştırılması için TBMM'ye bir araştırma önergesi verildi. Çünkü geçmişteki karanlık noktaları aydınlattığımız oranda geleceğimiz de o kadar aydınlık olacaktır. Karanlık noktaların geleceğimizi de karartmasına müsaade etmemeliyiz. O günün hukuk ve demokrasi ortamında konuşmayanların bugün daha cesur olacağına inanıyorum. Artık Türkiye kronik sorunlarıyla yüzleşecek demokratik olgunluğa ve sorunlarını istismar eden odakların yakasına yapışacak hukuki ve siyasi kararlılığa sahiptir.''

-MADIMAK OTELİ'NİN KAMULAŞTIRILMASI ÇALIŞMALARI-

Yine çalıştaylarda öne çıkan bir konunun da Madımak Oteli'nin durumu olduğunu ifade eden Çelik, ''Bunun için de gerekli adımları attık. Sayın Valimizin başkanlığında, koordinasyonunda bu süreç yürümektedir. Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla birlikte 17 yıllık bir beklentiyi de gidermiş olacağız'' diye konuştu.

''Görünürdeki bütün bu sorunlar elbette çözülür. Nitekim bu meseleleri gelecek kuşaklara miras bırakma niyetinde değiliz'' diyen Çelik, şöyle devam etti:

''Komisyonlar çalışıyor, talepler neyse bu talepler karşılanacak. Yalnız bir kesimin değil, toplumun her alanda talepleri var. Yöneticilerin görevi bu taleplere cevap bulmaktır. Canla başla, samimi olarak bu sorunların çözümü için gayret ediyoruz. Ama hepimizin önceliği hoşgörü, sevgi ve barış ortamını daha da geliştirmek ve her şeyden önemlisi ön yargıları kırmak, zihinlerdeki Berlin duvarlarını ortadan kaldırmak olmalıdır. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım diyorum.''

-''DERDİMİZİN ÇARESİ YİNE BİZDEDİR''-

Sivas'ta barış, kardeşlik ve yatırıma müsait her türlü ortam olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

''Sivas ve Sivaslılar yanlış bir şekilde tanınmak ve anılmak istemiyorlar. Bu olaylar tabii ki telin edilecektir. Bunun gereği yerine getirilecektir ama Sivaslıların bu konudaki duruşları gayet net açık ve ortadır. Birlikten yanalar, dirlikten yanalar, kardeşlikten yanalar. Bizim derdimizin çaresi yine bizdedir Sivaslılar. Yaramızın ilacı da bizdedir. Birliğimizden rahatsız olanlara karşı birlik ve beraberliğimizi daha ileri taşıyacak adımları hep beraber atmalıyız diyorum. 2 Temmuz 1993'te hayatlarını kaybeden 37 vatandaşımızı bu otelin önünde saygıyla, rahmetle anıyorum. Bir daha Cenab-ı Hak'tan temenni ediyorum, niyaz ediyorum ki bu müessif olayları milletimize göstermesin. Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun diyorum.''

Bakan Çelik daha sonra Sivas Valisi Ali Kolat, AK Parti'li bazı milletvekilleri, Sivas Müftüsü Yusuf Şahin, Cem Vakfı Sivas Şube Başkanı Ali Rıza Kaçan ve bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu grupla birlikte Madımak Oteli önüne karanfil bıraktı.

Çelik, daha sonra Madımak Oteli önünde bulunan vatandaşların taleplerini dinleyerek onlarla bir süre sohbet etti.

KILIÇDAROĞLU: MADIMAK AYDINLANMA MÜZESİNE DÖNÜŞSÜN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur'' dedi.Kılıçdaroğlu, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, 17 yıl önce 2 Temmuzda yaşanan olayın bir insanlık dramı olduğunu belirti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, açıklamasında şunları dile getirdi: ''Aradan 17 yıl geçmesine rağmen yaraların kabuk bağladığını söyleyemeyiz. Yaraların kabuk bağlamamasının bir nedeni de bazı faillerin hala yakalanmamış olmasıdır. Yargılama sürecinde ciddi tartışmalar yaşandı. Yaşamını yitirenlerin aileleri, bu süreçle ilgili olarak kaygılarını ve acılarını henüz üstlerinden atmış değiller. Bu, çok vahim bir olay. Bu vahim olaya karşı bütün insanların ortak tavır alması gerekir.

Biz CHP olarak bu konuda da adımlar attık. Meclis'e teklifler verdik. Bu çerçevede, geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur. Öte yandan, 2 Temmuzun da aydınlanma günü olarak, geçmişin dramını yaşatmaktan çok geleceğe güvenle bakan bir toplum yaratmak, demokrasiyi içselleştiren, hak ve özgürlükleri geliştiren, bunun için çaba harcanmasının öngörüldüğü bir gün olarak anılması ve bunun, toplumun her kesimince sahiplenilmesi çok önemlidir.''

DSP GENEL BAŞKANI TÜRKER: KATLİAMIN PERDE ARKASINDA KİMLERİN OLDUĞU MUTLAKA ORTAYA ÇIKARTILMALIDIR

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Sivas olaylarının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını belirterek, ''Katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkarılmalıdır'' dedi.

Türker, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yayımladığı mesajda, olayın bazı faillerinin yakalandığını, organize edenlerin ise halen yakalanamadığını belirterek, şunları kaydetti:

''2 Temmuz 1993'te Madımak Otelinde yakılan aydınlarımızın, sanatçılarımızın acısını hala yüreğimizde taşıyoruz. Olayın üzerinden 17 yıl geçti. Ama yüreklerdeki yangın hala geçmedi. Katliamı gerçekleştirenlerin bazıları yakalanıp ceza aldı. Ama bu katliamı organize edenler hala yakalanamadı. Madımak'ta yaşananlar, aydınlarımıza yönelik hunharca bir eylem olmanın da ötesinde, demokratik laik Cumhuriyet'imize, devletimize, ulusal birliğimize, barış ve huzurumuza yönelik eylemdi. Bu nedenle, katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkartılmalıdır.''

Ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Madımak olayının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını kaydeden Türker, bu konuya partiler üstü bir yaklaşımla bakılması gerektiğini belirtti.

Türker, ''Bulunamamış olan diğer failler, organizatörler, tespit edilmeli, hukuk çerçevesinde gereken yapılmalı, gelecek nesillere, aydınlatılmamış bir Türkiye bırakılmamalıdır. Sivas katliamında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyor, bir daha bu tür katliamların yaşanmamasını, yüreklerimizin acıyla dolmamasını temenni ediyoruz'' dedi.

Sivas olaylarında hayatını kaybedenler, Madımak Oteli önünde düzenlenen törenle anıldı.

Ethem Bey Parkı önünde toplanan çok sayıda sivil toplum örgütü ve çeşitli siyasi partilerin üyeleri, kortej halinde yürüyerek sloganlarla olayların yaşandığı Madımak Oteli önüne geldi. Saygı duruşunun ardından otel önüne karanfil bırakıldı ve olayda hayatını kaybedenlerin isimleri okunarak ''burada'' diye karşılık verildi. Daha sonra olayda yaşamını yitirenlerin aileleri, Madımak Oteli'ne girdi. Bu sırada otel önünde kısa süreli karmaşa yaşandı. Otel içinde olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarının gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü.

Otel önünde düzenlenen programda konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, Madımak Otelinin müze olacağını söyleyerek, ''Bu devlet iki yüzlülükten kurtulmalıdır. Bizden özür dilemelidir. Sivaslılardan özür dilemelidir. Özür dileyen devlet küçülen devlet değildir. Aksine büyüyen devlettir. Bir kez daha bu tür katliamlar olmasın diye, biz 17 yıl değil, 170 yıl geçse de, nasıl ki Kerbela'yı unutmadık, burayı da unutmayacağız. İnşallah galip gelinceye kadar'' dedi.

SİVAS'TAKİ ANMA FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ

Olayın ardından o günkü TBMM'nin toplandığını, bir araştırma komisyonu kurduğunu ve rapor hazırladığını belirten Balkız,''O rapora göre meğer bütün suç, günah bizdeymiş'' dedi.

Dün yeni bir kanun çıkartıldığını, daha büyük bir Diyanet kurulduğunu söyleyen Balkız, ''Bütün partilerin milletvekillerinin verdiği oyla hayırlı olsun artık çok daha büyük bir Diyanetimiz var'' diye konuştu.

Taleplerinin herkesçe bilindiğini ifade eden Balkız, ''Bizim taleplerimizle ilgili, istemlerimizi Anayasa paketinin içerisine almayan AKP'nin oylamasında 'hayır' diyeceğiz'' ifadesini kullandı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise ''Katliam hala bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılmadı, devletin katliamdaki sorumluluğu, hukuki olarak tanımlanmadı. Katliamın karanlıkta kalmış gerçek failleri henüz bulunmadı'' dedi.

Madımak Oteli'nin müze olması gerektiğini savunan Gümüş, ''Buranın kamulaştırılması yetmez. Buranın mutlaka insanlık için ortak bir bellek oluşturması, bir daha yaşadığımız bu topraklarda benzer cinayetler, katliamlar yaşanmasın diye buranın müzeye dönüştürülmesi gerekir'' diye konuştu.

Türkiye'de her toplumun kendi fikriyle, kültürüyle özgürce yaşaması gerektiğini söyleyen Gümüş, ''Bizler yıllardır verdiğimiz mücadelede Alevi sorununa demokratik bir çözüm getirilmesini istiyoruz. Bunun başlangıçlarından bir tanesi Madımak Oteli'dir'' şeklinde konuştu.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Turgut Öker de Madımak Oteli'nin müze olmasını istedi.

Bu arada anma töreninde, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak, BDP milletvekilleri Osman Özçelik ve Şerafettin Halis ile organizasyona katılan bazı sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de etkinliğe katıldıkları anons edildi.

Konuşmaların ardından topluluk sessizce dağıldı.

-YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ-

Anma etkinliklerinde Sivas'taki polis mevcudunun yanı sıra ilçeler ve çevre illerden gelen 500 polis de görev aldı. Polis, güvenlik tedbirleri kapsamında MOBESE kameralarından da faydalandı. Anma etkinlikleri ve kortej yürüyüşü, MOBESE merkezinden izlendi. Madımak Oteli'nin çevresine ve Mevlana Caddesi'ne ilave MOBESE kameraları konuldu.

Madımak Oteli çevresindeki ve kortej yürüyüşü güzergahındaki çöp konteynerleri kaldırıldı, güzergahta araçların park etmesine izin verilmedi.

Ayrıca çevredeki bazı binaların çatılarına da keskin nişancıların yerleştirildiği görüldü. Etkinlik öncesinde kentte giriş çıkışlarda da polis ekipleri uygulama yaptı.

HÜKÜMETTEN KATILIM

Sivas olaylarının 17. yılında gerçekleştirilecek anma etkinliğine katılmak üzere özel ''ATA'' uçağı ile Sivas'a gelen Faruk Çelik, ilk olarak Valiliği ziyaret etti.

Bakan Çelik, buradan Vali Ali Kolat, bazı milletvekilleri, sivil toplum örgütü başkanları ve kurum temsilcileri ile kol kola yürüyerek Madımak Oteli'ne geçti.

Burada yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Bakan Çelik, 2 Temmuz 1993'ün tarihin acı günlerinden biri olduğunu belirterek, ''O gün sinsi odaklar, karanlık senaryolarını sahnelemek istediler. O gün hain mihraklar eti tırnaktan, tırnağı etten ayırmak istediler. O gün farklılıklarımızı istismar etmek suretiyle yüzlerce yıllık kardeşliğimizi kanla, gözyaşıyla sınadılar'' diye konuştu.

O günden bugüne tam 17 yıl geçtiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

''Biz o günü unutmadık, hayatlarını kaybedenleri anmak için bugün hep birlikte buradayız. Madımak Oteli'nde yaşanan acı hepimizin acısıdır. Tüm Türkiye'nin acısıdır. Bu olayın tarafı olamaz, bu olayın tarafı olmak aslında yangını söndürmemek demektir. Bir gerçek var. O gerçek şu. Ortada birliğimizi, dirliğimizi istemeyen unsurlar var. Ve burada hayatlarını kaybedenler var. Dolayısıyla bu işin tarafı yoktur, tarafları yoktur. Herkes, 73 milyon bir taraftadır. İnsanlık adına bir taraftadır. Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır. Evet ateş hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları, parmağı olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Hayatlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Müessir olayda yakınlarını kaybedenlerin acısını yürekten paylaşıyorum.''

Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım'' dedi.

Anadolu coğrafyasının binlerce yıldır barışın, kardeşliğin, hoşgörünün havzası olduğunu kaydetti. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi gönül fatihlerinin bu topraklarda filizlediğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

''Bu abide şahsiyetlerin dilinden dökülenler, kaleminden damlayanlar bizi birbirimize kaynaştırmıştır. Bu sebepledir ki değişik ırklardan, inançlardan, düşüncelerden insanlar bu topraklarda huzur içinde yaşamışlardır. Bu topraklar birlikte yaşama modelinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Anadolu keder, kader birliğinin adıdır. Bu birlikteliğimizi bozmayı defalarca sınadılar. Maraş'ta sınadılar, Çorum'da sınadılar, Sivas'ta sınadılar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bu milletin hamurunu Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli'ler yoğurdu. Bu hamuru ayrıştırmaya hiçbir bir karanlık odağın gücü yetmez, çünkü biz millet olarak aşure gibiyiz. Aşure binlerce yıllık kardeşliğimizi bir tas içinde simgeleştiren en güzel örnek değil mi? Birbirini değiştirme kaygısı gütmeden, birçok lezzet bir araya geliyor ve yeni bir tat ortaya çıkıyor. Üzüm üzümlüğünü, nohut nohutluğunu, fasulye fasulyeliğini, buğday buğdaylığını, kayısı kayısılığını koruyor. Ama hepsi bir araya geliyor ve bu coğrafyaya özgü aşureyi oluşturuyor. İşte Anadolu'nun özeti budur, Türkiye'nin özeti budur.''

''Biz Alevi'si ile Sünni'si ile tüm unsurlarıyla bu topraklara nakış nakış işlenmiş ve rengarenk Anadolu kilimini oluşturmuşuz'' diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:

''Aynı dertlerle dertlenmiş, aynı mutlulukları paylaşmışız. Kerbela'da birlikte susuz kalmış, Çanakkale'de yedi düvele karşı omuz omuza birlikte mücadele etmişiz. Ülkemizin birlik ve beraberliğini korumak için verdiğimiz şehitleri aynı bayrağa sarmış, aynı toprağa yan yana gömmüşüz. Ama hiçbir güç, hiçbir acı birlikteliğimizi, beraberliğimizi bozamadı. Biz müsaade etmediğimiz, hep beraber müsaade etmediğimiz sürece de birlikteliğimizi bozamayacaklardır. İşte bunun için 17 yıl önce toplumumuza yaşatılan o vahim olayı unutmayacağız ama kardeşliğimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. O olayı hatırladıkça daima kardeşliğimizi hatırlayacağız. Ve birbirimize her zamankinden daha sıkı sarılacağız. Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi 'daima bir, iri ve diri olacağız' Madımak'taki vahşeti bize yaşatanlara vereceğimiz en güzel cevap budur değerli kardeşlerim.''

-''GEÇMİŞTEKİ KARANLIK NOKTALAR...''-

17 yıl önce yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin ne yazık ki zihinlerdeki kuşkuları giderecek düzeyde aydınlatılamadığını ifade eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Alevi Bektaşi kardeşlerimizin sorunlarını, taleplerini ele aldığımız çalıştaylarda tüm katılımcılar bu durumu dile getirdi. Bunun üzerine yakın geçmişimizdeki karanlık kalan tüm noktaların araştırılması için TBMM'ye bir araştırma önergesi verildi. Çünkü geçmişteki karanlık noktaları aydınlattığımız oranda geleceğimiz de o kadar aydınlık olacaktır. Karanlık noktaların geleceğimizi de karartmasına müsaade etmemeliyiz. O günün hukuk ve demokrasi ortamında konuşmayanların bugün daha cesur olacağına inanıyorum. Artık Türkiye kronik sorunlarıyla yüzleşecek demokratik olgunluğa ve sorunlarını istismar eden odakların yakasına yapışacak hukuki ve siyasi kararlılığa sahiptir.''

-MADIMAK OTELİ'NİN KAMULAŞTIRILMASI ÇALIŞMALARI-

Yine çalıştaylarda öne çıkan bir konunun da Madımak Oteli'nin durumu olduğunu ifade eden Çelik, ''Bunun için de gerekli adımları attık. Sayın Valimizin başkanlığında, koordinasyonunda bu süreç yürümektedir. Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla birlikte 17 yıllık bir beklentiyi de gidermiş olacağız'' diye konuştu.

''Görünürdeki bütün bu sorunlar elbette çözülür. Nitekim bu meseleleri gelecek kuşaklara miras bırakma niyetinde değiliz'' diyen Çelik, şöyle devam etti:

''Komisyonlar çalışıyor, talepler neyse bu talepler karşılanacak. Yalnız bir kesimin değil, toplumun her alanda talepleri var. Yöneticilerin görevi bu taleplere cevap bulmaktır. Canla başla, samimi olarak bu sorunların çözümü için gayret ediyoruz. Ama hepimizin önceliği hoşgörü, sevgi ve barış ortamını daha da geliştirmek ve her şeyden önemlisi ön yargıları kırmak, zihinlerdeki Berlin duvarlarını ortadan kaldırmak olmalıdır. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım diyorum.''

-''DERDİMİZİN ÇARESİ YİNE BİZDEDİR''-

Sivas'ta barış, kardeşlik ve yatırıma müsait her türlü ortam olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

''Sivas ve Sivaslılar yanlış bir şekilde tanınmak ve anılmak istemiyorlar. Bu olaylar tabii ki telin edilecektir. Bunun gereği yerine getirilecektir ama Sivaslıların bu konudaki duruşları gayet net açık ve ortadır. Birlikten yanalar, dirlikten yanalar, kardeşlikten yanalar. Bizim derdimizin çaresi yine bizdedir Sivaslılar. Yaramızın ilacı da bizdedir. Birliğimizden rahatsız olanlara karşı birlik ve beraberliğimizi daha ileri taşıyacak adımları hep beraber atmalıyız diyorum. 2 Temmuz 1993'te hayatlarını kaybeden 37 vatandaşımızı bu otelin önünde saygıyla, rahmetle anıyorum. Bir daha Cenab-ı Hak'tan temenni ediyorum, niyaz ediyorum ki bu müessif olayları milletimize göstermesin. Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun diyorum.''

Bakan Çelik daha sonra Sivas Valisi Ali Kolat, AK Parti'li bazı milletvekilleri, Sivas Müftüsü Yusuf Şahin, Cem Vakfı Sivas Şube Başkanı Ali Rıza Kaçan ve bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu grupla birlikte Madımak Oteli önüne karanfil bıraktı.

Çelik, daha sonra Madımak Oteli önünde bulunan vatandaşların taleplerini dinleyerek onlarla bir süre sohbet etti.

KILIÇDAROĞLU: MADIMAK AYDINLANMA MÜZESİNE DÖNÜŞSÜN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur'' dedi.Kılıçdaroğlu, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, 17 yıl önce 2 Temmuzda yaşanan olayın bir insanlık dramı olduğunu belirti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, açıklamasında şunları dile getirdi: ''Aradan 17 yıl geçmesine rağmen yaraların kabuk bağladığını söyleyemeyiz. Yaraların kabuk bağlamamasının bir nedeni de bazı faillerin hala yakalanmamış olmasıdır. Yargılama sürecinde ciddi tartışmalar yaşandı. Yaşamını yitirenlerin aileleri, bu süreçle ilgili olarak kaygılarını ve acılarını henüz üstlerinden atmış değiller. Bu, çok vahim bir olay. Bu vahim olaya karşı bütün insanların ortak tavır alması gerekir.

Biz CHP olarak bu konuda da adımlar attık. Meclis'e teklifler verdik. Bu çerçevede, geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur. Öte yandan, 2 Temmuzun da aydınlanma günü olarak, geçmişin dramını yaşatmaktan çok geleceğe güvenle bakan bir toplum yaratmak, demokrasiyi içselleştiren, hak ve özgürlükleri geliştiren, bunun için çaba harcanmasının öngörüldüğü bir gün olarak anılması ve bunun, toplumun her kesimince sahiplenilmesi çok önemlidir.''

DSP GENEL BAŞKANI TÜRKER: KATLİAMIN PERDE ARKASINDA KİMLERİN OLDUĞU MUTLAKA ORTAYA ÇIKARTILMALIDIR

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Sivas olaylarının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını belirterek, ''Katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkarılmalıdır'' dedi.

Türker, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yayımladığı mesajda, olayın bazı faillerinin yakalandığını, organize edenlerin ise halen yakalanamadığını belirterek, şunları kaydetti:

''2 Temmuz 1993'te Madımak Otelinde yakılan aydınlarımızın, sanatçılarımızın acısını hala yüreğimizde taşıyoruz. Olayın üzerinden 17 yıl geçti. Ama yüreklerdeki yangın hala geçmedi. Katliamı gerçekleştirenlerin bazıları yakalanıp ceza aldı. Ama bu katliamı organize edenler hala yakalanamadı. Madımak'ta yaşananlar, aydınlarımıza yönelik hunharca bir eylem olmanın da ötesinde, demokratik laik Cumhuriyet'imize, devletimize, ulusal birliğimize, barış ve huzurumuza yönelik eylemdi. Bu nedenle, katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkartılmalıdır.''

Ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Madımak olayının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını kaydeden Türker, bu konuya partiler üstü bir yaklaşımla bakılması gerektiğini belirtti.

Türker, ''Bulunamamış olan diğer failler, organizatörler, tespit edilmeli, hukuk çerçevesinde gereken yapılmalı, gelecek nesillere, aydınlatılmamış bir Türkiye bırakılmamalıdır. Sivas katliamında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyor, bir daha bu tür katliamların yaşanmamasını, yüreklerimizin acıyla dolmamasını temenni ediyoruz'' dedi.

Sivas olaylarında hayatını kaybedenler, Madımak Oteli önünde düzenlenen törenle anıldı.

Ethem Bey Parkı önünde toplanan çok sayıda sivil toplum örgütü ve çeşitli siyasi partilerin üyeleri, kortej halinde yürüyerek sloganlarla olayların yaşandığı Madımak Oteli önüne geldi. Saygı duruşunun ardından otel önüne karanfil bırakıldı ve olayda hayatını kaybedenlerin isimleri okunarak ''burada'' diye karşılık verildi. Daha sonra olayda yaşamını yitirenlerin aileleri, Madımak Oteli'ne girdi. Bu sırada otel önünde kısa süreli karmaşa yaşandı. Otel içinde olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarının gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü.

Otel önünde düzenlenen programda konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, Madımak Otelinin müze olacağını söyleyerek, ''Bu devlet iki yüzlülükten kurtulmalıdır. Bizden özür dilemelidir. Sivaslılardan özür dilemelidir. Özür dileyen devlet küçülen devlet değildir. Aksine büyüyen devlettir. Bir kez daha bu tür katliamlar olmasın diye, biz 17 yıl değil, 170 yıl geçse de, nasıl ki Kerbela'yı unutmadık, burayı da unutmayacağız. İnşallah galip gelinceye kadar'' dedi.

SİVAS'TAKİ ANMA FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ

Olayın ardından o günkü TBMM'nin toplandığını, bir araştırma komisyonu kurduğunu ve rapor hazırladığını belirten Balkız,''O rapora göre meğer bütün suç, günah bizdeymiş'' dedi.

Dün yeni bir kanun çıkartıldığını, daha büyük bir Diyanet kurulduğunu söyleyen Balkız, ''Bütün partilerin milletvekillerinin verdiği oyla hayırlı olsun artık çok daha büyük bir Diyanetimiz var'' diye konuştu.

Taleplerinin herkesçe bilindiğini ifade eden Balkız, ''Bizim taleplerimizle ilgili, istemlerimizi Anayasa paketinin içerisine almayan AKP'nin oylamasında 'hayır' diyeceğiz'' ifadesini kullandı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise ''Katliam hala bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılmadı, devletin katliamdaki sorumluluğu, hukuki olarak tanımlanmadı. Katliamın karanlıkta kalmış gerçek failleri henüz bulunmadı'' dedi.

Madımak Oteli'nin müze olması gerektiğini savunan Gümüş, ''Buranın kamulaştırılması yetmez. Buranın mutlaka insanlık için ortak bir bellek oluşturması, bir daha yaşadığımız bu topraklarda benzer cinayetler, katliamlar yaşanmasın diye buranın müzeye dönüştürülmesi gerekir'' diye konuştu.

Türkiye'de her toplumun kendi fikriyle, kültürüyle özgürce yaşaması gerektiğini söyleyen Gümüş, ''Bizler yıllardır verdiğimiz mücadelede Alevi sorununa demokratik bir çözüm getirilmesini istiyoruz. Bunun başlangıçlarından bir tanesi Madımak Oteli'dir'' şeklinde konuştu.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Turgut Öker de Madımak Oteli'nin müze olmasını istedi.

Bu arada anma töreninde, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak, BDP milletvekilleri Osman Özçelik ve Şerafettin Halis ile organizasyona katılan bazı sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de etkinliğe katıldıkları anons edildi.

Konuşmaların ardından topluluk sessizce dağıldı.

-YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ-

Anma etkinliklerinde Sivas'taki polis mevcudunun yanı sıra ilçeler ve çevre illerden gelen 500 polis de görev aldı. Polis, güvenlik tedbirleri kapsamında MOBESE kameralarından da faydalandı. Anma etkinlikleri ve kortej yürüyüşü, MOBESE merkezinden izlendi. Madımak Oteli'nin çevresine ve Mevlana Caddesi'ne ilave MOBESE kameraları konuldu.

Madımak Oteli çevresindeki ve kortej yürüyüşü güzergahındaki çöp konteynerleri kaldırıldı, güzergahta araçların park etmesine izin verilmedi.

Ayrıca çevredeki bazı binaların çatılarına da keskin nişancıların yerleştirildiği görüldü. Etkinlik öncesinde kentte giriş çıkışlarda da polis ekipleri uygulama yaptı.

HÜKÜMETTEN KATILIM

Sivas olaylarının 17. yılında gerçekleştirilecek anma etkinliğine katılmak üzere özel ''ATA'' uçağı ile Sivas'a gelen Faruk Çelik, ilk olarak Valiliği ziyaret etti.

Bakan Çelik, buradan Vali Ali Kolat, bazı milletvekilleri, sivil toplum örgütü başkanları ve kurum temsilcileri ile kol kola yürüyerek Madımak Oteli'ne geçti.

Burada yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Bakan Çelik, 2 Temmuz 1993'ün tarihin acı günlerinden biri olduğunu belirterek, ''O gün sinsi odaklar, karanlık senaryolarını sahnelemek istediler. O gün hain mihraklar eti tırnaktan, tırnağı etten ayırmak istediler. O gün farklılıklarımızı istismar etmek suretiyle yüzlerce yıllık kardeşliğimizi kanla, gözyaşıyla sınadılar'' diye konuştu.

O günden bugüne tam 17 yıl geçtiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

''Biz o günü unutmadık, hayatlarını kaybedenleri anmak için bugün hep birlikte buradayız. Madımak Oteli'nde yaşanan acı hepimizin acısıdır. Tüm Türkiye'nin acısıdır. Bu olayın tarafı olamaz, bu olayın tarafı olmak aslında yangını söndürmemek demektir. Bir gerçek var. O gerçek şu. Ortada birliğimizi, dirliğimizi istemeyen unsurlar var. Ve burada hayatlarını kaybedenler var. Dolayısıyla bu işin tarafı yoktur, tarafları yoktur. Herkes, 73 milyon bir taraftadır. İnsanlık adına bir taraftadır. Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır. Evet ateş hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları, parmağı olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Hayatlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Müessir olayda yakınlarını kaybedenlerin acısını yürekten paylaşıyorum.''

Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım'' dedi.

Anadolu coğrafyasının binlerce yıldır barışın, kardeşliğin, hoşgörünün havzası olduğunu kaydetti. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi gönül fatihlerinin bu topraklarda filizlediğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

''Bu abide şahsiyetlerin dilinden dökülenler, kaleminden damlayanlar bizi birbirimize kaynaştırmıştır. Bu sebepledir ki değişik ırklardan, inançlardan, düşüncelerden insanlar bu topraklarda huzur içinde yaşamışlardır. Bu topraklar birlikte yaşama modelinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Anadolu keder, kader birliğinin adıdır. Bu birlikteliğimizi bozmayı defalarca sınadılar. Maraş'ta sınadılar, Çorum'da sınadılar, Sivas'ta sınadılar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bu milletin hamurunu Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli'ler yoğurdu. Bu hamuru ayrıştırmaya hiçbir bir karanlık odağın gücü yetmez, çünkü biz millet olarak aşure gibiyiz. Aşure binlerce yıllık kardeşliğimizi bir tas içinde simgeleştiren en güzel örnek değil mi? Birbirini değiştirme kaygısı gütmeden, birçok lezzet bir araya geliyor ve yeni bir tat ortaya çıkıyor. Üzüm üzümlüğünü, nohut nohutluğunu, fasulye fasulyeliğini, buğday buğdaylığını, kayısı kayısılığını koruyor. Ama hepsi bir araya geliyor ve bu coğrafyaya özgü aşureyi oluşturuyor. İşte Anadolu'nun özeti budur, Türkiye'nin özeti budur.''

''Biz Alevi'si ile Sünni'si ile tüm unsurlarıyla bu topraklara nakış nakış işlenmiş ve rengarenk Anadolu kilimini oluşturmuşuz'' diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:

''Aynı dertlerle dertlenmiş, aynı mutlulukları paylaşmışız. Kerbela'da birlikte susuz kalmış, Çanakkale'de yedi düvele karşı omuz omuza birlikte mücadele etmişiz. Ülkemizin birlik ve beraberliğini korumak için verdiğimiz şehitleri aynı bayrağa sarmış, aynı toprağa yan yana gömmüşüz. Ama hiçbir güç, hiçbir acı birlikteliğimizi, beraberliğimizi bozamadı. Biz müsaade etmediğimiz, hep beraber müsaade etmediğimiz sürece de birlikteliğimizi bozamayacaklardır. İşte bunun için 17 yıl önce toplumumuza yaşatılan o vahim olayı unutmayacağız ama kardeşliğimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. O olayı hatırladıkça daima kardeşliğimizi hatırlayacağız. Ve birbirimize her zamankinden daha sıkı sarılacağız. Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi 'daima bir, iri ve diri olacağız' Madımak'taki vahşeti bize yaşatanlara vereceğimiz en güzel cevap budur değerli kardeşlerim.''

-''GEÇMİŞTEKİ KARANLIK NOKTALAR...''-

17 yıl önce yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin ne yazık ki zihinlerdeki kuşkuları giderecek düzeyde aydınlatılamadığını ifade eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Alevi Bektaşi kardeşlerimizin sorunlarını, taleplerini ele aldığımız çalıştaylarda tüm katılımcılar bu durumu dile getirdi. Bunun üzerine yakın geçmişimizdeki karanlık kalan tüm noktaların araştırılması için TBMM'ye bir araştırma önergesi verildi. Çünkü geçmişteki karanlık noktaları aydınlattığımız oranda geleceğimiz de o kadar aydınlık olacaktır. Karanlık noktaların geleceğimizi de karartmasına müsaade etmemeliyiz. O günün hukuk ve demokrasi ortamında konuşmayanların bugün daha cesur olacağına inanıyorum. Artık Türkiye kronik sorunlarıyla yüzleşecek demokratik olgunluğa ve sorunlarını istismar eden odakların yakasına yapışacak hukuki ve siyasi kararlılığa sahiptir.''

-MADIMAK OTELİ'NİN KAMULAŞTIRILMASI ÇALIŞMALARI-

Yine çalıştaylarda öne çıkan bir konunun da Madımak Oteli'nin durumu olduğunu ifade eden Çelik, ''Bunun için de gerekli adımları attık. Sayın Valimizin başkanlığında, koordinasyonunda bu süreç yürümektedir. Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla birlikte 17 yıllık bir beklentiyi de gidermiş olacağız'' diye konuştu.

''Görünürdeki bütün bu sorunlar elbette çözülür. Nitekim bu meseleleri gelecek kuşaklara miras bırakma niyetinde değiliz'' diyen Çelik, şöyle devam etti:

''Komisyonlar çalışıyor, talepler neyse bu talepler karşılanacak. Yalnız bir kesimin değil, toplumun her alanda talepleri var. Yöneticilerin görevi bu taleplere cevap bulmaktır. Canla başla, samimi olarak bu sorunların çözümü için gayret ediyoruz. Ama hepimizin önceliği hoşgörü, sevgi ve barış ortamını daha da geliştirmek ve her şeyden önemlisi ön yargıları kırmak, zihinlerdeki Berlin duvarlarını ortadan kaldırmak olmalıdır. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras kardeşliğimizdir. Birlik ve beraberliğimizdir. Kurtuluş mücadelemizin temelini birlikte attığımız Sivas'ı çocuklarımıza kardeşliğimizin başkenti olarak miras bırakalım diyorum.''

-''DERDİMİZİN ÇARESİ YİNE BİZDEDİR''-

Sivas'ta barış, kardeşlik ve yatırıma müsait her türlü ortam olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

''Sivas ve Sivaslılar yanlış bir şekilde tanınmak ve anılmak istemiyorlar. Bu olaylar tabii ki telin edilecektir. Bunun gereği yerine getirilecektir ama Sivaslıların bu konudaki duruşları gayet net açık ve ortadır. Birlikten yanalar, dirlikten yanalar, kardeşlikten yanalar. Bizim derdimizin çaresi yine bizdedir Sivaslılar. Yaramızın ilacı da bizdedir. Birliğimizden rahatsız olanlara karşı birlik ve beraberliğimizi daha ileri taşıyacak adımları hep beraber atmalıyız diyorum. 2 Temmuz 1993'te hayatlarını kaybeden 37 vatandaşımızı bu otelin önünde saygıyla, rahmetle anıyorum. Bir daha Cenab-ı Hak'tan temenni ediyorum, niyaz ediyorum ki bu müessif olayları milletimize göstermesin. Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun diyorum.''

Bakan Çelik daha sonra Sivas Valisi Ali Kolat, AK Parti'li bazı milletvekilleri, Sivas Müftüsü Yusuf Şahin, Cem Vakfı Sivas Şube Başkanı Ali Rıza Kaçan ve bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu grupla birlikte Madımak Oteli önüne karanfil bıraktı.

Çelik, daha sonra Madımak Oteli önünde bulunan vatandaşların taleplerini dinleyerek onlarla bir süre sohbet etti.

KILIÇDAROĞLU: MADIMAK AYDINLANMA MÜZESİNE DÖNÜŞSÜN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur'' dedi.Kılıçdaroğlu, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, 17 yıl önce 2 Temmuzda yaşanan olayın bir insanlık dramı olduğunu belirti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, açıklamasında şunları dile getirdi: ''Aradan 17 yıl geçmesine rağmen yaraların kabuk bağladığını söyleyemeyiz. Yaraların kabuk bağlamamasının bir nedeni de bazı faillerin hala yakalanmamış olmasıdır. Yargılama sürecinde ciddi tartışmalar yaşandı. Yaşamını yitirenlerin aileleri, bu süreçle ilgili olarak kaygılarını ve acılarını henüz üstlerinden atmış değiller. Bu, çok vahim bir olay. Bu vahim olaya karşı bütün insanların ortak tavır alması gerekir.

Biz CHP olarak bu konuda da adımlar attık. Meclis'e teklifler verdik. Bu çerçevede, geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması için Madımak'ın bir aydınlanma müzesine dönüştürülmesi uygun olur. Öte yandan, 2 Temmuzun da aydınlanma günü olarak, geçmişin dramını yaşatmaktan çok geleceğe güvenle bakan bir toplum yaratmak, demokrasiyi içselleştiren, hak ve özgürlükleri geliştiren, bunun için çaba harcanmasının öngörüldüğü bir gün olarak anılması ve bunun, toplumun her kesimince sahiplenilmesi çok önemlidir.''

DSP GENEL BAŞKANI TÜRKER: KATLİAMIN PERDE ARKASINDA KİMLERİN OLDUĞU MUTLAKA ORTAYA ÇIKARTILMALIDIR

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Sivas olaylarının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını belirterek, ''Katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkarılmalıdır'' dedi.

Türker, Sivas olaylarının 17. yılı nedeniyle yayımladığı mesajda, olayın bazı faillerinin yakalandığını, organize edenlerin ise halen yakalanamadığını belirterek, şunları kaydetti:

''2 Temmuz 1993'te Madımak Otelinde yakılan aydınlarımızın, sanatçılarımızın acısını hala yüreğimizde taşıyoruz. Olayın üzerinden 17 yıl geçti. Ama yüreklerdeki yangın hala geçmedi. Katliamı gerçekleştirenlerin bazıları yakalanıp ceza aldı. Ama bu katliamı organize edenler hala yakalanamadı. Madımak'ta yaşananlar, aydınlarımıza yönelik hunharca bir eylem olmanın da ötesinde, demokratik laik Cumhuriyet'imize, devletimize, ulusal birliğimize, barış ve huzurumuza yönelik eylemdi. Bu nedenle, katliamın perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkartılmalıdır.''

Ülke tarihine ''kara bir leke'' olarak geçen Madımak olayının, bir sır perdesinin arkasında bırakılamayacağını kaydeden Türker, bu konuya partiler üstü bir yaklaşımla bakılması gerektiğini belirtti.

Türker, ''Bulunamamış olan diğer failler, organizatörler, tespit edilmeli, hukuk çerçevesinde gereken yapılmalı, gelecek nesillere, aydınlatılmamış bir Türkiye bırakılmamalıdır. Sivas katliamında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyor, bir daha bu tür katliamların yaşanmamasını, yüreklerimizin acıyla dolmamasını temenni ediyoruz'' dedi.